Konkordatonun Tasdiki Nedir? İİK m.305’e Göre Tasdik Şartları ve Mahkeme Denetimi

Giriş

Bu çalışma, konkordatonun tasdikine ilişkin literatürdeki görüşleri ve yasal şartları analiz etmektedir. Konkordato sürecinin nihai ve en önemli aşaması olan tasdik, alacaklılar tarafından kabul edilen projenin mahkeme tarafından onaylanarak tüm alacaklılar için bağlayıcı hale gelmesini ifade eder. Literatürdeki genel kanı, tasdik kararının verilebilmesi için İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 305. maddesinde belirtilen şartların kümülatif olarak gerçekleşmesinin zorunlu olduğu yönündedir. Bununla birlikte, doktrin ve Yargıtay kararları, kanunda açıkça sayılmayan ancak kurumun özünden kaynaklanan bazı ek şartların da varlığını kabul etmektedir. Mahkemenin bu süreçteki rolü, yalnızca alacaklı çoğunluğunun iradesini onaylamak değil, aynı zamanda projenin kanuni şartlara uygunluğunu, adil olup olmadığını ve başarıya ulaşma potansiyelini re’sen denetlemektir.

Konkordatonun Tasdik Şartları

Literatürdeki kaynaklar, konkordatonun tasdik şartlarını temel olarak iki ana başlık altında incelemektedir: İİK m. 305’te açıkça düzenlenen şartlar ve kanunda açıkça yer almamakla birlikte konkordato kurumunun ruhundan ve genel hukuk ilkelerinden doğan şartlar.

1. İcra ve İflas Kanunu Madde 305’te Düzenlenen Şartlar

İİK m. 305, konkordatonun tasdiki için “hep birlikte bulunması gereken beş şarta” yer vermektedir. Bu şartlar kümülatif nitelikte olup, birinin dahi eksikliği tasdik talebinin reddine neden olur.

Teklif Edilen Tutarın, Borçlunun İflası Halinde Alacaklıların Eline Geçecek Muhtemel Miktardan Fazla Olması: Bu şart, konkordatonun alacaklılar için iflastan daha avantajlı olmasını temin eder. Bu bakımdan teklif edilen tutarın, borçlunun iflâsı halinde her bir alacaklının eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması, tasdik şartı olarak düzenlenmektedir. Gerek adî konkordato bakımından yeni getirilen bu şart, gerekse malvarlığının terki suretiyle konkordatoda var olan bu şart, borçlunun gerçekte iflâsa tâbi bir kimse olmasını gerektirmeyip, varsayımsal olarak, borçlu iflâs etseydi, alacaklılarının elde edeceği payın hangi miktarda olacağını tespite yöneliktir.

Teklif Edilen Tutarın Borçlunun Kaynakları ile Orantılı Olması: Bu koşul, borçlunun mali durumu ile sunduğu teklif arasında makul bir denge kurulmasını amaçlar. Borçlunun ödeme kapasitesini aşan veya kaynaklarının çok altında kalan bir teklifin tasdiki mümkün değildir.

Konkordato Projesinin İİK m. 302’de Öngörülen Çoğunlukla Kabul Edilmiş Bulunması: Konkordato projesinin tasdik edilebilmesi için öncelikle alacaklılar toplantısında kanunun aradığı nisapta kabul edilmesi gerekir. Konkordato projesinin Kanunda öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması mevcut düzenlemedekinin aksine, açıkça konkordatonun tasdik şartlarından birisi olarak sayılmaktadır.

İmtiyazlı Alacakların Tamamen Ödenmesinin ve Mühlet İçinde Doğan Borçların İfasının Güvence Altına Alınması: Konkordato, kural olarak adi alacaklıları etkiler. Bu nedenle imtiyazlı alacakların ve komiser onayıyla mühlet içinde doğan borçların tam olarak ödeneceğine dair yeterli teminatın gösterilmesi zorunludur. Bu koşulun öngörülmesi ile konkordatonun tasdik edilen koşullara göre yerine getirilmesini mümkün kılmak ve bu sayede borçluyu ifa edemeyeceği taahhütlerde bulunmaktan alıkoymak hem de bazı alacaklılara ödeme garantisi sağlamak amaçlanmaktadır.

Gerekli Giderlerin ve Harçların Mahkeme Veznesine Depo Edilmesi: Tasdik yargılaması ile ilgili masrafların ve konkordato tasdik harcının borçlu tarafından peşin olarak ödenmesi bir tasdik şartıdır.

2. İİK Madde 305 Dışında Kalan ve Kurumun Özünden Doğan Şartlar

Literatür, İİK m. 305’te sayılanların dışında, konkordato kurumunun temel mantığından ve genel hukuk prensiplerinden kaynaklanan başka tasdik şartlarının da bulunduğunu kabul etmektedir. Konkordatonun tasdiki için gerekli şartlar 305. maddede beş bent halinde sıralanmışsa da konkordatonun tasdiki şartları bu bentlerde sıralananlardan ibaret değildir. Konkordatoya ilişkin diğer hükümlerden ve konkordato kurumunun özünden de çıkarılabilecek tasdik şartları bulunmaktadır.

