
Giriş
Bu çalışma, geri gönderme merkezlerinde (GGM) idari gözetim altında tutulan yabancıların tutulma süreleri, bu süreçteki temel hakları, serbest bırakılma koşulları, idari gözetime alternatif tedbirler ve kararların tebliğ usullerine ilişkin Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Bölge İdare Mahkemeleri ve Uyuşmazlık Mahkemesi kararlarının analizini sunmaktadır. Çalışma, avukatların hukuki araştırmalarında kullanması amacıyla, ilgili yasal çerçeveyi ve yargısal içtihatları derleyerek bütüncül bir bakış açısı sağlamayı hedeflemektedir.
Tutulma Süresi: İdari gözetim süresi kural olarak altı ayı geçemez. Ancak yabancının iş birliği yapmaması veya ülkesiyle ilgili doğru bilgi vermemesi gibi nedenlerle bu süre en fazla altı ay daha uzatılabilir.
Periyodik Değerlendirme: Valilik, idari gözetimin devam edip etmeyeceğini her ay düzenli olarak değerlendirmek zorundadır. Gözetimin devamında zorunluluk görülmeyen yabancılar derhal serbest bırakılır.
Temel Haklar: İdari gözetim altındaki kişilerin avukata erişim, ücretsiz adli yardım, tercüman, ücretsiz acil ve temel sağlık hizmetleri, aile ve konsolosluk yetkilileriyle görüşme gibi kanunla güvence altına alınmış temel hakları bulunmaktadır. Ancak bazı kararlarda, özellikle barınma koşullarının “insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele” düzeyinde olduğu tespit edilmiştir.
Serbest Bırakılma ve Alternatif Tedbirler: İdari gözetim, valilik değerlendirmesi veya Sulh Ceza Hâkimliği kararıyla sonlandırılabilir. Serbest bırakılan kişilere “belirli adreste ikamet etme”, “bildirimde bulunma (imza yükümlülüğü)”, “teminat” ve “elektronik izleme” gibi idari gözetime alternatif tedbirler uygulanabilir.
Tebliğ Usulü ve Hak Arama: Tüm kararların (idari gözetim, uzatma, aylık değerlendirme) gerekçeleriyle birlikte yabancıya veya avukatına tebliği zorunludur. Tebliğin, kişinin anladığı bir dilde ve tercüman aracılığıyla yapılması, itiraz usulleri ve süreleri hakkında bilgilendirme içermesi esastır. Usulsüz veya yapılmamış bir tebligat, hak düşürücü nitelikteki başvuru sürelerinin işlemeye başlamasına engel olur.
1. Geri Gönderme Merkezinde Tutulma Süresi, Uzatma ve Değerlendirme
Yargı kararları, 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’na atıfla idari gözetim süresinin çerçevesini net bir şekilde çizmektedir. Kural olarak, “Geri gönderme merkezlerindeki idari gözetim süresi altı ayı geçemez.“ (Uyuşmazlık Mahkemesi, 2022/385; AYM, 2/5/2019). Bu sürenin aşılması ancak istisnai durumlarda mümkündür.
Uzatma Koşulları: Sürenin uzatılması keyfi değildir ve belirli koşullara bağlanmıştır. Kararlarda bu durum, “…sınır dışı etme işlemlerinin yabancının iş birliği yapmaması veya ülkesiyle ilgili doğru bilgi ya da belgeleri vermemesi nedeniyle tamamlanamaması hâlinde, en fazla altı ay daha uzatılabilir” (Uyuşmazlık Mahkemesi, 2023/625; AYM, 16/1/2020) hükmüyle açıklanmaktadır. Bu, toplam sürenin azami on iki ay olabileceğini göstermektedir.
Aylık Değerlendirme Zorunluluğu: İdari gözetimin devamının bir zorunluluk olup olmadığı, valilik tarafından “her ay düzenli olarak” değerlendirilmelidir (Danıştay, 16.11.2020; Uyuşmazlık Mahkemesi, 2022/225). Bu değerlendirmenin yapılmaması veya sonuçlarının kişiye tebliğ edilmemesi, idari gözetim kararının kaldırılması için bir gerekçe teşkil etmektedir. Nitekim bir Anayasa Mahkemesi kararında, Sulh Ceza Hâkimliğinin “…idari gözetim kararından itibaren her ay idari gözetimin uzatılması… gerekirken… uzatılmasına dair kararın bulunmadığı anlaşılmakla… gözetim kararının kaldırılmasına…” yönelik kararı alıntılanmıştır (AYM, 7/2/2019).
2. İdari Gözetim Altındaki Temel Haklar
Kararlar, idari gözetim altındaki kişilerin sahip olduğu temel hakları detaylandırmaktadır.
Avukat, Tercüman ve Bilgilendirilme Hakkı: Yabancının “yakınlarına, notere, yasal temsilciye ve avukata erişme ve bunlarla görüşme yapabilme” hakkı temel bir güvencedir (AYM, 2/5/2019). Ayrıca, avukatlık ücretini karşılama imkânı olmayanlara talep etmeleri halinde adli yardım sağlanır (Uyuşmazlık Mahkemesi, 2022/225). Tercüman hakkı, özellikle ifade alma ve karar tebliği süreçlerinde kritik öneme sahiptir.
Sağlık Hizmetleri ve İnsani Barınma Koşulları: Yabancı tarafından bedeli karşılanamayan “acil ve temel sağlık hizmetleri ücretsiz verilir” (AYM, 2/6/2020). Bununla birlikte, özellikle 6458 sayılı Kanun öncesi döneme ilişkin kararlarda, barınma koşullarının yetersizliği sert bir şekilde eleştirilmiştir. Anayasa Mahkemesi, aşırı kalabalık, hijyen eksikliği ve açık havaya çıkma imkanının kısıtlı olması gibi nedenlerle tutulma koşullarının “insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele” düzeyinde olduğuna hükmetmiştir (AYM, 20/1/2016; AYM, 17/2/2016).
