Av. Meryem GÜNAY, Av.Dr. Mehmet GÜNAY

Table of Contents

Giriş

Deniz ticareti ve taşımacılığında alacaklının haklarını güvence altına almak adına gemi ipoteği büyük önem taşır. Türk Ticaret Kanunu (TTK), gemi ipoteğini, alacaklının haklarını teminat altına alan güçlü bir güvence aracı olarak 1014 ila 1053. maddelerinde ayrıntılı bir şekilde düzenler. Gemi ipoteği, alacaklının, borçlunun borcunu ödememesi halinde alacağını geminin bedelinden tahsil etme hakkı verirken; taşınmaz rehni hükümlerine benzer yapısıyla gemi ve deniz ticaretine özgü koşulları gözetir. Gemi ipoteği yalnızca gemi bedelini değil, gemiye bağlı bütünleyici parçalar, eklentiler, sigorta tazminatları gibi yan unsurları da kapsayarak alacaklıya geniş kapsamlı bir güvence sunar. Bu çalışmada, gemi ipoteğinin TTK çerçevesinde kurulması, kapsamı, devri ve sona ermesine ilişkin detaylar ele alınacak; alacaklının alacağını güvence altına alması ve borçlunun yükümlülüklerini yerine getirmesi sürecinde tarafların hak ve sorumlulukları incelenecektir.

1. Gemi İpoteğinin Niteliği

Gemi ipoteği, TTK kapsamında bir alacağı teminat altına almak için gemi üzerinde kurulan ve alacaklıya, borç ödenmediği takdirde alacağını geminin bedelinden tahsil etme hakkı veren bir rehin türü olarak tanımlanır. Gemi ipoteği, borç ödenmediği takdirde alacaklıya geminin satışını talep ederek alacağını tahsil etme yetkisi veren bir güvence sağlar. Bu ipotek türü yalnızca sicile kayıtlı gemiler üzerinde kurulabilir ve mevcut borçların yanı sıra ileride doğabilecek veya şarta ya da kıymetli evraka bağlı alacakları da teminat altına alacak şekilde oluşturulabilir (TTK 1014/1).

a) Alacaklının Hakkının Alacağa Göre Belirlenmesi

Gemi ipoteğinden doğan alacaklı hakkı, yalnızca alacağın miktarına göre belirlenir. Yani, alacaklının hakkı, ipotekli geminin bedelinden kendi alacağını tahsil etme yetkisiyle sınırlıdır. Bu durum, alacaklıya hakkını geminin değerinden alabilmesi için güvence sağlar, ancak ipoteğin kendisi, alacağın miktarını aşamaz (TTK 1014/2).

b) Paylı Mülkiyete Tabi Gemilerde İpotek

Bir geminin paylı mülkiyet durumunda olması halinde, her bir paydaş yalnızca kendi payı üzerinde ipotek kurabilir. Bu durumda kurulan ipotek yalnızca o pay üzerinde geçerli olur ve diğer paydaşların haklarına etki etmez. Bu, paydaşların bağımsız olarak kendi mülkiyet haklarını teminat altına almalarını sağlar. Ancak geminin tamamının rehni söz konusu olduğunda, ipotek kurulan paylar haricinde kalan diğer paydaşların onayı olmaksızın geminin tamamı üzerinde yeni bir rehin işlemi gerçekleştirilemez. Bu düzenleme, her bir paydaşın yalnızca kendi payı üzerinden sorumlu olmasını sağlayarak ipoteğin tarafsız ve güvenilir bir şekilde tesis edilmesini amaçlar (TTK 1014/3; Gemi Sicili Yönetmeliği Madde 35/2).

Eğer geminin tüm payları tek bir malikin elinde toplanırsa, farklı alacaklılar lehine aynı gemi üzerinde ayrı ayrı paylar için gemi ipoteği kurulamaz. Bu düzenleme, farklı alacaklılar lehine kurulacak ayrı ipoteklerin çakışmasını ve ipotek hakları arasında çatışmayı önlemektedir (TTK 1014/4; Gemi Sicili Yönetmeliği Madde 35/2).

c) Elbirliği Mülkiyetine Tabi Gemilerde İpotek

Elbirliği mülkiyeti altında olan gemilerde (örneğin, miras yoluyla birden fazla kişinin ortak mülkiyetinde olan gemilerde) ipotek kurulabilmesi için geminin tamamı üzerinde işlem yapılması gereklidir. Bu durumda, ipotek işleminin geçerli olabilmesi için tüm ortakların onayı zorunludur. Elbirliği mülkiyetinde, pay sahipleri kendi payları üzerinde bireysel olarak ipotek kuramaz; tüm ortakların birlikte hareket etmesi gerekir. Bu düzenleme, ipotek tesisinde ortakların bir arada karar almasını zorunlu kılarak alacaklının haklarını güvence altına alır ve elbirliği mülkiyetindeki ipotek işlemlerinde birlik ve uyumu sağlar (Gemi Sicili Yönetmeliği Madde 35/3).

d) Birden Fazla Gemi veya Gemi Payı Üzerinde İpotek Kurulması

Aynı alacak için birden çok gemi veya gemi payı üzerinde ipotek kurulabilir. Bu durumda, her bir geminin sicil kayıtlarına diğer gemiler üzerindeki takyit bilgisi re’sen eklenir. Yani tüm gemiler için ipotek bilgisi otomatik olarak güncellenir. Bu düzenleme, alacaklının aynı alacağı teminat altına almak için birden fazla gemiyi ipotek kapsamına almasını sağlar ve alacaklıya tüm gemiler üzerinde ipotek hakkı tanır. Eğer ipotek sonradan başka bir gemiye veya gemi payına da genişletilirse, aynı işlemler diğer gemilerin sicil kayıtlarına da yapılır, böylece ipotek bilgileri eksiksiz ve güncel kalır.

Alacaklı, aynı alacak için birden fazla gemi veya gemi payı üzerinde kurulan ipotek sayesinde, alacağını her bir geminin bedelinden tahsil etme hakkına sahip olur. Bu tür bir ipotek, tüm gemiler üzerinde bir bütün olarak alacağın teminatı olarak değerlendirilir. Gemilerden herhangi biri üzerindeki ipotek sona erdiğinde, bu durum diğer gemilerin sicil kayıtlarına da işlenir. Bu sayede, alacaklının alacağını tahsil edememesi durumunda tüm gemilerin satış bedelinden yararlanabilmesi sağlanmış olur ve alacaklının hakları güvence altına alınır (TTK, m.1014/1; Gemi Sicili Yönetmeliği Madde 34).