Borçlunun Dürüst Olması: Kanunda açıkça bir tasdik şartı olarak sayılmasa da, dürüstlük ilkesi konkordato müessesesinin temelini oluşturur. Yargıtay da güncel tarihli kararlarında “Konkordato dürüst bir borçlunun belli bir zaman kesiti içerisindeki bütün adi alacaklarını yetkili makamın onayı ve alacaklı çoğunluğunun kabulü ile tasfiyesinin sağlandığı bir icra biçimidir.” ifadelerine yer vermek suretiyle, konkordatonun dürüst borçlular için getirilmiş bir müessese olduğuna işaret etmektedir.” Mahkeme, borçlunun mühlet içindeki faaliyetlerini ve niyetini bu çerçevede değerlendirmelidir.

Konkordatonun Başarıya Ulaşmasının Mümkün Olması: Kesin mühlet verilebilmesi için aranan bu şartın, sürecin nihai aşaması olan tasdikte de aranması gerektiği kabul edilmektedir. Başarıya ulaşma ihtimali kalmamış bir projenin tasdik edilmesinde hukuki bir yarar yoktur. Ahmet Karakaya (2022) bu konuda, “Kesin mühlet için gerekli bu şartın, konkordatonun nihai aşaması olan tasdik aşamasında da dikkate alınması gerektiği açıktır. Zira başarıya ulaşması mümkün görülmeyen konkordatonun tasdikinde hiçbir fayda yoktur” demektedir.

Konkordatonun tasdiki sürecinde mahkemenin rolü kritik bir öneme sahiptir. Mahkeme, tasdik şartlarının varlığını re’sen araştırmakla yükümlüdür, zira bu şartlar kamu düzenine ilişkindir. Bu süreçte konkordato komiserinin hazırladığı gerekçeli rapor önemli bir delil niteliği taşır, ancak mahkeme bu raporla bağlı değildir. Mahkeme, komiseri dinledikten ve varsa itirazları değerlendirdikten sonra kararını verir.

Şartların kümülatif olması, bir tanesinin bile eksikliği halinde mahkemenin tasdik talebini reddetmek zorunda olduğu anlamına gelir. Tasdik talebinin reddi durumunda, eğer borçlu iflasa tabi kişilerden ise ve doğrudan doğruya iflas nedenlerinden biri mevcutsa, mahkeme borçlunun iflasına karar verebilir.

Mahkemenin takdir yetkisi de bulunmaktadır. Örneğin, projeyi yetersiz bulması halinde re’sen veya talep üzerine gerekli düzeltmenin yapılmasını isteyebilir. Bu durum, mahkemenin sadece bir onay makamı olmadığını, aynı zamanda projenin adil ve uygulanabilir hale getirilmesinde aktif bir rol üstlendiğini göstermektedir.

Sonuç

Literatürdeki kaynaklar ışığında, konkordatonun tasdiki, alacaklılar tarafından kabul edilen bir projenin basitçe onaylanmasından çok daha fazlasını ifade eden, kapsamlı bir yargısal denetim sürecidir. Bu denetim, İİK m. 305’te sayılan beş kümülatif şartın yanı sıra, borçlunun dürüstlüğü ve projenin başarıya ulaşma potansiyeli gibi kurumun özünden doğan ilkeleri de içerir. Mahkeme, komiser raporu, alacaklıların iradesi ve varsa itirazları dikkate alarak, tüm bu şartların gerçekleşip gerçekleşmediğini re’sen araştırır. Şartların tamamının varlığı halinde tasdik kararı verilirken, birinin dahi eksikliği talebin reddini ve iflasa tabi borçlular için iflas sonucunu doğurabilir. Bu süreç, konkordato müessesesinin amacına uygun olarak, dürüst borçluların mali durumlarını düzeltmelerine imkân tanırken, alacaklıların haklarının da iflasa nazaran daha avantajlı bir şekilde korunmasını sağlamayı hedefler. Bir yazı önerisi.

Neden Uzman Konkordato Avukatı Desteği Gerekli?

Konkordato tasdik süreci, teknik, mali ve hukuki yönleri iç içe geçmiş son derece karmaşık bir süreçtir. Tasdik şartlarının eksiksiz yerine getirilmemesi, tüm sürecin reddine ve borçlunun doğrudan iflasına yol açabilir. Bu nedenle, borçlunun mali yapısını doğru analiz edecek, projenin yasal dayanaklarını sağlamlaştıracak ve mahkeme önünde etkin temsil sağlayacak uzman konkordato avukatı desteği hayati önem taşır.

2M Hukuk Avukatlık Ofisi, İstanbul, Tuzla, Pendik, Kartal, Maltepe, Gebze ve Tepeören bölgelerinde faaliyet gösteren işletmeler için konkordato başvuru, mühlet, komiser ve tasdik süreçlerinde profesyonel danışmanlık sunmaktadır. Deneyimli ekibimiz, dürüst borçluların ticari faaliyetlerini sürdürmesini sağlarken, alacaklıların menfaatlerinin de korunmasını hedeflemektedir.

