Yargılama makamlarının karmaşık bir davada uzun süre işlem yapmadan davayı hareketsiz bırakması ve bu nedenle davanın aşırı uzun sürmesi, davanın karmaşıklığı faktörünü etkisiz kılar ve makul sürede yargılanma hakkının ihlaline yol açar.

AİHM’e göre hukuk davalarında, davaların takibi taraflara ait bir sorun olsa da taraflarca hazırlanma ilkesi mahkemelerin davaları süratle sonuçlandırma yükümlülüklerini ortadan kaldırmaz.[1] Buna göre tarafların yargılamayı geciktirici hamle ve taktiklerine başvurması, yargılama makamlarını yargılamanın makul süre içerisinde yürütülmesini sağlama yükümlülüğünden kurtarmayacaktır. Yargılama makamları bu hamle ve taktiklere karşı gerekli tedbirleri alarak yargılamanın geciktirilmesine en olmalıdır.[2]


[1] Buchholz/Almanya, 1981, pr.50(Bu başvuruda davalı hükümet, Federal Almanya Cumhuriyeti’nde, tüm hukuk mahkemelerinde olduğu gibi, iş mahkemeleri önündeki davaların taraflarca davanın yürütülmesi ilkesine tabi olduğunu ileri sürmüştür. Ancak AİHM, hukuk mahkemelerinde davanı taraflarca yürütülmesi kuralının yargı makamlarını 6. maddenin gerektirdiği şekilde davanın süratle yargılanmasını sağlamaktan muaf tutmadıkları gerekçesiyle kabul etmemiştir.) 

[2]  Mincheva/Bulgaristan, 2010, pr.68(Bu olayda duruşmaya gelemeyen kişinin duruşmada bulunmasının uyuşmazlığın doğası gereği gerekli olduğunu kabul eden AİHM, mahkemelerin celpten sorumlu organlardan daha fazla ısrar etmesi gerektiği ve orduda kamu hizmeti pozisyonunda olan kişinin duruşmaya getirilememesinin aşılmaz bir sorun olmaması gerektiği kanaatini dile getirmiştir) ; Capuano/İtalya, 1987,  pr.25; Guincho/Portekiz, 1984,  pr.32; Union Alimentaria Sanders S.A./İspanya, 1989, pr.35; (Bu örnek kararlarda AİHM, ayrıca ilgili davalı devletlerin iç hukuklarının yargıçları davanın hızlı bir şekilde sonuçlandırmaları için titizlik gösterme yükümlülüğü altına soktuğuna atıfta bulunmuştur); Ayrıca AYM bireysel başvuru kararı için bkz. AYM Bireysel Başvuru No:2012/13, 2013, pr.59. Bir yazı önerisi.

AİHM ve AYM Bireysel Başvurularında Neden Uzman Avukat Desteği Gereklidir?

AİHM içtihadına göre, yargılama makamlarının karmaşık bir davayı uzun süre işlem yapmadan hareketsiz bırakması, davanın olağanüstü uzamasına yol açar ve bu durum “karmaşıklık” unsurunu bertaraf ederek makul sürede yargılanma hakkının ihlaline sebep olur. Her ne kadar hukuk davalarında taraflarca hazırlanma ilkesi uygulanıyor olsa da, bu ilke mahkemeleri yargılamayı süratle yürütme yükümlülüğünden kurtarmaz. Tarafların geciktirici hamleleri bulunsa bile, mahkemeler süreci etkin yönetmek ve yargılamayı hızlandırmak için gerekli tedbirleri almak zorundadır (Buchholz/Almanya; Mincheva/Bulgaristan; Union Alimentaria Sanders; AYM 2012/13).

Makul süre ihlalleri, bireysel başvuruların en teknik ve delil yoğun alanlarından biridir. Bu ihlalin tespitinde; dava dosyasındaki bekleme sürelerinin analizi, mahkeme ataletinin ortaya konulması, taraf davranışlarının yargılama makamlarının sorumluluğunu ortadan kaldırmadığının somutlaştırılması ve içtihatlarla uyumlu hukuki argüman kurulması gerekir. Bu nedenle AİHM ve AYM’ye yapılacak başvurularda usul hatası yapılmaması, kabul edilebilirlik kriterlerinin eksiksiz yerine getirilmesi ve ihlalin güçlü biçimde ortaya konulması ancak uzman avukat desteğiyle mümkündür.

2M Hukuk Avukatlık Bürosu, makul sürede yargılanma hakkı ihlali iddialarında; yargılama sürecinin teknik analizini yapmak, içtihat bağlantılarını kurmak ve başvuruyu güçlü biçimde yapılandırmak konusunda profesyonel hukuki destek sunarak başvurunun başarı ihtimalini artırmaktadır.