2. Gemi İpoteğinin Kurulması

Gemi ipoteği, borçlunun bir alacağı teminat altına almak amacıyla gemisi üzerinde ipotek kurulmasını kabul ettiği durumlarda alacaklıya, borç ödenmediği takdirde geminin bedelinden alacağını tahsil etme hakkı sağlar. Türk Ticaret Kanunu ve Gemi Sicili Yönetmeliği uyarınca, sicile kayıtlı gemilerin rehni yalnızca gemi ipoteği yoluyla sağlanabilir ve bu ipotek ileride doğabilecek veya şarta bağlı alacaklar için de kurulabilir. Ayrıca, ipotek yalnızca yazılı bir sözleşmeye dayanarak kurulabilir ve tescil edilmediği sürece alacaklıya ayni hak kazandırmaz. Bu süreç, alacaklının haklarının korunması ve ipoteğin üçüncü kişilere karşı da geçerlilik kazanması açısından önemlidir (TTK, m.1015/1; Gemi Sicili Yönetmeliği Madde 33/1).

a) İpotek Sözleşmesinin Yazılı Şekilde Yapılması

aa. Sicil Müdürlüğünde Yazılı Sözleşme Zorunluluğu

Gemi ipoteğinin kurulabilmesi için borçlu (gemi sahibi) ve alacaklı arasında yazılı bir ipotek sözleşmesi yapılması gerekir. Sözleşme, noter huzurunda veya geminin kayıtlı olduğu sicil müdürlüğünde imzalanarak onaylanmalıdır. Bu imza ve onay işlemi, ipotek sözleşmesine resmiyet kazandırır ve alacaklıya ipotekle güvence altına aldığı alacağı tahsil edebilme hakkı tanır. Noterde yapılan onay işlemleri yerine, tarafların veya temsilcilerinin geminin kayıtlı olduğu sicil müdürlüğüne bizzat başvurarak yazılı tescil talebinde bulunması da mümkündür. Bu durumda, sicil müdürlüğü huzurunda kimlik tespiti yapılarak sözleşme imzalanır ve geçerli hale gelir. İmzalanan sözleşme GESBİS’e (Gemi Sicil Bilgi Sistemi) şerh edilerek gemi dosyasına konulur (TTK, m.1015/2; Gemi Sicili Yönetmeliği Madde 33/2).

bb. Noter Huzurunda Sözleşme Zorunluluğu

Gemi ipoteği için yapılan yazılı anlaşma noter tarafından tanzim edilmiş veya onaylanmış ise, bu belgelerin sicil müdürlüğüne sunulması yeterlidir. Noter onaylı sözleşmenin sicil müdürlüğüne ibraz edilmesi ile ipotek tescil işlemi gerçekleştirilir. Bu durumda, gemi maliki veya alacaklının noter onaylı ipotek sözleşmesi ile sicil müdürlüğüne tescil başvurusu yapması yeterli kabul edilir. Sicil müdürlüğü, noter onaylı sözleşmeyi inceleyerek tescil işlemini tamamlar (Gemi Sicili Yönetmeliği Madde 33/4).

b) İpoteğin Harç Bedelinin Ödenmesi

Gemi ipoteği kurulurken 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca belirlenen harçların ödenmesi zorunludur. Harç bedellerinin ödendiğine dair belgelerin sicil müdürlüğüne sunulması gereklidir. Aksi halde tescil işlemi yapılmaz. Harç ödemesi, alacaklının ipotekle teminat altına aldığı hakların geçerlilik kazanması için zorunlu bir aşamadır. (Gemi Sicili Yönetmeliği Madde 33/3).

c) İpoteğin Gemi Siciline Tescil Edilmesi

Gemi ipoteği, yalnızca gemi siciline tescil edilmesi durumunda geçerlilik kazanır. Bu tescil işlemi, alacaklının ipotek hakkını ayni hak olarak elde etmesini ve üçüncü kişilere karşı ileri sürebilmesini sağlar. Tescilden önce alacaklı ile borçlu arasında yazılı bir ipotek anlaşması yapılmış ve borçlu tarafından alacaklıya kayda onay verildiği bildirilmişse veya sicil müdürlüğüne kayıt dilekçesi sunulmuşsa, bu işlemler tescil için yeterli bir temel oluşturur. Bu aşamadan sonra taraflar tescilden kaçınamaz, yani tescil başvurusunu geri çekme veya işlemi iptal etme gibi bir hakları bulunmaz. Tescil, tarafların ipotek anlaşmasını gerçekleştirdikten sonra kesinleşmesini sağlar ve alacaklının haklarını güvence altına alır (TTK, m.1015/3; Gemi Sicili Yönetmeliği Madde 33/1).

Gemi ipoteğinin sicile tescil edilmesi talep edildiğinde, ipotek kaydı GESBİS (Gemi Sicil Bilgi Sistemi) üzerinde geminin takyidat (kısıtlama) bölümüne işlenir. Tescile dayanak teşkil eden belgeler, geminin sicil dosyasında saklanır. GESBİS kaydı, ipoteğin resmiyet kazanması ve ipotek hakkının belgelenmesi için gereklidir. Bu süreç, alacaklının ipotekten doğan haklarını korur ve ipotek işlemlerinin üçüncü kişilere karşı da geçerli hale gelmesine olanak tanır (Gemi Sicili Yönetmeliği Madde 33/5).

d) Yabancı Ülkede Satın Alınmış Gemi Üzerinde İpotek Kurulması

Yabancı bir ülkede edinilmiş fakat henüz Türk Gemi Sicili veya Türk Uluslararası Gemi Sicili’ne kaydedilmemiş gemiler için, bayrak şahadetnamesine işlenen bir şerh tescil hükmünde sayılır. Bu tür gemiler Türkiye’de sicile kaydedildiğinde, ipotek otomatik olarak sicile geçirilir (TTK, m.1015/5).

e) Tahvil ve Senetlere Bağlı Alacaklar İçin Gemi İpoteği Kurulması

Hamiline yazılı bir tahvile dayalı alacaklar için gemi ipoteği kurulacaksa, tahvillerin sayısı, her tahvilin bedeli ve ayırt edici işaretleri sicil kaydına eklenir. Ayrıca, alacak miktarının tamamı için ipotek kurulacaksa, ipotek borçlu ve alacaklılar adına hareket eden bir temsilci lehine de tescil edilebilir. Eğer ipotek, tahvil ihraç eden bir işletme adına kuruluyorsa, gemi ipoteği tahvil sahipleri lehine bir rehin hakkı olarak sicile tescil edilir. Bu ayrıntılı bilgiler, ipoteğe konu olan alacakların netleştirilmesi ve tahvil sahiplerinin haklarının korunması açısından önemlidir (TTK.m.1016/6).

g) Poliçe veya Ciro Edilebilir Senetlere Dayalı Alacaklar

Bir poliçeden, hamiline yazılı bir senetten veya ciro ile devri mümkün diğer senetlerden doğan alacaklar için gemi ipoteği kurulması halinde, ipotekli alacağı sonradan iktisap edenlerin haklarını temsil etmek üzere bir temsilci atanabilir. Bu temsilci, ipoteğin paraya çevrilmesi ve takip işlemlerinde alacaklı adına hareket etme yetkisine sahip olur. Bu durumda temsilcinin kimliği ve yetkileri de sicil kaydına eklenir; ayrıca, tescil talepnamesinde temsilcinin yetkileri ile ilgili ayrıntılara yer verilebilir. Bu düzenleme, senet alacaklılarının haklarının korunmasını ve ipotekli işlemler sırasında temsilci aracılığıyla yönetilmesini sağlar (TTK.m.1016/7).

