
Giriş
Konkordatoya Hangi Borçlar ve Alacaklar Dahildir? Bu bu çalışma, hangi borç ve alacak türlerinin konkordato sürecine dahil edilebileceği sorusuna yanıt bulmak amacıyla, sunulan yargı kararı analizlerinin incelenmesiyle hazırlanmıştır. Analiz edilen kararlar, İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) konkordatonun kapsamını belirleyen temel ilkesini ve bu ilkenin uygulamadaki istisnalarını ortaya koymaktadır. Çalışma, konkordatoya tabi olan alacaklar, özel statüye sahip alacaklar ve konkordato kapsamı dışında tutulan alacaklar olmak üzere üç ana başlık altında bulguları detaylandırmaktadır.
Genel Kural: Yargı kararlarında istisnasız olarak vurgulanan temel ilke, bağlayıcı hale gelen konkordatonun, “konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburidir” (İİK m. 308/c). Bu kural, borçlunun konkordato projesinde yer alıp almadığına bakılmaksızın, belirtilen dönemde doğan tüm borçları kapsar.
Adi Alacaklar Konkordatonun Temelini Oluşturur: Konkordato projesinin ana konusunu adi (teminatsız) alacaklar oluşturmaktadır. Banka kredileri, ticari satımdan kaynaklanan fatura ve cari hesap alacakları, hizmet alımları (nakliye, temizlik vb.), çek ve senet borçları gibi teminatsız tüm borçlar bu kapsama girmektedir.
Rehinli Alacakların İkili Niteliği: Rehinli alacaklar, konkordato sürecinde özel bir statüye sahiptir. Rehnin kıymetini karşılayan kısım konkordato hükümlerine (tenzilat veya vade) tabi değildir. Ancak, “298 inci madde uyarınca takdir edilen kıymet sonucunda teminatsız kaldıkları kısım için hesaba katılacaktır.” (Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2019/141). Ayrıca, üçüncü bir kişiye ait malla teminat altına alınan alacaklar, adi alacak sayılarak konkordatoya dahil edilir (Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2023/473).
Kapsam Dışı Bırakılan Temel Alacak Grupları: Yargı kararları, üç temel alacak grubunun konkordatonun bağlayıcı hükümlerinin dışında kaldığını net bir şekilde ortaya koymaktadır:
İİK m. 206’nın birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar (örn: işçi alacakları).
Rehinli alacaklıların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamındaki kamu alacakları (örn: vergi ve SGK prim borçları).
Kefalet Borçlarının Durumu: Kefaletten doğan borçlar, konkordatoya dahil edilebilen önemli bir borç türüdür. Kararlarda, “Gerçek kişinin borcu ister kefaletten, isterse üçüncü şahsın fiilini taahhütten kaynaklansın… konkordato teklif edebilir.” (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi, 2019/1244) denilerek, kefalet borçlarının kaynağına bakılmaksızın konkordatoya konu olabileceği vurgulanmıştır.

1. Konkordatoya Tabi Olan Alacaklar
Yargı kararları, konkordatonun kapsamına giren alacakları geniş bir yelpazede ele almaktadır. Bu alacaklar genel olarak “adi alacaklar” olarak nitelendirilir. İncelenen kararlarda öne çıkan ve konkordatoya dahil edilen alacak türleri şunlardır:
Ticari Borçlar: Faturaya dayalı alacaklar, cari hesap borçları, ticari satımdan veya hizmet alımından (yurt dışı nakliye, temizlik hizmeti vb.) kaynaklanan borçlar.
Finansal Borçlar: Banka kredileri (Kredili Mevduat Hesabı, taksitli krediler, iskonto kredileri), kredi kartı borçları, finansal kiralama borçları ve bu borçlara geçici mühlet tarihine kadar işlemiş faizler.
Kıymetli Evraktan Doğan Borçlar: Çek ve senetlerden kaynaklanan borçlar.
Kefalet Borçları: Gerek şahsi kefaletler gerekse şirket borçlarına müteselsil kefil olmaktan kaynaklanan tüm borçlar konkordato kapsamındadır.
Çekişmeli Alacaklar: Borçlu tarafından varlığı veya miktarı itiraz edilen alacaklar da konkordato sürecine dahil edilir. Mahkeme, bu alacakların konkordato nisabına katılıp katılmayacağına ve hangi oranda katılacağına karar verir (İİK m. 302/6).
Rehinli Alacakların Teminatsız Kalan Kısmı: Rehinli bir alacağın, teminatın değerini aşan kısmı adi alacak olarak kabul edilir ve konkordato projesine tabi olur.
Üçüncü Kişi Rehniyle Temin Edilen Alacaklar: Borçlunun borcu için üçüncü bir kişinin malvarlığı üzerinde rehin tesis edilmişse, bu alacak rehinli alacak değil, adi alacak olarak kabul edilir ve konkordatoya tam olarak tabidir. Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kararında bu durum, “Eğer rehinli mal borçluya değil de bir üçüncü kişiye aitse bu alacak adi alacak sayılır ve konkordatoya tâbidir.” şeklinde net bir şekilde ifade edilmiştir.
2. Konkordato Kapsamı Dışında Kalan veya Özel Statüye Tabi Alacaklar
Kanun koyucu ve yargı kararları, bazı alacaklı gruplarını korumak amacıyla konkordatonun bağlayıcı etkisinden muaf tutmuştur. Bu alacaklar şunlardır:
Kamu Alacakları: 6183 sayılı Kanun kapsamındaki vergi, SGK primi gibi amme alacakları konkordatonun tenzilat ve vade hükümlerine tabi değildir. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin (2022/152) kararında belirtildiği üzere, “Bu Kanuna tâbi alacaklar konkordato hükmünün dışında kaldığından (İİK m.308/c) SGK alacaklarının konkordatodan etkilenmediği sonucuna varılmaktadır.”
