
Giriş
Bu çalışma, konkordatonun mahkeme tarafından tasdik edilmesinin ardından borçların ödenmesine ilişkin ödeme planının nasıl işlediğini, yargı kararları ışığında analiz etmektedir. İncelenen mahkeme kararları, ödeme planının hukuki niteliğini, içeriğini, çeşitliliğini, uygulanmasının denetimini ve plana uyulmamasının sonuçlarını ortaya koymaktadır. Çalışma, borçlu ve alacaklılar için bağlayıcı olan bu sürecin temel dinamiklerini ve mahkemelerin uygulamadaki farklı yaklaşımlarını özetlemektedir.
Ana Bulgular
Yargı kararlarının incelenmesi sonucunda konkordato sonrası ödeme planının işleyişine dair temel bulgular şunlardır:
Hukuki Bağlayıcılık: Ödeme planı, mahkemenin konkordatoyu tasdik kararı ile birlikte hukuken bağlayıcı hale gelir. Birçok kararda bu bağlayıcılığın, kararın kesinleşmesi beklenmeksizin derhal başladığı vurgulanmaktadır.
Planın İçeriği: Ödeme planları; borcun ödenecek miktarını (tenzilatlı veya tam), ödeme vadesini, taksit sayısını, taksit sıklığını (aylık, üçer aylık vb.), ödemelerin başlangıç tarihini ve faiz uygulanıp uygulanmayacağını detaylı bir şekilde içerir. Bu plan, mahkeme kararının ayrılmaz bir eki olarak kabul edilir.
Uygulamada Çeşitlilik: Mahkeme kararları, borçlunun mali durumuna ve projenin niteliğine göre oldukça çeşitli ödeme planlarının onaylandığını göstermektedir. Bazı planlar ödemesiz dönemler içerirken, bazıları borçları faizli veya faizsiz olarak yapılandırmakta, bazıları ise artan oranlı taksitler öngörmektedir.
Denetim ve Gözetim: Konkordatonun tasdikinden sonra, ödeme planının uygulanmasını denetlemek ve borçlunun faaliyetlerini gözetmek amacıyla genellikle bir kayyım atanır. Kayyım, belirli periyotlarla mahkemeye rapor sunarak sürecin işleyişi hakkında bilgi verir.
Plana Uymamanın Yaptırımı: Borçlunun tasdik edilen ödeme planına uymaması, taksitleri zamanında ödememesi halinde, alacaklıya İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 308/e maddesi uyarınca kendisi yönünden konkordatonun feshini talep etme hakkı doğurur.
Kararların Bozulması: İlk derece mahkemesince tasdik edilen bir konkordato projesi ve ödeme planı, istinaf incelemesi sonucunda Bölge Adliye Mahkemesi tarafından kaldırılabilir. Bu durumda, onaylanan ödeme planı fiilen yürürlüğe girmemiş olur.
1.Konkordato Ödeme Planının Hukuki Niteliği ve Yürürlüğe Girmesi
İncelenen kararlarda ortak ve en temel nokta, ödeme planının mahkemenin tasdik kararıyla birlikte alacaklılar ve borçlu için bağlayıcı bir hukuki metne dönüşmesidir. Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin belirttiği gibi, “konkordato mahkemenin tasdik kararı ile bağlayıcı hale gelir ve gerekli çoğunluğun sağlanması ile tasdik edilen konkordato projesi kapsamında sunulan ödeme planına alacaklıların uymak zorunda olduğunu” kabul etmek gerekir.
Bu bağlayıcılığın ne zaman başlayacağı kritik bir detaydır. Konya ve İstanbul Anadolu mahkemelerinin kararlarında bu husus net bir şekilde vurgulanmıştır. Konya Bölge Adliye Mahkemesi kararında, “tasdik kararının gerekçeli kararın kesinleşmesi beklenilmeksizin derhal (13/01/2020 tarihi itibariyle) bağlayıcı hale gelmesine karar verildiği” belirtilerek, sürecin hızla işlemeye başladığı görülmektedir. Bu durum, alacaklıların haklarına bir an önce kavuşması ve borçlunun da yükümlülüklerine başlaması açısından önem taşımaktadır.
2. Ödeme Planlarının İçeriği ve Çeşitliliği
Yargı kararları, “tek tip” bir ödeme planı olmadığını, her konkordato dosyasının kendi özel koşullarına göre şekillendiğini göstermektedir.
Ödeme Miktarı ve Tenzilat: Planlar, borcun tamamının (%100) ödenmesini (vade konkordatosu) veya belirli bir oranda indirim yapılmasını (tenzilatlı konkordato) öngörebilir. Örneğin, Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi bir kararında borçların %100’ünün faizsiz ödeneceğini belirtirken, Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi bir başka dosyada “…tüm borçlarının %39,56 indirim ve kalan bakiye %60,44 bir yıl ödemesiz… 36 ay vade ile… ödenmesine” karar vermiştir.
Vade ve Taksitlendirme: Ödeme süreleri ve taksit sıklığı büyük farklılıklar göstermektedir. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi kararında görülen “3 ay süre ile 3 eşit taksit” gibi kısa vadeli planlardan, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi kararındaki “toplam 72 taksit” gibi uzun vadeli planlara kadar geniş bir yelpaze mevcuttur. Ödemeler aylık, üçer aylık, altı aylık veya yıllık periyotlarla düzenlenebilmektedir.