4. Gemi İpoteğinin Derecesi

Gemi üzerindeki ipoteklerin sıralaması, Türk Medeni Kanunu’nda (TMK) taşınmaz rehni için belirtilen kurallar doğrultusunda belirlenir. Bu derecelendirme sistemi, gemi ipoteklerinin öncelik sırasını netleştirerek, ipotekli alacaklılar arasında tahsilat sürecinde oluşabilecek anlaşmazlıkları önlemeyi amaçlar (TTK, m. 1017).

a) Gemi İpoteğinin Güvence Derecesi

Gemi ipoteği ile sağlanan güvence, ipotek tescilinde belirtilen rehin derecesiyle sınırlıdır. Bu güvence sınırı, gemi üzerindeki her ipotek derecesinin yalnızca tescil edilen miktar kadar güvence sağladığını ifade eder. Birinci sırada yer alan ipotek, diğer alacaklılara göre öncelikli bir tahsilat hakkına sahiptir. Bu düzenleme, alacaklılara borcun tahsili sürecinde kendi sıralamasına göre öncelik tanıyarak güvence sağlar (TMK, m. 870).

b) Gemi İpotekleri Arasında Derece Geçişi ve Boşalan Dereceler

Gemi ipoteklerinde daha üst sıradaki bir ipoteğin terkin edilmesi, otomatik olarak alt sıradaki ipotekli alacaklının o boşalan dereceye geçmesine olanak tanımaz. Boşalan derece, yalnızca yeni bir ipotek hakkı kurulması için kullanılabilir. Ancak, alt sıradaki ipotekli alacaklıların bu boş dereceye geçiş hakkı konusunda bir anlaşmaları bulunuyorsa, bu anlaşmanın resmi şekilde yapılması ve gemi siciline şerh edilmesi gereklidir. Bu düzenleme, ipotek dereceleri arasında güvenilir bir sıralama ve geçiş süreci oluşturarak alacaklılar arası hakları korur (TMK, m. 871).

c) Gemi İpoteğinde Boş Dereceler ve Paraya Çevirme Süreci

Gemi üzerindeki ipoteklerin tahsili sürecinde, daha üst sırada bir ipotek bulunmuyorsa veya önceki ipoteğin tescilde belirtilen miktarı eksikse, boş olan bu dereceler hesaba katılmadan sonraki sıradaki alacaklılar arasında tahsil edilen bedel dağıtılır. Bu durumda, boş derecelere alacaklıların geçişi söz konusu olmaz ve satış bedeli kendi sıralarına göre alacaklılara dağıtılır. Bu kural, alacaklılar arasında ipotek derecelerine göre adil bir tahsilat süreci sağlamak için uygulanır (TMK, m. 872).

5. Gemi İpoteğinin Teminat Altına Aldığı Alacak ve Yan Edimler

Gemi ipoteği, yalnızca ana borç miktarını değil, aynı zamanda çeşitli ek edimleri ve yan giderleri de teminat altına alır. Türk Ticaret Kanunu 1018 ve 1019. maddelerine göre, gemi ipoteğinin sağladığı teminat kapsamı, Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) taşınmaz rehni ile ilgili düzenlemelerinde yer alan alacak unsurları ile paralellik göstermektedir. Bu durum, ipoteğin kapsamını genişleterek alacaklıya daha fazla güvence sağlamayı hedefler (TTK, m. 1018).

a) Genel Olarak Teminat Kapsamı

İpotekli bir gemi, TMK’nın 875 ve 876. maddelerinde belirtilen ana borç, takip giderleri, gecikme faizleri ve diğer yan masraflar için teminat sağlar. Böylece ipotek kapsamı, yalnızca ana para alacağını değil, alacaklının uğrayabileceği tüm zararları karşılayacak şekilde genişler (TMK, m. 875).

aa. Ana Para ve Takip Giderleri

Gemi ipoteği, asıl alacak miktarının yanı sıra takip giderlerini ve borcun ödenmemesi nedeniyle oluşacak gecikme faizini de kapsar. Bu düzenleme, alacaklının borcun tahsili için yapacağı her türlü zorunlu giderin teminat altına alınmasını sağlar ve alacaklının ipoteğe konu olan geminin değerinden tüm haklarını tahsil etmesine olanak tanır (TMK, m. 875/1-2).

bb. Faiz ve Üç Yıllık Faiz Güvencesi

Gemi ipoteği, ana para alacağının yanı sıra iflasın açıldığı veya ipoteğin paraya çevrilmesinin talep edildiği tarihe kadar işleyen üç yıllık faiz alacağını ve son vadeden itibaren işleyen faizi de kapsar. Ancak, alacaklının daha önce belirlenmiş olan faiz oranını, sonradan gelen diğer alacaklıların zararına olacak şekilde artırması mümkün değildir. Bu düzenleme, sonraki alacaklıların haklarını koruma amacı taşır ve faizin kapsamını belirli bir sınır içinde tutar (TMK, m. 875/3).

cc. Zorunlu Masraflar

Gemi ipoteği, alacaklının ipotekli geminin korunması için yaptığı zorunlu masrafları da teminat altına alır. Örneğin, gemi malikinin borçlu olduğu sigorta primlerinin alacaklı tarafından ödenmesi gibi giderler, doğrudan rehinli alacak gibi değerlendirilir ve teminat kapsamına dahil edilir. Bu, alacaklının ipotekli geminin değerini koruma amaçlı yaptığı harcamaların da güvence altında olduğunu ifade eder (TMK, m. 876).

b) Faizler ve Genişletilmiş Güvence

TTK 1019. maddeye göre, gemi ipoteği kapsamında teminat altına alınan faiz oranı, belirli durumlarda artırılabilir ve kanuni faiz oranı kapsamına genişletilebilir. Eğer ipotekli alacak faizsiz bir alacak ise veya faiz oranı o tarihteki asgari kanuni faiz oranından düşükse, alacaklının, aynı derecedeki veya sonradan gelen diğer alacaklıların onayına gerek duymaksızın, faizi kanuni oran üzerinden talep etme hakkı vardır. Bu düzenleme, ipotek kapsamında sağlanan güvenceyi artırarak alacaklının faiz alacağını daha güçlü bir güvence altına almasını sağlar (TTK, m. 1019/1).

İpotekli alacaklarda, faizlerin ödeme zamanı ve ödeme yerinde yapılacak değişiklikler için diğer alacaklıların onayına gerek duyulmaz. Bu değişiklikler alacaklının yararına olacak şekilde yapılarak alacağın tahsili sürecinde esneklik sağlanır ve alacaklının hakları korunur (TTK, m. 1019/2).

6. Gemi İpoteğinin Kapsamı

Türk Ticaret Kanunu, gemi ipoteğinin kapsamını geniş bir çerçevede ele alarak sadece geminin fiziksel varlığı üzerinde değil, çeşitli yan varlıklar, bütünleyici parçalar, eklentiler, sigorta tazminatları ve gemi yerine geçecek değerler üzerinden de alacaklının haklarını güvence altına alır. TTK’nın 1020 ila 1029. maddelerinde düzenlenen bu kapsam hükümleri, gemi ipoteğinin çok yönlü teminat yapısını tanımlar.

a) Gemi, Gemi Payı, Bütünleyici Parçalar, Eklentiler ve Gemi Yerine Geçen Bedeller

Gemi ipoteği, yalnızca geminin kendisi ile sınırlı kalmaz; gemiye ait çeşitli unsurları da teminat altına alır. TTK’nın 1020. maddesine göre, ipoteğin kapsamına giren bu unsurlar şunlardır:

aa. Gemi ve Gemi Payları

Gemi ipoteği, doğrudan gemi üzerinde veya geminin belirli bir payı üzerinde kurulabilir. Paylı mülkiyet durumunda, ipotek yalnızca belirli bir malike ait olan gemi payı üzerinde kurulur ve yalnızca o paydan doğan alacak hakkını teminat altına alır. Gemi payı üzerine kurulan ipotek, paylı mülkiyet sisteminde farklı malikler arasında ipotek haklarının çakışmaması açısından önemlidir. Eğer tüm paylar tek bir malike aitse, ayrı ayrı paylar üzerinde ipotek kurulamaz, yalnızca gemi bütünü üzerinde tek bir ipotek tesis edilir (TTK, m. 1020).

bb. Bütünleyici Parçalar ve Eklentiler

Gemiye bağlı bütünleyici parçalar ve eklentiler de gemi ipoteğinin kapsamına dahildir. Bu parçalar ve eklentiler, geminin verimli işletilmesini sağlamak amacıyla gemiye eklenen varlıkları içerir. Ancak bu parçalar, normal işletme gereği olarak gemiden ayrılır veya devredilirse artık ipotek kapsamından çıkar. Ayrıca, ipotekli gemiye alacaklının el koymasından önce bütünleyici parçaların veya eklentilerin kalıcı olarak gemiden uzaklaştırılması durumunda, ipotek kapsamı bu unsurları içermez. Bu düzenleme, alacaklının haklarını koruyarak, geminin parça ve eklentilerle değerinin korunmasını amaçlar (TTK, m. 1020/2-3).