Read More

Konkordato Başvuru Dilekçesi Nasıl Hazırlanır? Mahkeme Süreci, Belgeler ve Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar Nelerdir?

Ekonomik dalgalanmalar, döviz kurlarındaki sert artışlar ve tedarik zinciri sorunları birçok işletmenin mali dengesini bozmakta, borç ödeme gücünü geçici olarak zayıflatmaktadır. Bu durumda konkordato, borçluya faaliyetlerini sürdürme ve alacaklılara daha yüksek oranda tahsil imkânı tanıyan en etkili hukuki koruma mekanizmasıdır. Ancak konkordato sürecinin başarısı, sürecin ilk adımı olan başvuru dilekçesinin doğru, eksiksiz ve stratejik biçimde hazırlanmasına bağlıdır. Aşağıda, 2M Hukuk Avukatlık Bürosu tarafından uygulamada edinilmiş deneyim ve yargı kararları ışığında, örnek konkordato başvuru dilekçesinde yer alması gereken tüm unsurlar ayrıntılı şekilde açıklanmıştır.

1. Şirketin Mali Durumunun ve Faaliyetlerinin Gerçekçi Sunumu

Konkordato talebi, dürüstlük kuralına (TMK m.2) uygun, samimi bir iyileştirme iradesine dayanmalıdır. Dilekçede;

Şirketin kuruluş yılı, faaliyet alanı, ekonomik katkısı ve istihdam ettiği kişi sayısı açıkça belirtilmelidir.

Şirketin karşılaştığı ekonomik zorluklar somut verilerle açıklanmalıdır: döviz kuru artışı, hammadde fiyatlarındaki yükselme, büyük bir müşterinin iflası, beklenmedik proje iptalleri gibi sebepler gerçekçi biçimde gerekçelendirilmelidir.

Şirketin borca batık durumda olmadığı, sadece geçici likidite sıkıntısı yaşadığı belirtilmelidir. Bu husus konkordato için yeterli dayanak oluşturur. Amaç, mahkemeyi konkordato talebinin kötü niyetli olmadığa, tersine ekonomik olarak kurtarılabilir bir işletmeye ait olduğuna ikna etmektir.

2. Konkordato Talebinin Hukuki Niteliği ve Amacı

Konkordato, yalnızca icra takiplerinden kaçış aracı değil, alacaklıların menfaatini koruyan bir kamusal denetim sürecidir. Bu nedenle dilekçede şu hususlar açıkça yer almalıdır:

Talebin dayanağı: İİK m.285–309 hükümleri, ayrıca HMK ve TTK’nın ilgili düzenlemeleri,

Konkordatonun amacının alacaklıları korumak ve işletmenin sürdürülebilirliğini sağlamak olduğu,

Sürecin şeffaf şekilde, mahkeme denetiminde yürütüleceği,

Alacaklıların, iflas durumuna göre daha avantajlı koşullarda alacaklarına kavuşacağı,

Başvurunun dürüstlük kuralına uygun olarak yapıldığı.

3. Konkordato Ön Projesi ve Başarı Kriterleri

Konkordato ön projesi, dilekçenin çekirdeğidir. Mahkemelerce yalnızca niyet beyanı değil, uygulanabilir bir “finansal iyileşme planı” olarak değerlendirilir. Bu nedenle proje, İstanbul BAM 45. HD – 2020/1450 E. kararında belirtildiği şekilde “sürekli ve kalıcı iyileşme olasılığını inanılır kılmalıdır.”

Projenin içermesi gereken unsurlar:

Mali Durumun Şeffaf Beyanı: Tüm borçlar, kefaletler ve garantörlükler tam olarak beyan edilmelidir. Eksik veya yanıltıcı bilgi konkordato talebini geçersiz kılar.

Finansman Kaynakları: Sermaye artırımı, atıl varlıkların satışı, yatırımcı katkısı veya yeni finansman kredileri gibi kaynaklar belgelerle desteklenmelidir.

Sermaye Artırımı: Ortaklar tarafından taahhüt edilen sermaye tutarları dilekçede belirtilmeli ve taahhüt belgeleri eklenmelidir.

Varlık Satışı: Şirketin faaliyetlerini etkilemeyecek taşınmaz veya ekipman satış planı, rayiç değerler ve takyidat durumu ile açıklanmalıdır.

Ödeme Planı: İmtiyazsız alacaklıların alacaklarından yapılacak indirim oranı, taksit sayısı, başlangıç süresi ve periyotlar açıkça belirtilmelidir. Plan, mali projeksiyonlarla uyumlu olmalıdır.

