Giriş

İdari Gözetim Kararı Nedir, Hangi Şartlarda Verilir, Yasal Süreler ve Usuli Güvenceler Nelerdir? Bu çalışma idari gözetim kararının ne olduğu, hangi koşullarda verildiği, karar ve geri gönderme merkezine sevk süreçlerindeki yasal süreler, merkezde kalış süresinin azami sınırları ve bu sürece ilişkin usuli güvenceler hakkında kapsamlı bir inceleme sunmaktadır. Analiz, ağırlıklı olarak Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve Uyuşmazlık Mahkemesi kararlarına dayanmaktadır.

1. İdari Gözetim Kararının Tanımı ve Gerekçeleri

Yargı kararlarında idari gözetim, 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu (YUKK) uyarınca, haklarında sınır dışı etme kararı alınan yabancıların, bu kararın uygulanabilmesi amacıyla valilikler tarafından geri gönderme merkezlerinde (GGM) tutulması olarak tanımlanmaktadır. Bu karar, kişinin özgürlüğünü kısıtlayan idari bir tedbirdir.

Kararların verilebilmesi için kanunda sayılan belirli koşulların varlığı aranmaktadır. İncelenen kararlarda en sık tekrar eden gerekçeler şunlardır:

“Kaçma ve kaybolma riski bulunan,”

“Türkiye’ye giriş veya çıkış kurallarını ihlal eden,”

“Sahte ya da asılsız belge kullanan,”

“Kamu düzeni, kamu güvenliği veya kamu sağlığı açısından tehdit oluşturanlar.”

Bu koşullardan bir veya birkaçının varlığı halinde, valilik tarafından sınır dışı etme kararına ek olarak veya bu karardan sonra idari gözetim kararı alınabilmektedir.

2. Karar ve Merkeze Götürme Süreçleri

Yargı kararları, idari gözetim kararının alınması ve kişinin geri gönderme merkezine sevk edilmesi süreçlerine ilişkin net yasal süreler olduğunu ortaya koymaktadır.

Karar Verme Süresi: Kolluk birimleri tarafından yakalanan ve sınır dışı edilmesi gerektiği değerlendirilen yabancılar hakkında valiliğe derhal bildirim yapılır. Birçok kararda vurgulandığı üzere, “Değerlendirme ve karar süresi kırk sekiz saati geçemez.” Bu süre, valiliğin yabancının durumunu değerlendirip idari gözetim kararı alıp almayacağına karar vermesi için tanınan azami süredir.

Merkeze Götürme Süresi: İdari gözetim kararı verildikten sonra kişinin geri gönderme merkezine sevki için de yasal bir süre öngörülmüştür. Kararlarda bu durum, “Hakkında idari gözetim kararı alınan yabancılar, yakalamayı yapan kolluk birimince geri gönderme merkezlerine kırk sekiz saat içinde götürülür.” ifadesiyle netleştirilmiştir. İncelenen somut olaylarda bu sürece riayet edildiği, kararın verildiği gün, ertesi gün veya en geç 48 saat içinde kişinin merkeze teslim edildiği görülmektedir.

3. İdari Gözetim Süresi ve Uzatılması

Geri gönderme merkezlerinde kalış süresi belirsiz değildir ve kanunla sıkı sürelere bağlanmıştır.

Azami Süre: Yargı kararlarında istikrarlı bir şekilde belirtildiği üzere, “Geri gönderme merkezlerindeki idari gözetim süresi altı ayı geçemez.” Bu, idari gözetimin ilk aşamadaki yasal üst sınırıdır.

Sürenin Uzatılması: Belirli istisnai durumlarda bu altı aylık sürenin uzatılması mümkündür. Kararlarda bu durum şu şekilde ifade edilmektedir: “…bu sürenin, sınır dışı etme işlemlerinin yabancının iş birliği yapmaması veya ülkesiyle ilgili doğru bilgi ya da belgeleri vermemesi nedeniyle tamamlanamaması hâlinde en fazla altı ay daha uzatılabileceği…” belirtilmiştir.

Bu iki düzenleme bir arada değerlendirildiğinde, idari gözetim altında kalış süresinin toplamda on iki ayı (6+6 ay) geçemeyeceği anlaşılmaktadır. Nitekim bir Anayasa Mahkemesi kararında, “Başvurucu 12 aylık azami idari gözetim süresinin dolması üzerine 31/7/2020 tarihinde salıverilmiştir” ifadesiyle bu azami sürenin sonunda kişinin serbest bırakılması gerektiği teyit edilmiştir.

Yargı kararlarının incelenmesi, idari gözetim sürecine ilişkin önemli usuli güvenceleri ve farklı uygulamaları ortaya koymaktadır:

Aylık Değerlendirme Zorunluluğu: İdari gözetim süresinin keyfi bir şekilde uzatılmasını önlemek amacıyla kanun koyucu önemli bir denetim mekanizması öngörmüştür. Birçok kararda atıf yapılan bu kurala göre, “İdari gözetimin devamında zaruret olup olmadığı, valilik tarafından her ay düzenli olarak değerlendirilir.” Bu değerlendirme sonucunda gözetimin devamında bir zorunluluk görülmezse, altı aylık sürenin dolması beklenmeksizin karar derhal sonlandırılır. Bu aylık değerlendirmelerin yapılmaması veya sonuçlarının gerekçesiyle birlikte yabancıya tebliğ edilmemesi, kararın hukuka aykırı bulunarak kaldırılmasına neden olabilmektedir.