Bir yük gemisinde, vinç gibi yükleme-boşaltma işlemlerinde kullanılan ekipmanlar, geminin verimli işletilmesi için kritik olan bütünleyici parçalardan biridir. Gemi ipoteğine dahil olan bu vincin, bakım veya onarım gibi nedenlerle kısa bir süreliğine gemiden çıkarılması, normal işletme gereği olduğu için ipoteğin kapsamı dışında tutulmaz. Ancak vinç, alacaklının gemiye el koymasından önce kalıcı olarak bir başka gemiye veya işletmeye devredilirse, artık gemi ipoteğinin teminat kapsamından çıkar.

 Bir yolcu gemisinin bünyesinde yer alan, gemiye sabitlenmiş küçük bir teknede kurtarma ve acil durum amaçlı kullanılan özel botlar da ipotek kapsamına dahildir. Bu botlar, gemiyle birlikte kullanılması gereken eklentilerden biridir. Ancak eğer bu botlar, gemi başka bir ülkeye sefer düzenlerken yerel bir işletmeye geçici olarak kiralanırsa, bu durum ipoteğin kapsamını etkilemez. Ancak alacaklının gemiye el koymasından önce kalıcı olarak başka bir şirkete devredilirse, artık ipotek kapsamında yer almaz.

Bir balıkçı gemisinde, avlanmada kullanılan sonar cihazı gibi özel ekipmanlar, geminin faaliyetine göre kritik bütünleyici parçalardan biridir. Bu cihaz, gemi ipoteği kapsamına girer ve alacaklının teminatını artırır. Ancak, bu cihaz gemiden tamamen çıkarılıp satılırsa veya başka bir gemiye devredilirse, bu durum ipoteğin teminat kapsamından çıkarılmasını gerektirir. Alacaklı, cihazın artık gemide bulunmaması nedeniyle ipotek hakkını bu parça üzerinde ileri süremez.

cc. Gemi Yerine Geçen Bedel ve Tazminatlar

Kamulaştırma veya hasar nedeniyle geminin bedelinin ödenmesi veya üçüncü şahıslarca gemiye verilen zarardan kaynaklanan tazminatlar da ipotek kapsamında kabul edilir. Kamulaştırılan geminin bedeli, alacaklının haklarını korumak adına teminat olarak değerlendirilir. Aynı şekilde, geminin ziyaı veya hasar görmesi durumunda gemi malikinin üçüncü kişilere karşı talep edeceği tazminat istemleri de ipoteğin kapsamına girer (TTK, m. 1020/4).

b)  Sigorta Ödemeleri

Gemi ipoteği, gemiye ilişkin sigorta tazminatını da teminat kapsamına alır. TTK’nın 1022. maddesine göre, sigorta kapsamında doğan tazminatlar, ipotekli alacaklıya karşı bir güvence olarak kabul edilir.

aa. Sigorta Primi ve Diğer Masrafların Güvencesi

İpotek teminatı altında olan gemiye ilişkin sigorta primleri ve diğer masraflar, alacaklının güvence kapsamında talep edebileceği unsurlardır. Alacaklı, ipotekli geminin korunması için ödemiş olduğu sigorta primleri ve masrafları, ipotek kapsamına dahil ederek tahsil etme hakkına sahiptir (TTK, m. 1022/2).

bb. Sigortacının Tazminat Ödemeleri

Sigortacı, geminin hasar görmesi durumunda tazminatı malike ödemekle yükümlüdür. Sigortacı, geminin önceki durumuna getirilmesi veya gemi alacaklılarına ödeme yapılması amacıyla tazminat bedeli ödemişse, bu ödeme ipotekli alacaklıya karşı geçerlidir. Örneğin, gemi bir hasar gördüğünde ve sigortacı hasarın onarımı için bir ödeme yaptığında, bu ödeme ipotekli alacaklının haklarını korur. Ancak geminin önceki durumuna getirilmesi sağlanırsa, sigortacının ipotekli alacaklıya olan sorumluluğu sona erer. Bu düzenleme, sigorta ödemelerinin ipotekli alacaklıya güvence olarak sağlanmasını hedefler (TTK, m. 1023/1-2).

cc. Gemi İpoteğinin Sigortacıya Bildirilmesi Durumunda Yükümlülükleri

Alacaklının ipotekli alacağını sigortacıya bildirmesi durumunda, sigortacı çeşitli bilgilendirme yükümlülükleriyle yükümlü hale gelir. TTK’nın 1024. maddesi, bu yükümlülükleri belirler.

aaa. Sigorta Primlerinin Ödenmemesi Durumunda Alacaklıyı Bilgilendirme Yükümlülüğü

Sigorta primleri ödenmediğinde veya sigorta süresinden önce sona erdiğinde sigortacının ipotekli alacaklıya bilgi vermesi gerekir. Bu bildirim, alacaklının haklarını güvence altına alır. Eğer sigorta priminin ödenmemesi nedeniyle sürenin sonunda sigorta sözleşmesi sona ermişse, sigortacının alacaklıya bu durumu bildirmesi gereklidir. Bu durum, ipotekli alacaklının sigorta işlemlerinde güncel bilgilere sahip olmasını sağlar (TTK, m. 1024/1).

bbb. Sigorta Sözleşmesinin İptal veya Fesih Durumunda Alacaklıyı Bilgilendirme Yükümlülüğü

Sigorta sözleşmesi herhangi bir nedenle feshedildiğinde, ipotekli alacaklıya bu fesih durumu bildirilmelidir. Sözleşmenin feshi, cayma veya başka bir nedenle süresinden önce sona erdiğinde, sigortacının ipotekli alacaklıya sigorta sözleşmesinin sona erdiğini veya sona ereceği tarihi bildirmesi gereklidir. Böylece alacaklının hakları fesih durumunda da güvence altında olur (TTK, m. 1024/2).

dd. Sigortacının Borcundan Kurtulma Hakkı

Sigortacı, sigorta ettirenin veya sigortalının fiili dolayısıyla bazı durumlarda tazminat ödeme borcundan kurtulma hakkına sahiptir. Ancak, bu durumlarda bile ipotekli alacaklıya karşı olan borç varlığını sürdürür. Yani, sigorta ettiren veya sigortalının bir fiili, sigortacının ipotekli alacaklıya olan sorumluluğunu etkilemez. Sigortacının rizikonun gerçekleşmesinden sonra sigorta sözleşmesinden cayması halinde de bu durum geçerlidir. Sigortacı, ipotekli alacaklıya karşı sorumluluğundan kurtulamaz (TTK, m. 1027/1). Ancak belirli şartlar altında sigortacı, tazminat ödeme borcundan ve ipotekli alacaklıya karşı sorumluluktan kurtulabilir. Bu şartlar şu şekildedir:

Sigorta Priminin Zamanında Ödenmemesi: Sigorta ettiren tarafından prim ödemesi yapılmadığı takdirde, sigortacı tazminat ödeme yükümlülüğünden kurtulma hakkına sahiptir.

