Anne-baba hayattayken miras paylaşımı olabilir mi? Yargıtay kararlarına göre, anne-baba (mirasbırakan) hayattayken miras paylaşımı yapılması belirli hukuki koşullar altında mümkündür. Yargı içtihatları bu konuda iki temel yöntem belirlemiştir: mirasçıların mirasbırakanın katılımıyla yaptığı resmi paylaşma sözleşmesi ve mirasbırakanın sağlığında malvarlığını fiilen paylaştırması (özgülemesi).

1. Mirasbırakanın Katılımıyla Yapılan Paylaşma Sözleşmesi (TMK m. 678)

Türk Medeni Kanunu’nun 678. maddesi, mirasın açılmasından önce mirasçılar arasında yapılacak paylaşma sözleşmelerinin geçerliliğini, mirasbırakanın sözleşmeye katılmasına veya izin vermesine bağlamıştır. Yargıtay, bu hükmü esas alarak, mirasbırakanın sağlığında ve onun katılımıyla yapılan yazılı paylaşma sözleşmelerini hukuken geçerli kabul etmektedir.

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi (2013/705 E., 2013/3498 K.), mirasbırakanın sağlığında, tüm mirasçıların ve mirasbırakanın katılımıyla yapılan 15.12.1973 tarihli paylaşma sözleşmesinin TMK m. 676 ve 678 uyarınca hukuken geçerli olduğuna hükmederek yerel mahkeme kararını bozmuştur.

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi (2010/3254 E., 2010/6326 K.)K, muris hayattayken mirasçılar arasında yapılan harici taksimin geçerli olması için murisin sözleşmeye katılması gerektiğini (TMK m. 678) vurgulamış, davacıların “murisin iştiraki ile yapılmış böyle yazılı bir sözleşmenin varlığını iddia ve ispat edemediği” gerekçesiyle davanın reddedilmesi gerektiğini belirtmiştir.

2. Mirasbırakanın Sağlığında Fiili Paylaştırma (Özgüleme) Yapması

Yargıtay kararlarında sıklıkla karşılaşılan bir diğer durum, mirasbırakanın malvarlığını hayattayken mirasçıları arasında fiilen paylaştırması ve zilyetliklerini devretmesidir. Bu tür paylaştırmalar, genellikle “bağış” veya “özgüleme” olarak nitelendirilmekte ve belirli şartlar altında geçerli kabul edilmektedir.

Geçerli Kabul Edilen Fiili Paylaştırmalar:

Mirasbırakanın sağlığında taşınmazlarını yer göstererek ve kura çekerek erkek evlatlarına özgüleyip teslim etmesi (Yargıtay 8. HD, 2012/14922 E., 2013/17276 K.).

Mirasbırakanın sağlığında taşınmazlarını paylaştırarak mirasçılarına vermesi ve zilyetliği devretmesi (Yargıtay 1. HD, 2023/392 E., 2024/1852 K.; Yargıtay 1. HD, 2022/6368 E., 2024/155 K.).

Mirasbırakanın sağlığında yaptığı paylaşımın keşif, tanık ve yerel bilirkişi beyanlarıyla sabit olması (Yargıtay 7. HD, 2011/5604 E., 2012/3464 K.).

Mirasbırakanın intifa hakkını üzerinde tutarak taşınmazlarının çıplak mülkiyetini mirasçılarına devretmesi ve bu işlemin paylaştırma amacıyla yapıldığının kabul edilmesi (Yargıtay 1. HD, 2024/2041 E., 2025/2359 K.)K.

Tapusuz taşınmazlarda zilyetliğin devri suretiyle yapılan elden bağışlama niteliğindeki paylaştırmalar, şekil koşuluna bağlı olmaksızın geçerli sayılmıştır (Yargıtay 1. HD, 2021/6036 E., 2023/2496 K.; Yargıtay 8. HD, 2012/517 E., 2012/8265 K.).

Mirasbırakanın sağlığında yaptığı paylaşımın köy karar defterine kaydedilmesi ve bu beyanın esas alınması (Yargıtay 8. HD, 2012/13495 E., 2013/6427 K.)K

Paylaştırmanın Geçerlilik Koşulları ve Sınırları:

Tüm Mirasçıların Katılımı: Mirasbırakan hayattayken yapılan paylaşımın hukuken geçerli sayılabilmesi için kural olarak tüm mirasçıların bu sürece dahil edilmesi veya pay alması gerekmektedir. Sadece belirli mirasçılar (örneğin sadece erkek çocuklar) arasında yapılan paylaştırmalar, diğer mirasçıların hakkını ihlal ettiği için geçersiz kabul edilmektedir (Yargıtay 8. HD, 2011/3703 E., 2012/664 K.; Yargıtay 8. HD, 2011/4701 E., 2011/5281 K.)K. Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin bir kararındaki karşı oyda da, tüm mirasçılara az veya çok bir şey verilmemişse geçerli bir taksimden bahsedilemeyeceği vurgulanmıştır (2018/3404 E., 2021/1672 K.)K.