4. İİK m.286 Gereği Sunulması Zorunlu Belgeler

Konkordato talebine eklenmesi zorunlu belgeler, dava şartı niteliğindedir. Eksik sunulmaları halinde mahkeme konkordato talebini doğrudan reddeder. Bu belgeler şunlardır:

Konkordato Ön Projesi, Bağımsız Denetim Raporu ve Dayanak Belgeleri, Bilanço, Gelir ve Nakit Akım Tabloları, Ticari Defter Açılış/Kapanış Tasdikleri veya e-Defter Beratları, Alacaklı Listesi, Alacak Miktarları ve İmtiyaz Durumları, Konkordato Projesi ve İflas Halindeki Karşılaştırmalı Tablo, Maddi ve Maddi Olmayan Duran Varlık Listeleri, Vergi Levhası, Ticaret Sicil Gazetesi, İmza Sirküleri vb.

Bu belgeler, şirketin finansal durumunun tam, doğru ve denetlenebilir biçimde mahkemeye sunulmasını sağlar.

5. Geçici Mühlet Talebi ve Komiser Atanması

Konkordato dilekçesinde mutlaka geçici mühlet kararı talebi bulunmalıdır.
İİK m.287’ye göre mahkeme, talebin başarıya ulaşma ihtimalini görürse borçluya üç aylık geçici mühlet verir. Bu sürede:

Borçlu aleyhine yeni icra takibi başlatılamaz,

Devam eden takipler durur,

Borçlunun malvarlığı koruma altına alınır,

Mahkeme bir veya birden fazla geçici konkordato komiseri atar.

Komiser, mahkemenin “uzanan eli” olarak süreci denetler; borçlunun ticari faaliyetlerini kontrol eder, alacaklılarla iletişimi sağlar ve raporunu mahkemeye sunar. Bu nedenle dilekçede, komiser atanmasının gerekliliği, sürecin şeffaflığı ve malvarlığının korunması bakımından hukuki gerekçeleriyle açıklanmalıdır.

6. Tasdik Süreci ve Başarı Ölçütü

Kesin mühlet aşamasında, komiserin hazırladığı rapor doğrultusunda alacaklılar toplantısı yapılır.
Projeye, alacaklı sayısı ve alacak miktarı bakımından İİK’da öngörülen çoğunlukla onay verilirse, mahkeme tasdik yargılaması yapar. Mahkeme;

Teklif edilen ödeme oranının, borçlunun iflası hâlinde alacaklıların elde edeceği tutardan fazla olup olmadığını,

Projenin borçlunun kaynaklarıyla orantılı olup olmadığını re’sen inceler.

Şartlar sağlanmışsa konkordato tasdik edilir ve karar, tüm alacaklılar için bağlayıcı hale gelir.

7. Dilekçede Talep Edilmesi Gereken Hususlar

Başvuru dilekçesinin sonunda, mahkemeden şu kararlar talep edilmelidir:

Adi konkordato talebinin kabulü,

Derhal 3 aylık geçici mühlet verilmesi,

Geçici mühlet süresince icra-iflas takiplerinin durdurulması, ihtiyati hacizlerin uygulanmaması,

Bir veya birden fazla konkordato komiserinin atanması,

Geçici mühletin kesin mühlete çevrilmesi ve konkordato projesinin tasdiki,

Kararın Ticaret Sicil Gazetesi ve Basın-İlan Kurumu portalında ilan edilmesi.

Bu taleplerin eksiksiz ve sistematik biçimde belirtilmesi, mahkeme açısından dilekçenin ciddiyetini ve hazırlığın profesyonelliğini gösterir. Bir makale önerisi.

Sonuç: Başarılı Bir Konkordato, Titiz Hazırlanmış Bir Dilekçeyle Başlar

Konkordato süreci, mali, hukuki ve idari unsurların iç içe geçtiği karmaşık bir yapıdır. Bu nedenle başarı, sadece finansal planın değil, dilekçenin stratejik bütünlüğünün de doğru kurgulanmasına bağlıdır. Her ifade, her belge ve her atıf, mahkemenin güvenini pekiştirmelidir.

2M Hukuk Avukatlık Bürosu, İstanbul, Tuzla, Pendik, Kartal, Maltepe, Çayırova, Darıca, Gebze ve Tepeören bölgelerinde konkordato başvuru, mühlet, komiser ve tasdik süreçlerinde hem borçlular hem de alacaklılar için uzman hukuki danışmanlık sunmaktadır. Deneyimli konkordato avukatlarımız, her dosyada mali dengenin korunması, yargısal gerekliliklerin eksiksiz yerine getirilmesi ve işletmenin sürdürülebilirliğinin sağlanması için titizlikle çalışmaktadır.

Read More

Konkordato Süreci Nasıl İşler? Başvuru, Mühlet, Tasdik ve Komiser Aşamaları Nelerdir?

Giriş

Konkordato Süreci Nasıl İşler? Başvuru, Mühlet, Tasdik ve Komiser Aşamaları Nelerdir?Literatürdeki kaynaklara göre konkordato, borçlarını ödemede zorluk yaşayan bir borçlunun, mahkeme denetiminde alacaklılarıyla bir anlaşma yaparak borçlarını yeniden yapılandırması ve muhtemel bir iflastan kurtulmasını amaçlayan bir cebri icra kurumudur. Temel amacı, mali durumu bozulmuş ancak iyileştirilme potansiyeli bulunan borçluların ticari faaliyetlerine devam etmelerini sağlamaktır. Konkordato “borçlunun kanunda öngörülen şartları karşılamak kaydıyla alacaklılarıyla ödeme şekli konusunda anlaşarak borçlarını tasfiye etmesi” olarak tanımlanabilir.