Geminin Denize veya Yola Elverişsiz Bir Durumda Yola Çıkması: Eğer gemi, denize veya yola elverişsiz bir durumda yola çıkarılmışsa, sigortacının tazminat ödeme yükümlülüğü ortadan kalkabilir.

Geminin Bildirilen veya Mutat Rotadan Ayrılması: Gemi, sigorta poliçesinde belirlenen rota veya mutat rotadan ayrılmışsa, sigortacı bu durumlarda da borcundan kurtulma hakkına sahiptir.

Bu şartlar sağlandığında sigortacı borcundan kurtulursa, ipotekli alacaklıya olan sorumluluğu da sona erer. (TTK, m. 1027/2).

ee. Sigorta Primlerinin Kabul Edilmesi Zorunluluğu

Sigortacı, sigorta primlerinin ödenmesi durumunda bu ödemeyi kabul etmek zorundadır. Bu durum, sigorta sözleşmesi gereğince ödemelerin düzenli olarak yapılmasını sağlar ve sigorta teminatının devamını güvence altına alır. Primlerin alacaklı tarafından ödenmesi durumunda da aynı şartlar geçerlidir (TTK, m. 1029).

ff. Gemi İpoteğinin Sigortacıya Bildirilmesi

İpotekli alacaklı, gemi ipoteğini sigortacıya bildirmişse, sigorta priminin ödenmediği veya sigorta ettirene ödeme süresi tanındığı durumlarda, sigortacının bunu gecikmeksizin alacaklıya bildirme yükümlülüğü vardır. Bu bildirim yükümlülüğü, primin ödenmemesi nedeniyle sigorta sözleşmesinin feshi durumunda da geçerlidir. Böylelikle, alacaklı, sigorta ilişkisinde meydana gelebilecek herhangi bir değişiklikten haberdar olur ve gerekli tedbirleri alma şansına sahip olur (TTK, m.1024/1).

Sigorta sözleşmesinin feshi, cayma veya diğer herhangi bir sebeple süresinden önce sona ermesi durumunda, sigortacının ipotekli alacaklıya sözleşmenin sona erdiğini veya sona ereceği tarihi bildirmesi zorunludur. İpotekli alacaklının, sigorta sözleşmesinin süresinden önce sona ermesine dair sebeplerden haberdar olması halinde, bu bildirimden itibaren iki haftalık bir sürede hüküm ifade eder. Bildirim yapılmazsa, sözleşmenin sona ermesi ipotekli alacaklıya karşı geçersiz olur (TTK, m.1024/2).

Sigorta priminin süresinde ödenmemesi yüzünden sözleşmenin feshedilmesi veya sigortacının iflası nedeniyle sözleşmenin sona ermesi durumunda, ikinci fıkrada belirtilen yükümlülük uygulanmaz. Bu gibi durumlarda, sigortacının sözleşmenin sona erdiğine dair bildirim zorunluluğu bulunmaz (TTK, m.1024/3).

Sigortacı, sigorta ettiren ile sigorta bedelini azaltan veya tehlike kapsamını daraltan bir anlaşma yaptığında, sigorta ettiren bu değişikliği ipotekli alacaklıya bildirmek zorundadır. Aksi takdirde, yapılan değişiklik ipotekli alacaklının haklarını etkilemez (TTK, m.1024/4). Sigorta sözleşmesi, sigorta ettirenin malvarlığında haksız bir fazlalık elde etme kastıyla kurduğu bir çifte sigorta nedeniyle geçersiz sayılırsa, sigortacı geçersizlik iddiasında bulunamaz. Ancak ipotekli alacaklı bu durumu öğrendikten sonra, bildirim yapılmış sayılır ve sözleşme ipotekli alacaklıya karşı da sona erer (TTK, m.1024/5).

Gemi birden fazla sigortacı tarafından sigortalanmışsa, ipotekli alacaklı tarafından yapılan bildirimin yalnızca bir sigortacıya yapılması yeterlidir. Bu durumda, ipotekle ilgili bilgilendirme sorumluluğu bildirimi alan sigortacıya ait olur. Sigortacının diğer sigorta şirketlerine bilgi verme yükümlülüğü, ipotekli alacaklının tüm sigorta şirketleriyle ayrı ayrı iletişime geçme zorunluluğunu ortadan kaldırır (TTK, m.1025).

9. Gemi İpoteğinin Hükümleri

Gemi ipoteği, alacaklıya borcun ödenmemesi durumunda ipotekli geminin bedelinden alacağını tahsil etme hakkı tanır. Ancak, bu süreç borcun muaccel olup olmamasına göre değişir. Türk Ticaret Kanunu’nda, alacağın muaccel olmasından önce ve sonra alacaklı ve malikin sahip olduğu haklar detaylandırılmıştır.

a) Alacağın Muaccel Olmasından Önce

aa. İpotekli Alacaklının Hakları

aaa. Gemi Maliki Aleyhine

Gemi veya tesisatının kötüleşmesi sonucu ipoteğin sağladığı teminat tehlikeye düşerse, alacaklı, malike bu tehlikeyi gidermesi için uygun bir süre tanıyabilir. Eğer malik bu süre içinde gereken tedbirleri almazsa, alacaklı ipoteği paraya çevirme hakkına sahip olur. Bu durumda, eğer alacak faizsiz ve henüz muaccel olmamışsa, alacaklıya ödenecek paranın muacceliyet tarihine kadar olan süredeki kanuni faiz indirilir. Ayrıca, malikin gemiyi işletme biçimi veya üçüncü kişilerin müdahalesi nedeniyle ipotek teminatı tehlikeye düşerse, alacaklının talebiyle mahkeme çeşitli önlemler alabilir: geminin ihtiyati haczi, kaptan haricinde bir yediemine bırakılması veya malikin bir ay içinde gerekli tedbirleri almasına karar verilmesi gibi. Bu önlemler alınmadığında, alacaklı ipoteğin paraya çevrilmesi için takip başlatma hakkına sahiptir (TTK, m. 1030).

bbb. Üçüncü Kişiler Aleyhine

Eğer geminin ipotek teminatını tehlikeye sokacak bir şekilde kötüleşmesi üçüncü bir kişinin fiilinden kaynaklanıyorsa, ipotekli alacaklı, yalnızca bu fiilin önlenmesi için dava açabilir. Bu dava, alacaklının ipotekle teminat altına alınan hakkını korumak amacıyla açılabilecek bir savunma mekanizmasıdır (TTK, m. 1031).