Yargısal Denetim: İdari gözetim kararı, idari bir işlem olmasına rağmen doğrudan yargı denetimine tabidir. İdari gözetim altına alınan kişi veya avukatı, bu karara karşı sulh ceza hâkimliğine başvurabilir. Yargı kararlarında, hâkimin bu başvuruyu beş gün içinde sonuçlandırması gerektiği belirtilmektedir. Bu, keyfi tutulmalara karşı hızlı ve etkili bir başvuru yolu sağlamaktadır.

Farklı Tutulma Yerleri: Kararlar, idari gözetimin her zaman geri gönderme merkezlerinde başlamadığını göstermektedir. Bir vakada, karar verildikten sonra kişinin yaklaşık 24 gün boyunca bir spor salonunda tutulduğu, daha sonra GGM’ye sevk edildiği görülmüştür. Başka bir kararda ise, resmi bir idari gözetim kararı olmaksızın yabancının havalimanının “kabul edilemez yolcu salonu”nda aylarca tutulması, fiili bir özgürlükten yoksun bırakma olarak değerlendirilmiştir. Bu durumlar, uygulamanın yasal çerçeve dışına çıkabildiğini göstermektedir. Bir makale önerisi.

Sonuç

Yargı kararları ışığında, idari gözetim; hakkında sınır dışı etme kararı bulunan yabancılar için YUKK’ta belirtilen katı gerekçelere, sürelere ve usullere bağlı olarak uygulanan istisnai bir tedbirdir. Süreç, valiliğin 48 saat içinde karar vermesi ve kararı takiben 48 saat içinde kişinin geri gönderme merkezine sevk edilmesiyle başlar. Geri gönderme merkezindeki kalış süresi kural olarak altı ayı geçemez ancak yabancının iş birliği yapmaması gibi nedenlerle en fazla altı ay daha uzatılarak toplamda on iki aya ulaşabilir. Bu süreç, valiliklerin aylık zorunlu değerlendirmeleri ve sulh ceza hâkimliklerinin hızlı yargısal denetimi gibi önemli güvencelerle çevrelenmiştir. Bu yasal çerçeveye uyulmaması, idari gözetim kararının kaldırılmasına ve hak ihlali iddialarına zemin hazırlamaktadır.

Neden Uzman Avukat Desteği Gerekli? (Tuzla Geri Gönderme Merkezi – İstanbul Göç İdaresi)

İdari gözetim kararları, kişilerin özgürlüğünü doğrudan kısıtlayan son derece ağır idari tedbirlerdir ve hem süre hem usul yönünden çok sıkı kurallara tabidir. Yargı kararlarında, sürecin tek bir usule aykırılık nedeniyle bile hukuka aykırı sayılabildiği görülmektedir. Bu nedenle idari gözetim altında bulunan yabancılar için uzman bir avukatla süreci yürütmek hayati önem taşımaktadır.

Özellikle Tuzla Geri Gönderme Merkezi, İstanbul Göç İdaresi ve diğer geri gönderme merkezlerinde uygulanan idari gözetim süreçlerinde; karar verme süreleri, 48 saatlik sevk süresi, aylık değerlendirme yükümlülükleri, 6+6 aylık azami süre, tebligat zorunlulukları ve sulh ceza hâkimliğine yapılacak başvurular gibi çok sayıda kritik aşama bulunmaktadır.

Bir avukatın uzman desteği şu nedenlerle gereklidir:

48 saatlik karar ve sevk süresinin ihlali, kararı hukuka aykırı hâle getirebilir.

Aylık değerlendirmelerin yapılmaması veya gerekçesiz yapılması, gözetimin kaldırılması sonucunu doğurabilir.

Sulh ceza hâkimliğine yapılacak başvuruların süresi 5 gün gibi çok kısadır; bu nedenle usul hatası hakkı tamamen ortadan kaldırabilir.

Kamu düzeni – kaçma riski – sahte belge gibi gerekçelerin hukuki denetimi ancak uzman bir avukat tarafından başarıyla yapılabilir.

Fiili gözaltı niteliğindeki durumlar (havaalanı salonu, spor salonu vb.) ancak hukuki uzmanlıkla tespit edilip hak ihlali iddiasına dönüştürülebilir.

Hazırlanacak itiraz dilekçeleri, başvuru formatları ve delillerin sunumu teknik hukuk bilgisi gerektirir.

İstanbul, Tuzla, Pendik, Kartal, Gebze ve çevresinde geri gönderme merkezlerinde yürütülen işlemlerde, idari gözetim kararının kaldırılması, sürenin kısaltılması veya kişinin serbest bırakılması ancak profesyonel hukuki destek ile mümkün olabilmektedir.