Konkordato Sürecinin Aşamaları

Literatürdeki bilgiler ışığında, iflas dışı adi konkordato süreci temel olarak aşağıdaki aşamalardan oluşmaktadır:

1. Başvuru Aşaması Konkordato süreci, yetkili ve görevli mahkemeye (Asliye Ticaret Mahkemesi) yapılan bir taleple başlar. Bu talep, borçlu veya iflas talebinde bulunabilecek alacaklılardan biri tarafından yapılabilir. Başvuru sırasında mahkemeye sunulması gereken temel belgelerden biri konkordato ön projesidir. Ön proje, borçlunun konkordato sürecinin başında sunduğu geçici bir proje olup, konkordato prosedürü devam ederken borçlu tarafından re’sen veya alacaklıların talebi üzerine değiştirilebilmesi mümkündür. Bu proje, borçlunun mali durumunu nasıl düzelteceğini ve borçlarını hangi koşullarda ödemeyi planladığını içerir.

2. Geçici Mühlet Aşaması Mahkeme, başvuruyu ve ekindeki belgeleri inceledikten sonra, talebin başarılı olma ihtimalini görürse borçluya üç aylık bir “geçici mühlet” kararı verir. Bu aşamanın amacı, kesin mühlet için bir hazırlık ve değerlendirme süreci oluşturmaktır.

Amacı:  “borçlunun konkordato teklifinin tasdik edilip edilmeyeceği veya süreç sonunda borçlunun mali durumunu iyileştirip iyileştiremeyeceğini ilk aşamada açıklığa kavuşturacak” bir temel oluşturmaktır.

İşlevi: Borçlunun malvarlığının tespitinin yapıldığı ve mahkemeye ibraz ettiği belgelerin gerçeğe uygun olup olmadığının incelendiği bir aşamayı oluşturur.

Sonuçları: Geçici mühlet kararıyla birlikte borçlu aleyhine başlatılmış takipler durur, yeni takip yapılamaz ve borçlunun malvarlığı koruma altına alınır. Mahkeme ayrıca süreci denetlemek üzere bir “geçici konkordato komiseri” atar.

3. Kesin Mühlet Aşaması Geçici mühlet içerisinde yapılan incelemeler olumlu sonuçlanırsa ve konkordatonun başarıya ulaşma ihtimali görülürse, mahkeme borçluya genellikle bir yıllık “kesin mühlet” verir. Bu süre, zorunlu hallerde altı ay daha uzatılabilir.

Amacı: Bu aşama, konkordato projesinin olgunlaştırıldığı ve alacaklılarla müzakerelerin yürütüldüğü asıl süreçtir. Kesin mühlet aşamasında ise borçlu, ön projede yer alan bütün tedbirleri alarak malî durumunu iyileştirmeye ve alacaklılarla uzlaşmaya çalışmaktadır.

Önemli İşlemler: Alacaklıların alacaklarını bildirmesi, alacaklılar toplantısının organize edilmesi ve konkordato projesinin alacaklıların oyuna sunulması gibi kritik işlemler bu dönemde gerçekleşir.

Hukuki Koruma: Konkordato mühleti içinde takip yasağı getirilmek suretiyle, borçlunun rahatsız edilmeden konkordato için gerekli hazırlıkları yapabilmesi amaçlanmıştır. Bu koruma, borçlunun işletmesini ayakta tutarak iyileşme sürecine odaklanmasını sağlar.

4. Alacaklılar Toplantısı ve Projenin Kabulü Kesin mühlet içerisinde konkordato komiseri tarafından organize edilen toplantıda, alacaklılar borçlunun sunduğu konkordato projesini oylarlar. Projenin kabulü için İİK’da belirtilen kayıtlı alacaklı sayısı ve alacak miktarı çoğunluğunun sağlanması gerekir.

5. Tasdik Yargılaması ve Karar Aşaması Alacaklılar tarafından kabul edilen proje, konkordato komiserinin gerekçeli raporuyla birlikte mahkemeye sunulur. Ticaret mahkemesi konkordatonun tasdiki yargılaması yaparak konkordato talebine ilişkin nihai kararını verir. Mahkeme, projenin İİK’da aranan tasdik şartlarını (örneğin, teklif edilen tutarın borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçecek tutardan fazla olması, projenin borçlunun kaynaklarıyla orantılı olması vb.) taşıyıp taşımadığını re’sen inceler. Şartların sağlandığına kanaat getirirse “konkordatonun tasdikine” karar verir. Bu karar, projeyi kabul etmeyen alacaklılar için de bağlayıcı hale gelir.