İletişim ve Ziyaret Hakları: Telefon hizmetlerine erişim, aile bireyleriyle, konsolosluk yetkilileriyle ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği görevlisiyle görüşme imkânı da kanunla tanınan haklar arasındadır (AYM, 6/10/2022).
3. Serbest Bırakılma ve İdari Gözetime Alternatif Tedbirler
İdari gözetim, son çare olarak uygulanması gereken bir tedbirdir. Serbest bırakılma, hem idari makamların aylık değerlendirmeleri sonucunda hem de yargı kararıyla mümkündür. Birçok kararda, Sulh Ceza Hâkimliğinin itiraz üzerine idari gözetim kararını kaldırarak kişiyi serbest bıraktığı görülmektedir (AYM, 20/4/2020; AYM, 29/12/2021).
İdari gözetim sonlandırıldığında veya hiç uygulanmadığında, yabancı hakkında alternatif yükümlülükler getirilebilir. Bu tedbirler arasında;
Belirli bir adreste ikamet etme,
Belirlenecek şekil ve sürelerde bildirimde bulunma (imza yükümlülüğü),
Teminat yatırma,
Elektronik izleme
gibi uygulamalar yer almaktadır (Uyuşmazlık Mahkemesi, 2020/651; İlk Derece, 2020/359).
4. Kararların Tebliği ve Hak Arama Hürriyetinin Korunması
Tebliğ usulü, hak arama hürriyetinin kullanılabilmesi için en temel güvencedir. Yargı kararları, tebliğin şekli ve içeriği konusunda hassasiyet göstermektedir.
Dil ve Anlaşılırlık: Tebliğin yalnızca kişinin ana dilinde yazılı olması yeterli değildir. İzmir Bölge İdare Mahkemesi’nin bir kararında vurgulandığı üzere, yaptırımın sonuçları, itiraz usulleri ve süreleri hakkında kişinin “anladığı bir dilde bilgilendirilmeksizin, salt kendi dilinde yazılı olarak yapılmış… tebligatın… yabancının anladığı dilde ayrıca bilgilendirilmesi yöntemine aykırı” olduğu belirtilmiştir (İzmir BİM, 06.04.2017).
Tebliğin Sonuçları: Usulüne uygun bir tebliğ yapılmadan dava açma gibi hak düşürücü süreler işlemeye başlamaz. Mahkemeler, usulsüz tebligat durumunda dava açma süresinin, kişinin durumu avukatı aracılığıyla öğrendiği tarihten itibaren başlatılması gerektiğine hükmetmiştir (İzmir BİM, 06.04.2017; AYM, 3/12/2020). Bu ilke, idarenin usulsüz işlemleriyle kişinin hak arama hürriyetini engellemesinin önüne geçmektedir.
Sonuç
İncelenen yargı kararları, Türkiye’de geri gönderme merkezlerindeki idari gözetim rejiminin yasal sınırlarını, denetim mekanizmalarını ve bireylere tanınan temel hakları ortaya koymaktadır. İdari gözetimin süresinin 6+6 ay kuralıyla sınırlandırılması ve zorunlu aylık değerlendirmelere tabi tutulması, keyfi ve süresiz alıkoymaları önlemeyi amaçlamaktadır. Avukat, tercüman, sağlık ve iletişim gibi temel hakların kanunla güvence altına alınmış olması önemlidir. Ancak, özellikle barınma koşullarına ilişkin geçmiş tarihli Anayasa Mahkemesi kararları, yasal güvenceler ile fiili uygulama arasında farklılıklar olabileceğine işaret etmektedir. Yargı içtihatları, özellikle tebligatın kişinin anladığı dilde ve tüm yasal haklarını içerecek şekilde yapılması gerektiği ilkesini benimseyerek, hak arama hürriyetinin etkin bir şekilde kullanılmasını teminat altına almaktadır. Bir yazı önerisi.

Neden Uzman Avukat Desteği Gerekli?
Geri gönderme merkezlerinde idari gözetim altında tutulan yabancıların haklarını koruyabilmesi, sürelere ve itiraz yollarına dikkat etmesi hayati öneme sahiptir. Özellikle İstanbul ve çevresinde yer alan Tuzla Geri Gönderme Merkezi, çok sayıda yabancının tutulduğu bir merkez olarak öne çıkmaktadır. Burada alınan kararların süresinde ve doğru şekilde itiraz edilmemesi, kişilerin uzun süre özgürlüklerinden mahrum kalmalarına yol açabilir.
Bu noktada bir uzman avukat desteği, sürecin etkin bir şekilde yürütülmesi açısından kritik rol oynar. Avukatlar, idari gözetim kararlarının hukuka uygun olup olmadığını denetler, usulsüz tebligatları tespit eder ve gerekli itirazları zamanında yapar. Ayrıca yabancıların avukata erişim, ücretsiz adli yardım, sağlık hizmetleri ve tercüman gibi temel haklarının fiilen kullanılabilmesi için hukuki girişimlerde bulunur.
Unutulmamalıdır ki, geri gönderme merkezlerinde yaşanan süreçler karmaşık ve süreye bağlıdır. Yanlış veya eksik başvurular, hak kayıplarına neden olabilir. Bu nedenle Tuzla Geri Gönderme Merkezi’nde tutulan yabancılar için avukat desteği, sadece bir tercih değil, çoğu zaman hukuki güvencelerin kullanılabilmesi için zorunluluktur.

