Mobbinge Uğrayan Kamu Çalışanın Ne Yapmalı? İncelenen yargı kararları doğrultusunda, mobbinge (psikolojik taciz) maruz kalan kamu çalışanlarının başvurabileceği idari ve yargısal merciler, eylemin niteliğine, failin statüsüne ve talep edilen hukuki korumanın türüne göre çeşitlilik göstermektedir. Başvuru yolları aşağıda detaylandırılmıştır:

1. Mobbing İdari Başvuru Yolları

Kamu çalışanları, yargı yoluna gitmeden önce veya yargı süreciyle bağlantılı olarak idari makamlara başvuruda bulunabilirler:

Kurum İçi Başvurular: Çalışanlar, mobbing teşkil eden eylemlerin sonlandırılması, çalışma şartlarının düzeltilmesi veya sorumlular hakkında işlem yapılması talebiyle kendi kurumlarına (Örn: Müdürlük, Rektörlük, Bakanlık) dilekçe ile başvurabilirler. Danıştay 12. Dairesi kararlarında, çalışma şartlarının düzeltilmesi istemiyle kuruma yapılan başvurunun reddi üzerine dava açıldığı görülmektedir.

Üst İdari Merciler: Kurum içi hiyerarşide sonuç alınamaması durumunda, Kaymakamlık, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü veya Yükseköğretim Kurulu (YÖK) gibi üst mercilere şikâyet başvurusu yapılabilmektedir.

ALO 170 ve İletişim Merkezleri: Danıştay 5. Dairesi tarafından atıf yapılan 2011/2 sayılı Başbakanlık Genelgesi uyarınca, çalışanlar “Çalışma ve Sosyal Güvenlik İletişim Merkezi, ALO 170” üzerinden psikologlar vasıtasıyla yardım ve destek alabilirler.

Sivil Toplum Kuruluşları: Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararında, bir davacının mobbing iddiasıyla ilgili olarak bir derneğe başvurduğu ve bunun sürecin ilk adımı olarak kabul edildiği belirtilmiştir.

2. Mobbing Yargısal Başvuru Yolları

Yargı kararlarında, mobbinge karşı açılacak davalarda görevli mahkemenin belirlenmesinde “hizmet kusuru” ve “kişisel kusur” ayrımı belirleyici olmaktadır.

A. İdari Yargı (İdare Mahkemeleri) Kamu çalışanları (memurlar), mobbingin idari işlem ve eylemlerden kaynaklandığı durumlarda idari yargıya başvurmalıdır.

Başvuru Kapsamı: Hukuka aykırı disiplin cezaları, atama/atamama, nakil, geçici görevlendirme, görevden alma gibi idari işlemler yoluyla uygulanan mobbing hallerinde “görev kusuru” kapsamında doğrudan idare aleyhine dava açılmaktadır.

Dava Türü: İptal davası (işlemin iptali için) ve Tam Yargı Davası (maddi ve manevi tazminat için).

Ön Başvuru Zorunluluğu: Danıştay 2. Dairesi’nin bir kararında, mobbingin idari işlemlerden kaynaklanması halinde, 2577 sayılı Kanun’un 12. maddesi uyarınca doğrudan tam yargı davası açılabileceği, idareye ön başvuru (ön karar alma) zorunluluğunun bulunmadığı belirtilmiştir. Ancak Danıştay 8. Dairesi’nin başka bir kararında, tazminat talebiyle önce idareye başvurulduğu, zımni ret üzerine dava açıldığı süreçler de yer almaktadır.

Uyuşmazlık Mahkemesi Görüşü: Memur statüsündeki personelin mobbing iddiasıyla istifa etmesi veya tazminat talep etmesi durumunda, davanın çözüm yerinin İş Mahkemesi değil, İdari Yargı olduğu hükme bağlanmıştır.

B. Adli Yargı (Hukuk Mahkemeleri) Mobbingin idari bir işlemden ziyade, kamu görevlisinin kişisel husumeti, hakareti ve haksız fiili niteliğindeki davranışlarından kaynaklandığı durumlarda adli yargı yolu gündeme gelmektedir.