Konkordato Komiserinin Rolü Konkordato komiseri, sürecin merkezinde yer alan kilit bir aktördür. Borçlu ile alacaklıların ve hatta kamunun menfaatlerini korumak ve dengelemekle görevlendirilmiş bir kamu görevlisidir. Komiser, borçlunun faaliyetlerini denetler, projenin geliştirilmesine katkı sağlar, alacaklılar toplantısını düzenler ve mahkemeye rapor sunar. Mahkemenin “uzayan kolu” olarak nitelendirilen komiser, sürecin şeffaf ve kanuna uygun ilerlemesini temin eder.

“Başarıya Ulaşma” Kavramının İkili Anlamı Literatür, konkordatonun “başarıya ulaşması” kavramının iki farklı anlama gelebileceğini vurgulamaktadır. Başarıya ulaşma kavramından kastedilen hususun konkordato neticesinde mali durumun düzelmesinin mümkün olup olmadığı veya konkordatonun tasdiki şartlarının yerine gelip gelmeyeceği olduğu ifade edilmiştir. Buradan çıkan sonuç da konkordato ile ya iyileşmenin ya da konkordatonun tasdik edilmesinin amaçlanabileceğidir. Buna göre, borçlunun mali durumu tam olarak iyileşmese bile, alacaklıların çoğunluğunun kabul ettiği ve kanuni şartları taşıyan bir projenin tasdik edilmesi de sürecin başarıya ulaştığı anlamına gelebilir.

Konkordato Türleri ve Süreç Farklılıkları Sürecin işleyişi, konkordato türüne göre farklılık gösterebilir.

İflas Dışı (Adi) Konkordato: Yukarıda detaylandırılan standart süreçtir.

İflas İçi Konkordato: Borçlu iflas ettikten sonra başvurulan bir yoldur. İflâs içi konkordatoda konkordato mühleti ve konkordato komiseri gibi kavramlar bulunmamaktadır. Bu süreçte iflas tasfiyesi devam ederken, sadece malların paraya çevrilmesi ertelenir.

Malvarlığının Terki Suretiyle Konkordato: Borçlunun, malvarlığı üzerindeki tasarruf yetkisini alacaklılara veya üçüncü bir kişiye devrederek borçlarından kurtulmasını amaçlar. Bu türde, tasdik sonrası iflas tasfiyesine benzer bir süreç işler.

Sonuç

Literatürdeki kaynaklar, konkordato sürecinin; başvuru, geçici mühlet, kesin mühlet ve tasdik yargılaması olmak üzere yapılandırılmış ve mahkeme denetiminde ilerleyen aşamalardan oluştuğunu göstermektedir. Sürecin temel amacı, borçluya mali durumunu düzeltmesi için bir “moratoryum” sağlamak, bu süreçte alacaklıların haklarını korumak ve nihayetinde borçların yeniden yapılandırılmasını sağlayarak hem borçlunun ticari varlığını sürdürmesine hem de alacaklıların alacaklarını iflasa göre daha avantajlı koşullarda tahsil etmesine olanak tanımaktır. Konkordato komiserinin denetleyici ve düzenleyici rolü, sürecin adil ve etkin bir şekilde yürütülmesinde kritik bir öneme sahiptir. “Başarıya ulaşma” kavramının hem işletmenin fiili iyileşmesi hem de projenin hukuken tasdik edilmesi anlamlarına gelmesi, kurumun esnekliğini ve borç tasfiyesi amacını da ortaya koymaktadır. Bir yazı.

Neden Uzman Avukat Desteği Gerekli?
Konkordato, ciddi mali ve hukuki riskler içeren karmaşık bir süreçtir. Belgelerin eksiksiz hazırlanması, sürelere dikkat edilmesi ve komiserle uyumlu şekilde hareket edilmesi gerekir. Bu nedenle sürecin her aşamasında İstanbul, Tuzla, Kartal, Pendik, Gebze ve Tepeören bölgelerinde faaliyet gösteren deneyimli konkordato avukatlarından profesyonel destek alınması hayati önemdedir.

2M Hukuk Avukatlık Ofisi, konkordato başvurularının hazırlanmasından tasdik aşamasına kadar tüm süreçte borçlulara, alacaklılara ve işletmelere kapsamlı hukuki danışmanlık sunmaktadır. Uzman ekibimizle, mali dengenin korunmasını ve en uygun yeniden yapılandırma stratejisinin uygulanmasını sağlıyoruz.

Read More

Konkordatonun onaylandıktan sonra ödeme planı nasıl işler ?

Giriş

Bu çalışma, konkordatonun mahkeme tarafından tasdik edilmesinin ardından borçların ödenmesine ilişkin ödeme planının nasıl işlediğini, yargı kararları ışığında analiz etmektedir. İncelenen mahkeme kararları, ödeme planının hukuki niteliğini, içeriğini, çeşitliliğini, uygulanmasının denetimini ve plana uyulmamasının sonuçlarını ortaya koymaktadır. Çalışma, borçlu ve alacaklılar için bağlayıcı olan bu sürecin temel dinamiklerini ve mahkemelerin uygulamadaki farklı yaklaşımlarını özetlemektedir.

