Giriş

Bu çalışma, konkordatonun tasdik şartlarını, sunulan ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararları ile Yargıtay içtihatları temelinde analiz etmektedir. Analiz edilen kararlar, konkordatonun tasdikinin 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 305. maddesinde düzenlenen şartlara sıkı sıkıya bağlı olduğunu göstermektedir. Yargı kararlarına göre bu şartlar kümülatif nitelikte olup, tamamının aynı anda gerçekleşmesi zorunludur. Mahkemeler, kamu düzenine ilişkin kabul edilen bu şartların varlığını re’sen (kendiliğinden) araştırmakla yükümlüdür ve bu süreçte komiser raporları yol gösterici olsa da mahkeme bu raporlarla bağlı değildir. Alacaklıların projeyi kabul etmiş olması, tasdik için tek başına yeterli bir sebep teşkil etmemekte, mahkemenin kanuni şartların tamamını ayrıca denetlemesi gerekmektedir.

1. Konkordato Tasdik Şartlarının Niteliği ve Mahkemenin Rolü

Yargı kararları, tasdik şartlarının kümülatif niteliğini ve mahkemenin bu konudaki denetim yetkisini net bir şekilde ortaya koymaktadır. Şartlardan herhangi birinin eksikliği, diğer tüm şartlar sağlanmış olsa dahi, tasdik talebinin reddi için yeterlidir. İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bir kararında bu durum, Konkordatonun tasdiki için İİK m. 305 hükmünde sayılan konkordatonun tasdiki şartlarının tümünün gerçekleşmesi aranır. Bu sebeple, kanuni şartlardan birinin mevcut olmadığının anlaşılması halinde konkordatonun tasdiki talebi, bütün tasdik şartları hakkında tek tek karar verilmesine gerek olmaksızın reddedilebilir” şeklinde ifade edilmiştir.

Mahkemenin rolü, alacaklıların iradesiyle sınırlı değildir. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi’nin belirttiği gibi, Konkordatonun alacaklılarca kabulü başlı başına konkordatonun tasdiki sonucunu doğurmayacaktır. Mahkeme ancak 305. maddede öngörülen koşullar varsa konkordatoyu tasdik edecektir.” Bu bağlamda mahkeme, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin bir kararında da vurgulandığı üzere, kamu düzenine ilişkin bu şartları re’sen araştırarak borçlu, alacaklılar ve kamu menfaati arasında bir denge kurmakla yükümlüdür.

2. Konkordato Tasdikinin Maddi ve Usuli Şartların Değerlendirilmesi

Projenin Kabulü İçin Gerekli Çoğunluk (İİK m. 305/c): Kararlarda en sık karşılaşılan ret sebeplerinden biri, İİK’nın 302. maddesinde belirtilen çoğunluğun sağlanamamasıdır. Adana Bölge Adliye Mahkemesi kararında alıntılanan kurala göre projenin kabulü için iki alternatifli çoğunluk aranır:”Konkordato projesi; a) Kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını veya b) Kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilmiş sayılır.” Bu nisapların sağlanamaması, tasdik şartlarının oluşmadığı anlamına gelmekte ve talebin doğrudan reddine yol açmaktadır (Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2023/713).

Kaynaklarla Orantılılık ve Menfaat Dengesi (İİK m. 305/b): Bu şart, projenin gerçekçi ve uygulanabilir olmasını temin eder. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi’nin bir kararı, bu ilkenin önemini göstermektedir. Mahkeme, borca batık olmayan ve ödeme gücü bulunan bir şirketin, borçlarını uzun vadeye yayarak faizsiz ödemeyi teklif etmesinin kaynaklarla orantılılık şartına aykırı olduğuna hükmetmiştir:”Borca batık olmayan ödeme gücü olan şirketin faizsiz ödeme yani tenzilat konkordatosu talebini kabul etmek İİK’nın 305/1-b maddesinde ifade edilen teklifin borçlunun kaynakları ile orantılı olması şartına aykırılık teşkil eder.” Benzer şekilde, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi de ödeme süresinin uzunluğu nedeniyle alacaklılar aleyhine menfaat dengesini bozan projelerin reddedilmesi gerektiğini belirtmiştir.

Harç ve Giderlerin Yatırılması (İİK m. 305/e): Bu şart, usuli bir gereklilik olmasına rağmen tasdik için mutlak bir ön koşuldur. İncelenen birden fazla ilk derece mahkemesi kararında (İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2018/999 ve 2022/424), borçlunun verilen kesin sürelere rağmen tasdik harcını ve yargılama giderlerini yatırmaması, tek başına konkordato talebinin reddi sebebi olarak kabul edilmiştir.

