
Mehri Muaccel ve Mehri Müeccel Kavramları Arasındaki Farklar Nelerdir ve Görevli Mahkeme Hangisidir? İncelenen Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi kararları ışığında; mehri muaccel ve mehri müeccel kavramlarının tanımları, hukuki nitelikleri ve bu alacak kalemleri için görevli mahkemelerin belirlenmesine ilişkin tespitler aşağıda sunulmuştur.
1. Mehri Muaccel ve Mehri Müeccel Arasındaki Farklar
Yargı kararlarında bu iki kavram, ödeme zamanı ve hukuki nitelik açısından birbirinden ayrılmaktadır:
Tanım ve Ödeme Zamanı:
Mehri Muaccel: Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (2017/451 ve Ankara BAM (2018/2582kararlarına göre; İslam hukukunda erkeğin nikâhtan önce kadına verdiği mehir veya peşin ödenen mehir olarak tanımlanmaktadır. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi (1984/9153 kararında, mehrin peşin ödenmesi durumunda “mehri muaccel” adını aldığı belirtilmiştir.
Mehri Müeccel: Erkeğin nikâhtan sonra, evlilik devam ederken veya evlilik sona erdikten sonra (boşanma ya da ölüm) kadına vermeyi vaat ettiği mehir türüdür. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi (2013/14868 ve 4. Hukuk Dairesi (1984/9153) kararlarında, mehri müeccel “ileriye yönelik bir bağışlama vaadi” olarak nitelendirilmiştir.
Hukuki Nitelik:
Mehri Muaccel: Genellikle “ödenmiş olan bir alacak” veya evlenme nedeni ile verilen bir değer olarak kabul edilmektedir.
Mehri Müeccel: Yargıtay 8. Hukuk Dairesi (2014/22932 ve 2. Hukuk Dairesi (2023/4858) kararlarında açıkça belirtildiği üzere, mehri müeccel bir “bağışlama vaadi” (TBK m. 288, eBK m. 238) niteliğindedir. Bu vaadin geçerliliği yazılı olma koşuluna bağlıdır. Ayrıca, bu alacağın istenebilir hale gelmesi için boşanma kararının kesinleşmesi veya ölüm gibi şartların gerçekleşmesi gerekmektedir (Yargıtay 3. HD – 2013/14868).
2. Görevli Mahkemelerin Belirlenmesi ve Ayrımı
İncelenen kararlar, mehri muaccel ve mehri müeccel taleplerinin hukuki niteliklerine göre farklı mahkemelerin görev alanına girebileceğini göstermektedir. Özellikle son tarihli kararlarda “Bağışlama Vaadi” nitelendirmesi görevli mahkemeyi değiştiren temel unsurdur.
Genel Mahkemelerin (Asliye Hukuk) Görevli Olduğu Durumlar:
Mehri Müeccel (Bağışlama Vaadi): Yargıtay 8. Hukuk Dairesi (2014/22932) ve Yargıtay 2. Hukuk Dairesi (2023/4858) kararlarına göre; mehri müeccel talebi, Aile Hukukundan kaynaklanan bir alacak olmayıp, Türk Borçlar Kanunu’nun bağışlama vaadine ilişkin genel hükümlerine (TBK m. 286 vd.) dayanmaktadır. Bu sebeple, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunduğu kabul edilerek uyuşmazlığın çözümünde Asliye Hukuk Mahkemeleri görevlidir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 29.04.2024 tarihli (2023/4858 E. kararında, mehir tazminatı (müeccel) talebi yönünden Aile Mahkemesi’nin görevsizliğine hükmedilmesi gerektiği, bu talebin Borçlar Hukuku kapsamında olduğu vurgulanmıştır.
Aile Mahkemelerinin Görevli Olduğu Durumlar:
Ziynet ve Eşya Alacakları: Aynı kararda (Yargıtay 2. HD – 2023/4858), ziynet eşyalarına ilişkin taleplerin Aile Mahkemesi’nde görülmeye devam ettiği ve bu kısmın onandığı görülmektedir.
İstisnai Durumlar ve Uygulama Farklılıkları: Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin daha eski tarihli veya farklı içerikli bazı kararlarında (Örn: 2022/9656 davanın Aile Mahkemesi’nde görüldüğü ve davalı vekilinin “müeccel olduğu için genel mahkemeler görevlidir” itirazına rağmen kararın onandığı görülmüştür. Ancak, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (2017/451), mehir senedinden kaynaklanan ve üçüncü kişilere (örn. kayınpeder) yönelik taleplerin Aile Mahkemesi’nin görevine girmediğini, genel mahkemelerde çözümlenmesi gerektiğini belirtmiştir.