Kişisel Kusur Ayrımı: Danıştay 8. Dairesi ve Yargıtay 4. Hukuk Dairesi kararlarına göre; çalışanın aşağılanması, küçümsenmesi, dışlanması, kişiliğinin zedelenmesi gibi eylemler doğrudan kamu görevlisinin kişisel davranışlarıyla (kişisel hırs, öfke) gerçekleşiyorsa, bu durum “kişisel kusur” sayılır. Bu hallerde doğrudan fail olan kamu görevlisi aleyhine Adli Yargıda (Asliye Hukuk Mahkemesi) manevi tazminat davası açılabilir.

İş Mahkemeleri: Kamu kurumunda çalışmakla birlikte “işçi” statüsünde olan personel (Örn: İl Özel İdaresi işçisi), mobbing iddiaları için İş Mahkemelerine başvurabilir.

C. Ceza Yargılaması (Cumhuriyet Başsavcılıkları) Mobbing teşkil eden eylemlerin Türk Ceza Kanunu kapsamında suç (eziyet, görevi kötüye kullanma, hakaret vb.) oluşturması halinde, çalışanlar Cumhuriyet Başsavcılıklarına suç duyurusunda bulunabilirler.

Etkili Başvuru Yolu Uyarısı: Anayasa Mahkemesi kararlarında, mobbing mağdurlarının yalnızca ceza yoluna başvurmasının yeterli olmayabileceği vurgulanmıştır. AYM, hukuk veya idari yargıda açılacak tazminat davalarının, zararın giderimi açısından ceza davasına göre daha etkili bir yol olduğunu ve “başvuru yollarının tüketilmesi” kapsamında bu davaların açılmasının beklendiğini belirtmiştir.

Özetle; Mobbinge uğrayan kamu çalışanı;

Öncelikle kurumuna veya ALO 170 gibi destek hatlarına başvurabilir.

Mobbing idari işlemlerle (atama, ceza vb.) yapılıyorsa İdare Mahkemesi’ne (İdare aleyhine),

Mobbing, amirin hakaret, küfür, aşağılama gibi kişisel eylemlerinden oluşuyorsa Adli Yargı’ya (Şahıs aleyhine),

Eylemler suç teşkil ediyorsa Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurabilir. Bir yazı önerisi.

Uzman Avukat Desteği Neden Gereklidir? (İstanbul, Tuzla, Pendik, Kartal, Maltepe, Kadıköy, Ataşehir, Ümraniye, Gebze ve çevresi için)

Mobbing vakaları, kamu çalışanları açısından hem idari işlem hem kişisel kusur hem de ceza hukuku boyutu olan çok yönlü ve teknik süreçlerdir. Özellikle;

Hangi yargı yolunun seçileceği (İdari Yargı / Adli Yargı / Ceza),

Mobbingin ispatı için hangi delillerin toplanacağı,

Dava dilekçelerinin hukuki argümanlarının doğru kurulması,

Sürelerin (iptal davası süreleri, tazminat talepleri, suç duyurusu zamanlaması) kaçırılmaması,

Kurum içi ve kurum dışı başvuruların stratejik olarak sıralanması,

profesyonel hukuki destek gerektiren konulardır.

Danıştay, Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi kararları incelendiğinde; mobbing iddiasının doğru hukuki zeminde ele alınmaması halinde, çalışanların hak kaybı yaşadığı, davaların zaman aşımı veya yanlış başvuru nedeniyle reddedildiği çok sayıda örnek bulunmaktadır.

Bu nedenle mobbinge uğrayan bir kamu çalışanının;

Ön başvuruların tespiti,

Delil stratejisinin belirlenmesi,

Tazminat talebi ve manevi zarar hesaplaması,

Ceza ve idari süreçlerin eş zamanlı yönetilmesi,

İşlem ve eylemlerin hukuki nitelendirilmesi,

Soruşturma ve savunma sürecinin takip edilmesi,

gibi aşamalarda mutlaka alanında deneyimli bir avukattan danışmanlık alması önem arz eder.