bb. Malikin Hakları

aaa. Def’ide Bulunma Hakkı

İpotekli geminin maliki, borçlunun alacaklıya karşı sahip olduğu def’ileri ipotekli alacaklıya karşı ileri sürebilir. Aynı zamanda, borçlu, borcuna dayanak olan işlemi iptal ettirebiliyorsa veya alacaklıya karşı bir takas hakkına sahipse, malik de bu hakları ipotekli alacaklıya karşı kullanarak borcun ipotekten tahsilini engelleyebilir. Ayrıca, borçlu vefat ederse, malik, mirasçıların borçtan sadece sınırlı sorumluluk taşıdığını ileri süremez. Eğer malik borçlu değilse, borçlunun bir def’iden vazgeçmesi halinde malik, bu def’iyi alacaklıya karşı ileri sürmeye devam edebilir (TTK, m. 1032).

bbb. Alacağın Muacceliyeti İçin Bildirimde Bulunma Hakkı

Alacağın muaccel hale gelmesi bildirim yapılmasına bağlıysa, bu bildirim yalnızca alacaklı tarafından malike veya malik tarafından alacaklıya yapılması halinde gemi ipoteği açısından geçerli olur. Bu bağlamda, sicilde malik olarak kayıtlı olan kişi, alacaklının muhatabı kabul edilir ve bildirim ona yapılmalıdır (TTK, m. 1033).

ccc. Malike Temsilci Atanması

Malik, alacaklıya ülke içinde bir yerleşim yeri veya temsilci göstermemişse, geminin kayıtlı olduğu sicilin bulunduğu yer mahkemesi, alacaklının talebi üzerine malike bir temsilci atayabilir. Bu, alacaklının bildirim yapabilmesi için bir adres veya temsilci sağlamayan malik için geçerlidir. Eğer malikin adresi bilinmiyor veya alacaklı, malikin kim olduğunu tespit edemiyorsa da aynı durum geçerlidir (TTK, m. 1034).

b) Alacağın Muaccel Olmasından Sonra

aa. Gemi Malikinin Borcu Ödeme Hakkı

Eğer alacak, malike karşı muaccel hale gelirse veya borçlu borcunu ödeme hakkına sahip olursa, malik bu borcu ödeme hakkına sahiptir. Bu ödeme, borcun doğrudan ödenmesi, tevdi edilmesi veya takas yoluyla yapılabilir. Böylece malik, ipotekli alacaklıya karşı olan borcu yerine getirebilir (TTK, m. 1035).

bb. Alacağın Malike Geçmesi

Malik borçlu değilse ve alacaklıya olan borcu kendisi öderse, bu durumda alacaklıdan tahsil ettiği ölçüde alacak kendisine geçer. Ancak bu geçiş, alacaklının zararına olacak şekilde öne sürülemez. Borçlunun malike olan itiraz hakları ise geçerli olmaya devam eder. Eğer alacak için birlikte bir gemi ipoteği varsa, alacağın malike geçişi konusunda TTK m. 1046 hükümleri uygulanır (TTK, m. 1036).

cc. Gemi Malikinin Belgelerin Verilmesini İstem Hakkı

Malik, alacaklının hakkını yerine getirmesi karşılığında, gemi sicilinin güncellenmesi veya ipotek kaydının silinmesi için gerekli belgelerin kendisine teslim edilmesini talep edebilir. Bu, alacaklının borcunu ödeyen malik için, ipotek kaydının kaldırılması ve sicil işlemlerinin tamamlanması açısından önemli bir haktır (TTK, m. 1037).

8. Gemi İpoteğinin Devri

a) Genel Olarak

Gemi ipoteği, teminat altına alınmış alacağın devri ile birlikte otomatik olarak yeni alacaklıya geçer. Bu noktada ipotek ve alacak birbirinden ayrı olarak devredilemez, her ikisinin birlikte devri esastır. Alacağın devri için, eski alacaklı ile yeni alacaklının yazılı bir anlaşmaya varması ve bu devrin gemi siciline tescili şarttır. Alacakla birlikte geçen gemi ipoteği, alacaklıya alacağın tahsili için aynı teminat hakkını sağlar. Ayrıca, üst sınır ipoteğinde alacak genel hükümler çerçevesinde devredilebilir ancak bu durumda ipotek, alacak ile birlikte geçmez (TTK, m. 1038).

Eğer ipotek, emre veya hamiline yazılı bir senede bağlı bir alacağı teminat altına alıyorsa, alacağın devri, bu senetlerin devrine ilişkin hükümlere tabidir. Bu tür bir devrede, ipotek de otomatik olarak alacak ile birlikte devredilir. Bu, ipotekli alacağın devri durumunda senetlerin sağladığı teminatın korunmasını sağlar (TTK, m. 1038/5).

Malik veya hukuki selefleri adına ipotekle teminat altına alınmış bir borcu ödeyen kişi, borcun ödenmesi oranında ipotekli alacaklıya rücu hakkına sahip olur. Böyle bir durumda, ipotek, gemi maliki olmayan borçluya geçer ve borçlu, ödediği kısım kadar ipoteğin haklarına sahip olur (TTK, m. 1038/6).

b) İtiraz ve Def’iler

Malik, gemi ipoteği devredildiğinde, eski alacaklı ile arasındaki hukuki ilişkiye dayanarak sahip olduğu itiraz ve def’i haklarını yeni alacaklıya karşı da ileri sürebilir. Bu durum, gemi siciline güven esasına göre şekillenir ve malikin haklarını güvence altına alır. Bu güvence, TTK m. 983, 975, 976 ve 985’e göre uygulanır. Ancak, alacak, malikin devri öğrendiği üç aylık dönemi takiben muaccel olmamış bir faiz veya ikincil edim içeriyorsa, malikin bu tür hakları sınırlıdır. Bu üç aylık dönemler, takvim yılının başından itibaren hesaplanır (TTK, m. 1039).

c) Devri Genel Hükümlere Tabi Alacaklar

İpotekle güvence altına alınan birikmiş faizler, ikincil edimler, bildirim ve takip giderleri gibi alacakların devri genel hükümlere tabidir. Bu alacakların devri sırasında gemi siciline güven ilkesi geçerli olmaz ve ipotek devrinin bu alacaklar üzerindeki etkisi, alacağın devrine ilişkin genel kurallar kapsamında değerlendirilir (TTK, m. 1040).

9. Gemi İpoteğinin Değiştirilmesi

a) İpoteğin İçeriğinin Değiştirilmesi

Gemi ipoteğinin içeriğinde yapılacak değişiklikler, malik ile alacaklı arasında yapılacak noterce onaylı bir anlaşma ile mümkündür. Ayrıca, bu anlaşmanın gemi siciline tescil edilmesi gerekir; aksi halde yapılan değişiklikler geçerli olmaz. Tescil sürecinde, TTK m. 1016’nın birinci fıkrası hükümleri dikkate alınır. Eğer ipotek üçüncü bir kişinin hakkı ile sınırlandırılmışsa, bu değişikliğin geçerli olabilmesi için üçüncü kişinin onayının alınması gerekir ve onay, sicil müdürlüğüne veya lehine değişiklik yapılan kişiye bildirilmeli, bu onaydan vazgeçilemez (TTK, m. 1041).

b) İpoteğin Derecesinin Değiştirilmesi

Gemi üzerindeki ipoteklerin derecesi değiştirilebilir, ancak bu değişikliklerin yapılabilmesi için gemi maliki ile derecesi değiştirilen ipotek alacaklısının noterden onaylı bir sözleşme yapmaları ya da sicil müdürlüğünde anlaşmaları gereklidir. Ayrıca, alacaklıların haklarına zarar vermemek amacıyla tescilin yapılması şarttır. Mevcut ipoteklerin sırası değiştirilecekse, ilerleyen ve düşen derecedeki alacaklıların da onayı alınmalıdır. İpotekli alacak bölünürse, kısmi ipoteklerin kendi aralarındaki derecelerin değiştirilmesi için malikin onayı aranmaz (TTK, m. 1042).

c) İpotekli Alacağın Yerine Başka Bir Alacağın Konulması

Gemi ipoteğinin teminat altına aldığı alacak, malik ve alacaklı arasında yapılacak bir anlaşma ile başka bir alacak ile değiştirilebilir. Bu işlem için noterden onaylı bir sözleşme yapılması veya sicil müdürlüğünde anlaşma sağlanması gerekir. Ancak, bu değişikliğin gemi siciline tescil edilmesi zorunludur. İpotek üzerinde hak sahibi üçüncü kişiler bulunuyorsa, bu değişiklik için onların da onayı alınmalıdır; aksi halde değişiklik geçerli sayılmaz. Bu tür bir değişiklik, TTK m. 1016’ya uygun olarak tescil edilmelidir (TTK, m. 1043).