Ödemesiz Dönem: Birçok projede, borçlunun mali durumunu toparlamasına olanak tanımak amacıyla ödemesiz dönemler öngörülmektedir. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin incelediği bir dosyada “1 yıl ödemesiz, faizsiz” bir dönemden sonra ödemelerin başlayacağı kararlaştırılmıştır.
Faiz Uygulaması: Planlar faizli veya faizsiz olabilmektedir. Faizsiz ödeme yaygın bir uygulama olmakla birlikte, bazı kararlarda borca faiz işletildiği görülmektedir. Örneğin, Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi bir kararında “anaparanın %5 faizi ile birlikte (%100+%5 faiz) eşit taksitler halinde” ödeme yapılmasına hükmetmiştir. Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi ise bir kararında “yıllık %24 faizi ile birlikte” ödeme öngörmüştür.
Rehinli ve Adi Alacaklı Ayrımı: Bazı kararlarda rehinli alacaklılar ile adi alacaklılar için farklı ödeme planları oluşturulduğu görülmektedir. Rehinli alacaklılarla genellikle İİK m. 308/h uyarınca ayrı protokoller imzalanarak borçlar yapılandırılmaktadır.
3. Uygulamanın Denetimi ve Kayyımın Rolü
Konkordatonun tasdikinden sonra ödeme planına uyulup uyulmadığının denetlenmesi kritik bir aşamadır. Bu amaçla mahkemeler, genellikle bir kayyım atamaktadır. İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi kararında kayyımın görevi, “borçlunun işletme faaliyet durumu ve proje uyarınca borçlarını ödeme kabiliyetini muhafaza edip etmediği konusunda her iki ayda bir mahkememize rapor sunulması” şeklinde tanımlanmıştır. Kayyım raporları, ödeme planının ihlal edilip edilmediğinin tespitinde önemli bir delil niteliği taşır.
4. Ödeme Planına Uymamanın Hukuki Sonuçları
Borçlunun tasdik edilen ödeme planına riayet etmemesi, konkordato kurumunun en hassas noktalarından biridir. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi’nin bir kararında bu durum net bir şekilde ifade edilmiştir: “projede yazılı taksitlerden birinin gününde ödenmemesi yeterli olacağı” ve “ademi ifayı takiben yeni bir mühlete yahut borçlunun ayrıca temerrüde düşürülmesine ihtiyaç duyulmayacağı” belirtilmiştir.
Ödemesini alamayan alacaklı, İİK m. 308/e uyarınca konkordatoyu tasdik eden mahkemeye başvurarak kendisi hakkında konkordatonun feshini talep edebilir. Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bir kararında, borçlunun ödemeleri aksatması üzerine konkordatonun kısmen feshedildiği ve alacaklının “konkordato uyarınca kazanmış olduğu yeni hakları muhafaza etmekle birlikte konkordatoyu tasdik eden mahkemeye başvurarak kendisi hakkında konkordatoyu feshettirebileceği” ilkesi uygulanmıştır.
Sonuç
Yargı kararları, konkordato onaylandıktan sonraki ödeme planının, borçlunun mali rehabilitasyonunu ve alacaklıların haklarını dengeleyen, mahkeme denetiminde yürütülen yapılandırılmış bir süreç olduğunu ortaya koymaktadır. Ödeme planı, tasdik kararı ile birlikte derhal bağlayıcı hale gelen, vade, taksit, faiz ve ödemesiz dönem gibi unsurları detaylıca düzenleyen ve borçlunun mali geleceğini şekillendiren temel belgedir. Planların içeriği dosyadan dosyaya büyük farklılıklar gösterse de, hepsinin ortak amacı borçların öngörülebilir bir takvim dahilinde ödenmesini sağlamaktır. Kayyım denetimi altında yürütülen bu sürecin başarısı, borçlunun ödeme planına sadakatine bağlı olup, plana uyulmaması alacaklılara konkordatoyu feshetme hakkı tanıyarak sistemin etkinliğini güvence altına almaktadır. Bir yazı önerisi.

Neden Uzman Konkordato Avukatı Desteği Gereklidir?
Konkordato süreci, teknik bilgi ve hukuki tecrübe gerektiren, hataya yer bırakmayan bir yeniden yapılandırma mekanizmasıdır. Özellikle tasdik sonrası ödeme planlarının hazırlanması, uygulanması ve denetlenmesi aşamalarında yapılacak küçük bir hata, hem borçlunun mali rehabilitasyonunu hem de alacaklıların alacaklarını tehlikeye atabilir. Bu nedenle, sürecin başından sonuna kadar uzman bir konkordato avukatı ile çalışmak büyük önem taşır.
İstanbul, özellikle de Tuzla, Pendik, Kartal, Maltepe, Gebze ve Çayırova gibi ticari ve sanayi faaliyetlerinin yoğun olduğu bölgelerde konkordato davaları sıkça görülmektedir. Bu bölgelerde faaliyet gösteren işletmeler, deneyimli bir konkordato avukatının desteğiyle ödeme planlarını mevzuata uygun biçimde hazırlayabilir, mahkeme ve alacaklı ilişkilerini profesyonelce yönetebilir ve sürecin başarıyla sonuçlanmasını sağlayabilir.
Kısacası, konkordato süreci yalnızca bir borç erteleme değil; doğru yönetildiğinde şirketin yeniden doğuşunu sağlayan bir fırsattır. Bu fırsatın hukuken güvenli bir şekilde yürütülebilmesi için konkordato alanında uzman bir avukatın rehberliği zorunludur.