Ana Bulgular

Yargı kararlarının incelenmesi sonucunda konkordato sonrası ödeme planının işleyişine dair temel bulgular şunlardır:

Hukuki Bağlayıcılık: Ödeme planı, mahkemenin konkordatoyu tasdik kararı ile birlikte hukuken bağlayıcı hale gelir. Birçok kararda bu bağlayıcılığın, kararın kesinleşmesi beklenmeksizin derhal başladığı vurgulanmaktadır.

Planın İçeriği: Ödeme planları; borcun ödenecek miktarını (tenzilatlı veya tam), ödeme vadesini, taksit sayısını, taksit sıklığını (aylık, üçer aylık vb.), ödemelerin başlangıç tarihini ve faiz uygulanıp uygulanmayacağını detaylı bir şekilde içerir. Bu plan, mahkeme kararının ayrılmaz bir eki olarak kabul edilir.

Uygulamada Çeşitlilik: Mahkeme kararları, borçlunun mali durumuna ve projenin niteliğine göre oldukça çeşitli ödeme planlarının onaylandığını göstermektedir. Bazı planlar ödemesiz dönemler içerirken, bazıları borçları faizli veya faizsiz olarak yapılandırmakta, bazıları ise artan oranlı taksitler öngörmektedir.

Denetim ve Gözetim: Konkordatonun tasdikinden sonra, ödeme planının uygulanmasını denetlemek ve borçlunun faaliyetlerini gözetmek amacıyla genellikle bir kayyım atanır. Kayyım, belirli periyotlarla mahkemeye rapor sunarak sürecin işleyişi hakkında bilgi verir.

Plana Uymamanın Yaptırımı: Borçlunun tasdik edilen ödeme planına uymaması, taksitleri zamanında ödememesi halinde, alacaklıya İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 308/e maddesi uyarınca kendisi yönünden konkordatonun feshini talep etme hakkı doğurur.

Kararların Bozulması: İlk derece mahkemesince tasdik edilen bir konkordato projesi ve ödeme planı, istinaf incelemesi sonucunda Bölge Adliye Mahkemesi tarafından kaldırılabilir. Bu durumda, onaylanan ödeme planı fiilen yürürlüğe girmemiş olur.

1.Konkordato Ödeme Planının Hukuki Niteliği ve Yürürlüğe Girmesi

İncelenen kararlarda ortak ve en temel nokta, ödeme planının mahkemenin tasdik kararıyla birlikte alacaklılar ve borçlu için bağlayıcı bir hukuki metne dönüşmesidir. Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin belirttiği gibi, “konkordato mahkemenin tasdik kararı ile bağlayıcı hale gelir ve gerekli çoğunluğun sağlanması ile tasdik edilen konkordato projesi kapsamında sunulan ödeme planına alacaklıların uymak zorunda olduğunu” kabul etmek gerekir.

Bu bağlayıcılığın ne zaman başlayacağı kritik bir detaydır. Konya ve İstanbul Anadolu mahkemelerinin kararlarında bu husus net bir şekilde vurgulanmıştır. Konya Bölge Adliye Mahkemesi kararında, “tasdik kararının gerekçeli kararın kesinleşmesi beklenilmeksizin derhal (13/01/2020 tarihi itibariyle) bağlayıcı hale gelmesine karar verildiği” belirtilerek, sürecin hızla işlemeye başladığı görülmektedir. Bu durum, alacaklıların haklarına bir an önce kavuşması ve borçlunun da yükümlülüklerine başlaması açısından önem taşımaktadır.

2. Ödeme Planlarının İçeriği ve Çeşitliliği

Yargı kararları, “tek tip” bir ödeme planı olmadığını, her konkordato dosyasının kendi özel koşullarına göre şekillendiğini göstermektedir.

Ödeme Miktarı ve Tenzilat: Planlar, borcun tamamının (%100) ödenmesini (vade konkordatosu) veya belirli bir oranda indirim yapılmasını (tenzilatlı konkordato) öngörebilir. Örneğin, Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi bir kararında borçların %100’ünün faizsiz ödeneceğini belirtirken, Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi bir başka dosyada “…tüm borçlarının %39,56 indirim ve kalan bakiye %60,44 bir yıl ödemesiz… 36 ay vade ile… ödenmesine” karar vermiştir.

Vade ve Taksitlendirme: Ödeme süreleri ve taksit sıklığı büyük farklılıklar göstermektedir. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi kararında görülen “3 ay süre ile 3 eşit taksit” gibi kısa vadeli planlardan, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi kararındaki “toplam 72 taksit” gibi uzun vadeli planlara kadar geniş bir yelpaze mevcuttur. Ödemeler aylık, üçer aylık, altı aylık veya yıllık periyotlarla düzenlenebilmektedir.

Ödemesiz Dönem: Birçok projede, borçlunun mali durumunu toparlamasına olanak tanımak amacıyla ödemesiz dönemler öngörülmektedir. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin incelediği bir dosyada “1 yıl ödemesiz, faizsiz” bir dönemden sonra ödemelerin başlayacağı kararlaştırılmıştır.