10. Gemi İpoteğinin Sona Ermesi

a) Alacakla Birlikte İpoteğin de Düşmesi Sonucunu Doğuran Sebepler

Gemi ipoteği, alacağın sona ermesi durumunda kendiliğinden düşer. Bu, ipoteğin alacağa bağlı olarak varlık kazandığı ve alacak sona erdiğinde ipoteğin de sona ereceği anlamına gelir.

aa. Alacağın Düşmesi

Alacağın Sona Ermesi: Alacağın sona ermesi, ipoteği de kendiliğinden düşürür. Ancak kanunda öngörülen istisnalar saklıdır; yani, belirli durumlarda alacak sona ermiş olsa bile ipotek korunabilir (TTK, m. 1044/1).

Alacaklı ve Borçlu Sıfatlarının Aynı Kişide Birleşmesi: Alacak ve borç aynı kişinin şahsında birleşirse, bu alacağın ödenmesi gibi kabul edilir. Bu durumda ipotek de sona erer çünkü alacak talebi ortadan kalkmıştır (TTK, m. 1044/2).

Gemi Maliki Olmayan Borçlunun Kısmi Ödeme Yapması: Eğer gemi maliki olmayan bir borçlu, alacağın yalnızca bir kısmını öderse, ipotek haklarının sırası korunur. Bu durumda, alacaklının üzerinde kalan ipotek, borçluya geçen ipotekten önce gelir. Yani, alacaklının hakkı borçlunun hakkından önce gelir (TTK, m. 1044/3).

İpoteği İktisap Etme Hakkı: Gemi maliki olmayan borçlu, ödeme sonucunda ipoteği iktisap edebilir. Eğer borcun ödendiği bir durumda sicil kaydının düzeltilmesi gerekirse, borçlu alacaklıdan sicilin düzeltilmesi için gerekli belgelerin kendisine verilmesini talep edebilir. Bu sayede borçlunun menfaatine uygun olarak sicil düzeltilir (TTK, m. 1044/4).

Şerh Verme Hakkı: Gemi maliki, bir başkasına karşı, alacağın sona ermesi hâlinde gemi ipoteğini sildirmeyi üstlenebilir. Bu durumda, alacak sona erdiğinde ipotek de sona erer. Böyle bir taahhüt, sicile şerh verilerek alacaklının menfaatine güvence altına alınabilir (TTK, m. 1044/5).

bb. Alacaklı ve Malik Sıfatlarının Birleşmesi

Alacaklı ve Malik Sıfatlarının Birleşmesi ile İpotek Düşmesi: Gemi ipoteği ile gemi mülkiyetinin aynı kişinin şahsında birleşmesi, ipoteğin sona ermesine yol açar. Ancak, eğer borçlu gemi malikinden başka biri ise veya alacak üzerinde rehin ya da intifa hakkı varsa ipotek devam eder. Bu durumda malikin, alacaklı sıfatı ile gemiyi paraya çevirme hakkı bulunmaz (TTK, m. 1045/1).

Faiz Talep Edilememesi: Malik olan alacaklı, kendi gemisi üzerinde faiz talep edemez ve ipotek bu durumda faiz güvencesi sağlamaz. Böylece, malikin kendi gemisi üzerinden faiz talep etmesi önlenmiş olur (TTK, m. 1045/2).

cc. Birlikte Gemi İpoteğinde Malikin Alacaklıya Ödemede Bulunması

İpotek Haklarının Malike Geçişi: Eğer gemi maliki, diğer gemi sahiplerine karşı rücu hakkına sahipse, alacaklıya ödeme yaptığında diğer gemilerin ipotek haklarını kazanır. Bu durumda, malike geçen ipotek hakları, devam eden ipotekle birlikte dikkate alınır ve birlikte ipotek oluştururlar (TTK, m. 1046/1).

Kısmi Ödeme Yapılması Durumunda İpotek Sırası: Gemi maliki kısmi bir ödeme yaptığında, alacaklının üzerinde kalan ipotek, malike geçen ipotekten önce gelir. Bu, alacaklının haklarının korunduğunu ve alacaklının hakkının ilk sırada yer aldığını gösterir (TTK, m. 1046/2).

Alacak ve İpoteğin Malike Geçişi: Eğer alacak, malike devredilirse veya alacaklı ve borçlu sıfatları malikin şahsında birleşirse, bu durum alacağın malik tarafından ödendiği anlamına gelir ve ipotek sona erer (TTK, m. 1046/3).

Cebrî İcra Yoluyla İpotek Hakkının Kazanılması: Alacaklının cebrî icra yoluyla ipotekli gemilerden birinden alacağını tahsil etmesi durumunda, gemi ipoteği malike geçer ve birinci fıkranın birinci cümlesi hükmü uygulanır (TTK, m. 1046/4).

dd. Birlikte Gemi İpoteğinde İpoteğin Borçluya Geçmesi

Eğer bir borçlu, ipotekli gemilerden yalnızca birinin malikine karşı rücu hakkına sahipse, yalnızca bu gemi üzerindeki ipotek borçluya geçer ve diğer gemiler üzerindeki ipotek sona erer (TTK, m. 1047).

ee. Zamanaşımı

Eğer alacaklının gemi malikine karşı sahip olduğu talep hakkı zamanaşımına uğrarsa, gemi sicilinden haksız yere silinmiş ipotekler ve tescil edilmemiş kanuni ipotekler de düşer. Bu, alacaklının zamanaşımı ile birlikte ipoteğin de sona ereceğini gösterir (TTK, m. 1048).

b) Sadece İpoteğin Düşmesi Sonucunu Doğuran Sebepler

Bazı durumlarda, alacak devam ederken yalnızca gemi ipoteği sona erer. Bu durum, taraflar arasındaki anlaşma veya belirli bir süre sonunda gerçekleşebilir.

aa. Tarafların Anlaşması

İpotekli alacaklı ile gemi maliki, 1015. maddenin ikinci fıkrasında öngörülen şekilde ipoteğin kaldırılması konusunda anlaşarak sicilden ipotek kaydının silinmesini sağlayabilir. Ancak, ipotek üzerinde hak sahibi kişiler varsa, onların da onayı gereklidir (TTK, m. 1049).

bb. Alacaklının Feragati

Feragat Edilmesi: Alacaklı, ipotek hakkından feragat ederse ve bu feragat sonucunda sicilden ipotek kaydı silinirse, ipotek sona erer. Ancak, feragat halinde bile, ipotek üzerinde hak sahibi üçüncü kişiler varsa onların onayı alınmalıdır (TTK, m. 1050/1).