İmtiyazlı Alacakların Durumu (İİK m. 305/d): İmtiyazlı alacakların, özellikle işçi alacaklarının tam olarak ödenmesi veya teminata bağlanması kritik bir şarttır. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nin bir kararında bu husus, “İşçilik alacaklarının ödenmemiş olması da başlı başına konkordato tasdik isteminin reddi gerekçesidir.” şeklinde net bir dille ifade edilmiştir.

3. Konkordatonun Tasdikinde Yargı Kararlarında Öne Çıkan Diğer İlkeler

Projenin Başarıya Ulaşma İhtimali: Kanunda açıkça bir tasdik şartı olarak sayılmasa da, mahkemeler projenin gelecekteki başarısını önemli bir kriter olarak değerlendirmektedir. Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bir kararında bu ilke şöyle vurgulanmıştır:”Konkordatoda mühlet verilebilmesi ve konkordatonun tasdiki için en önemli koşul konkordatonun başarılı olma ihtimali ve borçlunun teklifinin borçlunun kaynakları ile orantılı olmasıdır.”

Dürüstlük ve İyi Niyet: Her ne kadar yasal düzenlemeden “dürüstlük” şartı çıkarılmış olsa da, mahkemeler borçlunun davranışlarını ve iyi niyetini göz önünde bulundurmaya devam etmektedir. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’nin bir kararına göre, alacaklılar arasında eşitsizlik yaratan veya malvarlığını kaçırmaya yönelik kötü niyetli davranışlar tasdike engel teşkil edebilir. Benzer şekilde, İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi, borçlunun mühlet süresindeki davranışlarının ve iyi niyetinin de mahkemece değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir.

Sonuç

İncelenen yargı kararları bütünüyle değerlendirildiğinde, konkordatonun tasdikinin basit bir alacaklı onayına indirgenemeyeceği; mahkemenin çok yönlü ve titiz bir denetim yaptığı bir süreç olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemeler, İİK’nın 305. maddesinde sayılan beş temel şartın (iflasa göre avantaj, kaynaklarla orantılılık, alacaklı çoğunluğu, imtiyazlı alacakların güvencesi, harçların ödenmesi) kümülatif olarak gerçekleşip gerçekleşmediğini re’sen araştırmaktadır. Bu maddi ve usuli şartların yanı sıra, projenin başarı ihtimali, borçlunun iyi niyeti ve taraflar arasındaki menfaat dengesi gibi ilkeler de tasdik kararında belirleyici olmaktadır. Bu şartlardan herhangi birinin eksikliği, konkordato talebinin reddedilmesi ve borçlunun iflasa tabi olması halinde iflasına karar verilmesi sonucunu doğurmaktadır. Bir yazı önerisi.

Neden Uzman Konkordato Avukatı Desteği Gereklidir?

Konkordato tasdik süreci, yalnızca borçlu ve alacaklı arasında yapılan bir ödeme düzenlemesi değildir; mahkemenin re’sen araştırma yükümlülüğü altında yürüyen, hukuki ve finansal açıdan yüksek teknik uzmanlık gerektiren bir süreçtir. İİK m. 305’teki kümülatif tasdik şartlarının eksiksiz karşılanması, projenin gerçekçi ve kaynaklarla orantılı olması, alacaklı çoğunluğunun doğru hesaplanması, imtiyazlı alacakların güvence altına alınması ve projenin başarıya ulaşma ihtimalinin kanıtlanması gibi unsurlar, profesyonel bir hazırlık gerektirir. Bu nedenle uzman bir konkordato avukatının süreçte yer alması, tasdik ihtimalini doğrudan etkileyen kritik bir gerekliliktir.

Hatalı hazırlanmış mali tablolar, eksik belgeler, yanlış düzenlenmiş karşılaştırmalı tablolar, denetim raporundaki uyumsuzluklar veya eşitlik ilkesini zedeleyen ödeme planları, konkordato taleplerinin ilk aşamada reddedilmesine yol açabilmektedir. Uzman bir konkordato avukatı, mahkemelerin kriterlerine uygun bir proje hazırlanmasını sağlar; komiserle iletişimi, bilirkişi süreçlerini ve dosyanın bütün stratejik yönlendirmelerini profesyonel şekilde yönetir. Böylece hem borçlunun iyi niyeti hem de projenin gerçekçiliği daha etkin bir biçimde ortaya konur.

Bu süreç hem hukuki hem finansal açıdan teknik uzmanlık gerektirdiğinden hatasız ilerlemek zordur. 2M Hukuk Avukatlık Ofisi, İstanbul, Tuzla, Pendik, Kartal, Maltepe, Gebze, Darıca, Çayırova, Şekerpınar ve Tepeören’de konkordato başvurusu, mühlet ve tasdik süreçlerinde profesyonel destek sunmakta; belgelerin hazırlanması, projenin kurgulanması, denetim raporu uyumu ve mahkeme sürecinin yönetimi gibi tüm aşamalarda işletmelere güvenilir hukuki danışmanlık sağlayarak konkordatonun başarı şansını artırmaktadır.