Faiz Uygulaması: Planlar faizli veya faizsiz olabilmektedir. Faizsiz ödeme yaygın bir uygulama olmakla birlikte, bazı kararlarda borca faiz işletildiği görülmektedir. Örneğin, Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi bir kararında “anaparanın %5 faizi ile birlikte (%100+%5 faiz) eşit taksitler halinde” ödeme yapılmasına hükmetmiştir. Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi ise bir kararında “yıllık %24 faizi ile birlikte” ödeme öngörmüştür.

Rehinli ve Adi Alacaklı Ayrımı: Bazı kararlarda rehinli alacaklılar ile adi alacaklılar için farklı ödeme planları oluşturulduğu görülmektedir. Rehinli alacaklılarla genellikle İİK m. 308/h uyarınca ayrı protokoller imzalanarak borçlar yapılandırılmaktadır.

3. Uygulamanın Denetimi ve Kayyımın Rolü

Konkordatonun tasdikinden sonra ödeme planına uyulup uyulmadığının denetlenmesi kritik bir aşamadır. Bu amaçla mahkemeler, genellikle bir kayyım atamaktadır. İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi kararında kayyımın görevi, “borçlunun işletme faaliyet durumu ve proje uyarınca borçlarını ödeme kabiliyetini muhafaza edip etmediği konusunda her iki ayda bir mahkememize rapor sunulması” şeklinde tanımlanmıştır. Kayyım raporları, ödeme planının ihlal edilip edilmediğinin tespitinde önemli bir delil niteliği taşır.

4. Ödeme Planına Uymamanın Hukuki Sonuçları

Borçlunun tasdik edilen ödeme planına riayet etmemesi, konkordato kurumunun en hassas noktalarından biridir. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi’nin bir kararında bu durum net bir şekilde ifade edilmiştir: “projede yazılı taksitlerden birinin gününde ödenmemesi yeterli olacağı” ve “ademi ifayı takiben yeni bir mühlete yahut borçlunun ayrıca temerrüde düşürülmesine ihtiyaç duyulmayacağı” belirtilmiştir.

Ödemesini alamayan alacaklı, İİK m. 308/e uyarınca konkordatoyu tasdik eden mahkemeye başvurarak kendisi hakkında konkordatonun feshini talep edebilir. Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bir kararında, borçlunun ödemeleri aksatması üzerine konkordatonun kısmen feshedildiği ve alacaklının “konkordato uyarınca kazanmış olduğu yeni hakları muhafaza etmekle birlikte konkordatoyu tasdik eden mahkemeye başvurarak kendisi hakkında konkordatoyu feshettirebileceği” ilkesi uygulanmıştır.

Sonuç

Yargı kararları, konkordato onaylandıktan sonraki ödeme planının, borçlunun mali rehabilitasyonunu ve alacaklıların haklarını dengeleyen, mahkeme denetiminde yürütülen yapılandırılmış bir süreç olduğunu ortaya koymaktadır. Ödeme planı, tasdik kararı ile birlikte derhal bağlayıcı hale gelen, vade, taksit, faiz ve ödemesiz dönem gibi unsurları detaylıca düzenleyen ve borçlunun mali geleceğini şekillendiren temel belgedir. Planların içeriği dosyadan dosyaya büyük farklılıklar gösterse de, hepsinin ortak amacı borçların öngörülebilir bir takvim dahilinde ödenmesini sağlamaktır. Kayyım denetimi altında yürütülen bu sürecin başarısı, borçlunun ödeme planına sadakatine bağlı olup, plana uyulmaması alacaklılara konkordatoyu feshetme hakkı tanıyarak sistemin etkinliğini güvence altına almaktadır. Bir yazı önerisi.

Neden Uzman Konkordato Avukatı Desteği Gereklidir?

Konkordato süreci, teknik bilgi ve hukuki tecrübe gerektiren, hataya yer bırakmayan bir yeniden yapılandırma mekanizmasıdır. Özellikle tasdik sonrası ödeme planlarının hazırlanması, uygulanması ve denetlenmesi aşamalarında yapılacak küçük bir hata, hem borçlunun mali rehabilitasyonunu hem de alacaklıların alacaklarını tehlikeye atabilir. Bu nedenle, sürecin başından sonuna kadar uzman bir konkordato avukatı ile çalışmak büyük önem taşır.

İstanbul, özellikle de Tuzla, Pendik, Kartal, Maltepe, Gebze ve Çayırova gibi ticari ve sanayi faaliyetlerinin yoğun olduğu bölgelerde konkordato davaları sıkça görülmektedir. Bu bölgelerde faaliyet gösteren işletmeler, deneyimli bir konkordato avukatının desteğiyle ödeme planlarını mevzuata uygun biçimde hazırlayabilir, mahkeme ve alacaklı ilişkilerini profesyonelce yönetebilir ve sürecin başarıyla sonuçlanmasını sağlayabilir.

Kısacası, konkordato süreci yalnızca bir borç erteleme değil; doğru yönetildiğinde şirketin yeniden doğuşunu sağlayan bir fırsattır. Bu fırsatın hukuken güvenli bir şekilde yürütülebilmesi için konkordato alanında uzman bir avukatın rehberliği zorunludur.

Read More