İspat Yükü: Paylaşıma dayanan taraf, bu iddiasını (tanık, bilirkişi, yazılı belge vb. delillerle) ispat etmekle yükümlüdür (Yargıtay 1. HD, 2024/3005 E., 2024/4772 K.)K. Mahkemeler, bu iddianın araştırılması için keşif yapılması, tanık ve yerel bilirkişi dinlenmesi gibi yöntemlere başvurmaktadır (Yargıtay 8. HD, 2021/3392 E., 2022/7979 K.K; Yargıtay 1. HD, 2022/5615 E., 2023/2928 K.).

Paylaştırma Amacı ve Muvazaa: Yapılan devirlerin gerçek bir paylaştırma amacı taşıması gerekir. Eğer amaç, diğer mirasçılardan mal kaçırmak ise işlem muvazaa nedeniyle iptal edilebilir. Ancak, mirasbırakanın hak dengesini gözeten bir paylaştırma yaptığı anlaşılırsa, mal kaçırma kastının olmadığı kabul edilerek dava reddedilebilir (Yargıtay 1. HD, 2017/1119 E., 2020/2321 K.). Paylaştırma savunması, kural olarak sadece mirasçılar arasında ileri sürülebilir; mirasçı olmayan bir kişiye yapılan devrin paylaştırma olarak savunulması kabul görmemiştir (Yargıtay HGK, 2022/21 E., 2023/861 K.).

Eşitlik Zorunluluğu: Mirasbırakanın sağlığında yaptığı paylaşımda veya mirasçılar arasında yapılan taksimde her mirasçının matematiksel olarak eşit değerde mal alması zorunlu değildir. Tarafların rızalarının uyuşması yeterlidir (Yargıtay 1. HD, 2024/3005 E., 2024/4772 K.; Yargıtay 8. HD, 2012/11576 E., 2013/10370 K.).

Özetle: Anne-baba hayattayken miras paylaşımı, TMK m. 678 uyarınca mirasbırakanın katıldığı yazılı bir sözleşmeyle veya mirasbırakanın sağlığında malvarlığını tüm mirasçılarını gözetecek şekilde fiilen paylaştırıp zilyetliklerini devretmesi yoluyla mümkündür. Her iki durumda da paylaşımın varlığı ve geçerliliği, somut olayın özelliklerine, delillere ve tüm mirasçıların haklarının gözetilip gözetilmediğine göre mahkemelerce değerlendirilmektedir.

Anne-Baba Hayattayken Miras Paylaşımında Neden Uzman Avukat Desteği Gereklidir?

Anne-baba hayattayken yapılan miras paylaşımları, uygulamada en fazla uyuşmazlığa, iptal davasına ve yıllar sonra açılan miras davalarına konu olan işlemler arasındadır. Her ne kadar Türk Medeni Kanunu m. 678 ve Yargıtay içtihatları, belirli koşullar altında bu tür paylaşımlara imkân tanısa da; paylaşımın hukuken geçerli sayılması, son derece teknik şartlara bağlıdır.

Özellikle;

Paylaşmanın TMK m. 678’e uygun şekilde mirasbırakanın katılımıyla yapılıp yapılmadığı,

Fiili paylaştırmanın gerçekten özgüleme (paylaştırma) amacıyla mı, yoksa muris muvazaası niteliğinde mi olduğu,

Tüm mirasçıların bu paylaşımda haklarının gözetilip gözetilmediği,

Paylaştırmanın ispatının mümkün olup olmadığı (tanık, bilirkişi, keşif, yazılı belge),

Yapılan devirlerin ileride tenkis veya tapu iptal ve tescil davasına konu edilip edilemeyeceği

ancak uzman bir miras hukuku avukatının hukuki değerlendirmesiyle sağlıklı şekilde belirlenebilir.

Uygulamada sıkça görüldüğü üzere; mirasbırakan hayattayken yapılan sözlü paylaşımlar, eksik katılımlı taksimler veya sadece bazı mirasçıları kapsayan devirler, mirasbırakanın vefatından sonra geçersiz sayılmakta ve ciddi hak kayıplarına yol açmaktadır. Nitekim Yargıtay kararlarında da, paylaşımın tüm mirasçıları kapsamadığı veya paylaştırma amacının ispatlanamadığı durumlarda işlemlerin iptaline karar verildiği görülmektedir.

Bu nedenle, anne-baba hayattayken yapılacak miras paylaşımlarının;

hukuki sonuçları öngörülerek,

ileride dava konusu olmayacak şekilde,

Yargıtay içtihatlarıyla uyumlu biçimde

uzman avukat desteğiyle planlanması ve yürütülmesi zorunludur. Aksi hâlde, “paylaştırma” amacıyla yapılan işlemler, yıllar sonra mirasçılar arasında ciddi uyuşmazlıklara ve uzun süren davalara dönüşebilmektedir.