3. Sonuç ve Değerlendirme
Sunulan yargı kararları analiz edildiğinde şu sonuçlara varılmaktadır:
Kavramsal Fark: Mehri muaccel peşin/hemen verilen bir değer iken; mehri müeccel, yazılı şarta bağlı (boşanma/ölüm) ileriye dönük bir “bağışlama vaadi”dir.
Mahkeme Ayrımı: Mehri müeccel talepleri, “bağışlama vaadi” hukuki niteliğini taşıdığı için Aile Hukuku kapsamından çıkarılarak Borçlar Hukuku kapsamında değerlendirilmekte ve Asliye Hukuk Mahkemeleri görevli sayılmaktadır (Yargıtay 8. HD 2014/22932, Yargıtay 2. HD 2023/4858).
Usul: Bir boşanma davası içinde hem ziynet (muaccel kapsamına girebilen eşyalar) hem de mehir senedine dayalı müeccel alacak talep edildiğinde; mahkemelerin ziynet için Aile Mahkemesi sıfatıyla, bağışlama vaadi (müeccel) için ise tefrik (ayırma) kararı vererek görevsizlik (Asliye Hukuk) yönünde hüküm kurması gerektiği anlaşılmaktadır. Bir yazı önerisi.

Neden Uzman Boşanma Avukatı Desteği Gereklidir?
Mehri muaccel ve mehri müeccel ayrımı, hem kavramsal hem de görevli mahkeme yönünden yüksek teknik bilgi gerektiren bir konudur. Özellikle mehri müeccelin Yargıtay içtihatlarında “bağışlama vaadi” olarak değerlendirilmesi, davanın Aile Mahkemesi yerine Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülmesine yol açabilmektedir. Bu ayrımın yanlış yapılması; davanın reddine, yetkisizlik kararlarına ve sürecin gereksiz yere uzamasına sebep olabilir.
Boşanma davası içerisinde ziynet alacağı, mehir alacağı, mehir senedine dayalı ileriye yönelik müeccel talepler birlikte ileri sürüldüğünde mahkemenin bu talepleri doğru şekilde tefrik etmesi gerekir. Bu aşamada yapılacak küçük bir usul hatası bile müvekkilin önemli bir alacak kalemini kaybetmesine ya da yanlış mahkemede yıllarca yargılama yapılmasına neden olabilir.
Ayrıca mehir senetlerinin geçerliliği, yazılı şekil şartı, istenebilirlik zamanı ve Yargıtay’ın son içtihatlarıyla uyumlu hukuki değerlendirmelerin yapılması da ciddi bir uzmanlık gerektirir.
İşte bu nedenle, boşanma, mehir, ziynet ve mehir senedi kaynaklı alacak davalarında, hem usul hem de maddi hukuk açısından kapsamlı tecrübeye sahip, ilgili içtihatları yakından takip eden bir uzman boşanma avukatı ile çalışmak hayati önem taşır.
Bölgenizde Uzman Avukat ile Çalışmanın Önemi
Özellikle İstanbul Anadolu Yakası’nın yoğun nüfuslu bölgelerinde (Tuzla, Pendik, Kartal, Maltepe, Kadıköy, Ataşehir, Ümraniye) ve Kocaeli – Gebze hattında görülen boşanma ve mehir davalarında, bölgesel tecrübe ve yerel mahkemelerin uygulamalarına hâkimiyet sürecin hızlı ve doğru ilerlemesi açısından belirleyicidir.
2M Hukuk Avukatlık Bürosu ile Profesyonel Destek
Tuzla merkezli 2M Hukuk Avukatlık Bürosu,
mehri muaccel–mehri müeccel ayrımına ilişkin davalarda,
mehir senedi geçerliliği ve alacağı davalarında,
ziynet eşyası alacaklarında,
boşanma davası stratejisinin oluşturulmasında
uzman, güncel içtihatları yakından takip eden hukuki destek sunmaktadır.
Doğru hukuki yönlendirme sayesinde davanın doğru mahkemede açılması, taleplerin en güçlü dayanaklarla sunulması ve yargılama sürecinin hızlı ilerlemesi sağlanır. Böylece hem hak kaybı riski ortadan kalkar hem de süreç daha öngörülebilir ve kontrol edilebilir hâle gelir.