Malikin Feragat Talebi: Gemi maliki, ipoteğin ileri sürülmesini sürekli imkânsız kılan bir defiye sahip olduğunda, alacaklıdan ipotekten feragat etmesini isteyebilir. Bu sayede alacaklı, ipotekten feragat edebilir (TTK, m. 1050/2).

Feragat Beyanı: Feragat işlemi, noter tarafından onaylanmış bir senetle veya sicil müdürlüğünde yapılabilir. Bu, feragatin resmi bir nitelik kazanmasını sağlar (TTK, m. 1050/3).

Borçlunun Kurtulması: Alacaklı, ipotekten feragat etmek suretiyle borçluyu ipotekten kurtardığı ölçüde, borçlu borcundan kurtulmuş olur (TTK, m. 1050/4).

cc. İpoteğin Süresinin Dolması

Belirli bir süre için kurulmuş olan ipotek, sürenin dolmasıyla sona erer. Bu durumda, ipotek kendiliğinden düşer ve ipotekten doğan haklar sona erer (TTK, m. 1051).

c) Mahkeme Kararıyla İpoteğin Sona Erdirilmesi

Bazı durumlarda gemi ipoteği, mahkeme kararı ile sona erdirilebilir. Bu tür haller, alacaklının kimliğinin bilinmemesi veya alacak tutarının tevdi edilmesi gibi özel durumlardır. Aşağıda, bu hallerin detaylı açıklamaları verilmiştir.

aa. Alacaklının Kimliğinin Belirsiz Olması

On Yıl Süre Geçmesi: Eğer alacaklının kim olduğu bilinmiyorsa ve gemi siciline ipotekle ilgili olarak yapılan son kayıttan itibaren on yıl geçmişse, malikin, alacaklının hakkını tanımayarak herhangi bir işlem yapmaması halinde ipoteğin düşmesi için şartlar oluşmuş kabul edilir. Bu durumda alacaklının hakkı tanınmadığından, alacaklı ilan yoluyla çağrılarak ipoteğin düşmesine karar verilebilir. Ancak vadeli alacaklarda on yıllık süre, alacağın vadesinin dolmasından itibaren işlemeye başlar, yani bu alacaklar için vade dolmadan düşme süreci başlamaz (TTK, m. 1052/1).

Mahkeme Kararı ile İpoteğin Sona Erdirilmesi: Mahkeme, on yılın sonunda gerekli şartların gerçekleşmesi halinde ipoteğin düşmesine karar verebilir ve bu kararla birlikte ipotek kaydı sicilden silinir. Böylelikle ipotek hakkı tamamen sona ermiş olur (TTK, m. 1052/2).

bb. Paranın Tevdi Edilmesi

Alacak Tutarının Tevdi Edilmesi: Malik, alacaklının alacağını ödemek veya feshi bildirmek amacıyla, alacaklıya bildirimde bulunma hakkına sahipse, alacak tutarını alacaklının adına tevdi ederek ödeme yükümlülüğünü yerine getirebilir. Bu durumda malikin geri alma hakkından feragat etmesi gerekmektedir. Böylece, alacaklının belirlenemediği veya alacaklının alacağını tahsil edemediği durumlarda mahkeme, alacaklının ilan yoluyla çağrılması şartıyla ipoteğin düşmesine karar verebilir (TTK, m. 1053/1).

Faizlerin Tevdi Edilmesi: Tevdi sırasında faizler, yalnızca sicile kaydedilmiş miktar kadar tevdi edilebilir. Ancak, düşme kararının verilmesinden önceki üç yıllık dönem haricinde faizler tevdi edilmez. Bu hüküm, fazla faiz ödemesinin önüne geçmek ve alacaklının haklarını korumak amacıyla düzenlenmiştir (TTK, m. 1053/1).

Tevdi Edilen Bedelin On Yıl İçinde Alınmaması: Tevdi edilen bedelin on yıl boyunca alınmaması halinde, alacaklının hakkı sona erer. Bu durumda tevdi eden kişi, geri alma hakkından feragat etmiş olsa dahi, tevdi edilen bedeli geri alma hakkına sahiptir. Böylece, alacaklının tevdi edilen bedel üzerindeki hakları on yılın sonunda sona ermiş sayılır ve bu durumda malik, tevdi ettiği bedeli geri alabilir (TTK, m. 1053/3).

Sonuç

Türk Ticaret Kanunu, gemi ipoteği ile ilgili düzenlemeleri ayrıntılı bir şekilde ele alarak, alacaklıların haklarını güvence altına almayı ve deniz ticareti alanında borç ilişkilerini düzenlemeyi amaçlamaktadır. Gemi ipoteği, yalnızca borç ödenmediği durumlarda alacaklının teminatına olanak tanıyan bir rehin türü olmanın ötesine geçerek, geminin bütünleyici parçalarını, sigorta tazminatlarını ve gerektiğinde mahkeme yoluyla elde edilen hakları da kapsayan geniş bir güvence sağlamaktadır. Bu kapsamda, borcun ödenmemesi durumunda alacaklının haklarının nasıl korunacağı ve gemi malikinin de hangi koşullarda borcu ödeme veya ipotekten kurtulma gibi haklarının bulunduğu ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.

Ayrıca, gemi ipoteği, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyeti altında kurulma gibi farklı durumlar için özgül kurallarla desteklenmiş ve gemi siciline kaydedilmesi zorunluluğu getirilerek üçüncü kişilere karşı da geçerli bir hak haline getirilmiştir. Bunun yanında, ipotekli geminin değerinin korunması, malikin ihmal veya fiillerine karşı alacaklının haklarını güvence altına almak için ek tedbirlerle desteklenmiş; sigorta primlerinin ödenmesi, temerrüt durumunda yapılacak işlemler gibi ayrıntılı düzenlemeler ile hem alacaklının hem de borçlunun hakları korunmuştur.

Sonuç olarak, Türk Ticaret Kanunu’nun gemi ipoteğine dair düzenlemeleri, deniz ticaretinde güvenli ve sürdürülebilir bir borç-alacak ilişkisini sağlamakta ve gemi ipoteğini hem alacaklıya güçlü bir teminat hem de borçluya sorumluluklarını açıkça belirten bir araç haline getirmektedir. Bu düzenlemeler, denizcilik sektöründe karşılıklı güven ve hakkaniyeti destekleyen önemli hukuki dayanakları sunarak, alacaklıların haklarının korunması ve borçluların yükümlülüklerinin netleştirilmesi bakımından önemli bir katkı sağlamaktadır.

ÖNEMLİ HATIRLATMA

Gemi ipoteği işlemleri, deniz ticareti hukukunun kapsamlı ve özel düzenlemelerine tabidir. Gemi üzerinde ipotek tesisi, devri veya sona erdirilmesi gibi süreçler, Türk Ticaret Kanunu’nda öngörülen ayrıntılı yasal gerekliliklere uygun olarak yürütülmelidir. Hak ve menfaatlerinizin korunması ve sürecin eksiksiz tamamlanması için bir avukat veya hukuk danışmanından profesyonel destek almanız önemlidir. Gemi ipoteğine konu geminin bulunduğu liman ister Tuzla, ister Dilovası, ister Zeytinburnu ister İstanbul ister İzmir olsun fark etmez. Bu konuda deniz ticaret hukukuna vakıf bir uzmandan veya avukattan hukuki destek alınabilir.