İmtiyazlı Alacaklar (İİK m. 206/1): İşçilerin son bir yıllık ücret alacakları ve nafaka alacakları gibi birinci sıradaki imtiyazlı alacaklar konkordatoya tabi değildir. Bu borçların tam olarak ödenmesi veya yeterli teminata bağlanması zorunludur.
Rehinli Alacakların Teminatlı Kısmı: Borçlunun kendi malvarlığı üzerindeki rehinle temin edilmiş alacakların, rehnin kıymetini karşılayan kısmı konkordatonun tenzilat ve vade hükümlerinden etkilenmez. Ancak bu alacaklılarla İİK m. 308/h uyarınca borcun yapılandırılması için müzakere yapılabilir ve mühlet süresince rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip durur.
Mühlet İçinde Komiser İzniyle Doğan Borçlar: Borçlunun ticari faaliyetini sürdürmesi için komiserin onayıyla mühlet içinde yaptığı borçlanmalar, konkordato şartlarına tabi değildir ve öncelikli olarak ödenir.
Konkordato Sürecinden Sonra Doğan Alacaklar: Yargılama giderleri, vekalet ücreti ve icra inkar tazminatı gibi konkordato tasdikinden sonra doğan alacaklar, konkordato projesine tabi değildir (İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2018/603).
Ortaklara Olan Borçlar: Bazı kararlarda, özellikle şahıs firmalarında, ortaklara olan borçların “kişinin kendisine olan borcu” olarak değerlendirildiği ve konkordato kapsamı dışında tutulduğu görülmektedir (Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2023/625).
Sonuç
Yargı kararları ışığında, konkordatonun kapsamı İcra ve İflas Kanunu’nun 308/c maddesindeki genel ilke çerçevesinde belirlenmektedir. Bu ilkeye göre, konkordato talebinden önce veya mühlet içinde komiser izni olmaksızın doğan tüm borçlar kural olarak konkordatoya tabidir. Adi nitelikteki ticari, finansal ve kefalet borçları bu kapsamın merkezinde yer almaktadır. Bununla birlikte, kanun koyucunun kamu alacakları, birinci sıradaki imtiyazlı alacaklar ve rehinli alacakların teminatla karşılanan kısmı gibi belirli alacak türlerini koruma altına aldığı ve bunları konkordatonun bağlayıcı etkilerinden istisna tuttuğu açıkça görülmektedir. Rehinli alacakların teminatsız kalan kısımlarının adi alacağa dönüşmesi ve üçüncü kişi rehinlerinin adi alacak sayılması gibi teknik ayrımlar, konkordato hukukunun önemli detaylarını oluşturmaktadır. Bir yazı önerisi.
Neden Uzman Konkordato Avukatı Desteği Gerekli?
Konkordato süreci; borçların kapsamı, alacak türlerinin ayrımı, rehinli–adi alacak hesaplamaları, mühlet içinde doğan borçların statüsü, kamu alacaklarının konkordato dışı bırakılması, üçüncü kişi rehinleri ve kefalet borçlarının hukuki niteliği gibi son derece teknik ve hata kabul etmeyen aşamalardan oluşur. Yargı kararlarının gösterdiği üzere, yanlış alacak sınıflandırması, eksik bildirim, yanlış nisap hesabı veya hatalı proje planlaması konkordatonun tamamının reddine yol açabilmektedir.
Özellikle İstanbul, Tuzla, Pendik, Kartal, Maltepe, Kadıköy, Ataşehir, Ümraniye, Gebze, Dilovası, Çayırova gibi ticari hacmi yüksek bölgelerde konkordato dosyaları daha karmaşık ve denetim yoğun ilerlemektedir. Bu nedenle sürecin mutlaka konkordato alanında deneyimli bir hukuk ekibi tarafından yürütülmesi gerekmektedir.
2M Hukuk Avukatlık Bürosu, konkordato başvurusu, geçici ve kesin mühlet süreci, projelendirme, alacak listelerinin hazırlanması, rehinli alacak kıymet takdiri, komiser süreçleri, alacaklılar toplantısı ve tasdik yargılaması aşamalarında teknik ve profesyonel destek sağlayarak müvekkillerinin süreci en sağlıklı şekilde yönetmesine yardımcı olur.
Uzman konkordato avukatı desteği şu nedenlerle zorunludur:
Alacak türlerinin doğru sınıflandırılması (adi – rehinli – kamu – imtiyazlı).
Rehinli alacakların teminatsız kalan kısmının doğru hesaplanması.
Komiser ile uyumlu ve mevzuata uygun proje hazırlanması.
Tasdik davasında hataya yol açabilecek hukuki risklerin bertaraf edilmesi.
Alacaklı itirazları, ek liste düzenlemeleri ve revize proje süreçlerinin doğru yönetilmesi.
Kamu alacaklarının kapsam dışında tutulması nedeniyle ortaya çıkan ödeme planlarının doğru kurgulanması.
Konkordato, işletmenin geleceğini ve ticari itibarını doğrudan etkileyen kritik bir süreçtir. Bu nedenle, sürecin başından sonuna kadar uzman bir konkordato avukatı ile ilerlemek en doğru ve güvenli yaklaşımdır.


