
İş Sözleşmesinde Hüküm Bulunmaması Halinde İşverenin Yol Ücreti ve Servis Sağlama Yükümlülüğü Var Mıdır? İncelenen yargı kararları ve dokümanlar ışığında; iş sözleşmesinde yol ücreti veya servis imkanına dair bir düzenleme bulunmaması durumunda işverenin yükümlülükleri ve feragat durumu aşağıda detaylandırılmıştır.
1. Yol ücreti/ Servis Sağlama : Yasal Zorunluluk ve İşverenin Yönetim Hakkı
4857 sayılı İş Kanunu kapsamında işverenin çalışanlarına yemek veya yol ücreti ödemesi ya da servisle taşıma yapması gerektiğine dair yasal bir zorunluluk bulunmamaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve ilgili daire kararlarında, bu tür sosyal yardımların işverenin inisiyatifinde olduğu ve yönetim yetkisi kapsamında değerlendirildiği açıkça belirtilmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (2021/518, 2021/515, İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi (2023/744).
2. Sözleşmede Hüküm Bulunmaması Halinde Yükümlülük Durumu
İş sözleşmesinde yol ücretine veya servis hizmetine dair açık bir ibare yoksa, kural olarak işverenin çalışanı iş yerine getirme veya yol ücreti ödeme zorunluluğu ortadan kalkmaktadır.
Talebin Reddi: Bireysel iş sözleşmesinde yol parası verileceği veya ayni olarak karşılanacağına dair düzenleme yoksa ve işyeri uygulaması ispatlanamıyorsa, yol ücreti talepleri mahkemelerce reddedilmektedir.
Örnek Karar: Yargıtay 9. Hukuk Dairesi (2014/14050), sözleşmede hüküm bulunmadığı için yerel mahkemenin kabul kararını hatalı bulmuştur.
Feragat ve Yeni Sözleşme: Taraflar arasında imzalanan yeni bir sözleşmede yol ücretine dair hüküm yer almıyorsa, işçi daha önce bu hakkı alıyor olsa bile, yeni sözleşmedeki sessizlik işverenin bu ödemeden feragat edebileceği veya yükümlülüğün kalktığı şeklinde yorumlanabilmektedir.
Örnek Karar: Yargıtay 9. Hukuk Dairesi (2022/4958K), yeni sözleşmede düzenleme olmamasını davanın reddi için gerekçe saymıştır.
3. İstisna: İşyeri Uygulaması ve Çalışma Koşullarında Esaslı Değişiklik
Sözleşmede yazılı bir hüküm bulunmasa dahi, yol ücreti ödenmesi veya servis sağlanması “işyeri uygulaması” haline gelmişse, işveren bu uygulamayı tek taraflı olarak kaldıramaz.
Esaslı Değişiklik İlkesi: İşyeri uygulaması haline gelen yol yardımı, çalışma koşulu niteliği kazanır. İşveren, bu koşulu ancak İş Kanunu’nun 22. maddesi uyarınca işçiye yazılı bildirim yaparak ve işçinin altı iş günü içinde yazılı kabulünü alarak değiştirebilir veya kaldırabilir.
Tek Taraflı Kaldırma Yasağı: İşçinin yazılı onayı alınmadan yapılan değişiklikler (yol ücretinin kesilmesi veya servisin kaldırılması) işçiyi bağlamaz ve sözleşmede hüküm olmasa bile işveren eski şartlarla devam etmekle yükümlü sayılır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (2015/3063, 2015/3056).
4. İspat Yükümlülüğü
Yol ücreti veya servis hakkının varlığını ispat yükü işçidedir. Sözleşmede hüküm yoksa, işçi bu durumun işyeri uygulaması olduğunu veya kendisine taahhüt edildiğini “her türlü şüpheden uzak” delillerle kanıtlamalıdır.
Tanık Beyanlarının Yetersizliği: Sadece tanıkların “yol ücreti ödeneceği söylendi” şeklindeki beyanları, bu vaadi veren kişinin yetkisi belirsizse veya bordrolarla desteklenmiyorsa yeterli görülmemektedir. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi (2024/3287, 2016/21511), Yargıtay 22. Hukuk Dairesi (2017/23173).
Kamu İhaleleri ve Şartnameler: Alt işveren işçileri için ihale şartnamelerinde yol giderinin yükleniciye ait olduğuna dair hüküm yoksa, yükleniciden bu gideri karşılaması istenemez. KİK Kararı (2024/UH.II-1287).
Sonuç: İş sözleşmesinde yol ve ücretine dair bir ibare yoksa ve bu durum istikrarlı bir işyeri uygulaması haline gelmemişse, işverenin çalışanı iş yerine getirme veya yol ücreti ödeme zorunluluğu bulunmamaktadır. İşveren, sözleşmesel bir dayanak veya yerleşmiş bir uygulama (kazanılmış hak) yoksa bu ödemeyi yapmaktan imtina edebilir. Bir yazı önerisi.

Neden Uzman Avukat Desteği Gereklidir?
İş sözleşmesinde yol ücreti veya servis imkânına ilişkin hükmün bulunmaması, ilk bakışta basit bir yorum meselesi olarak görülse de, Yargıtay içtihatlarının çeşitliliği nedeniyle oldukça teknik ve uzmanlık gerektiren bir hukuk alanı hâline gelmiştir. Yol ücreti talebinin sözleşmeye dayalı olup olmadığı, işyeri uygulaması sayılıp sayılmayacağı, çalışma koşullarında esaslı değişiklik yapılıp yapılmadığı, işçinin feragatinin geçerliliği ve ispat yükünün nasıl karşılanacağı gibi hususlar, yanlış yorumlandığında işçi veya işveren açısından ciddi hak kayıplarına yol açabilmektedir. Özellikle işyeri uygulamasının oluşup oluşmadığına ilişkin değerlendirme, bordro incelemesi, tanık beyanlarının ağırlığı, işveren yetkilisinin taahhüdünün geçerliliği gibi karmaşık ispat meseleleri içerdiğinden profesyonel hukuki destek gerektirir.
İş Kanunu m. 22’de düzenlenen “çalışma koşullarında esaslı değişiklik” kavramının yanlış uygulanması, işveren açısından geçersiz işlem, işçi açısından ise haklı nedenle fesih veya alacak taleplerinin reddi gibi sonuçlar doğurabilir. Yargıtay’ın aynı konuya ilişkin farklı yıllardaki kararları bile uygulamada önemli yorum farklılıkları yaratmakta; bu durum sürecin uzman bir avukat tarafından yönetilmesini zorunlu kılmaktadır. Özellikle servis kaldırılması, yol yardımının durdurulması veya sözleşmede hüküm olmamasına rağmen uygulama iddiası gibi durumlarda, dosyanın doğru şekilde hazırlanması ve delillerin stratejik bir sırayla sunulması son derece kritik öneme sahiptir.
Bu nedenle, yol ücreti, servis hakkı, çalışma koşullarında değişiklik, işyeri uygulaması veya feragat gibi uyuşmazlıklarla karşılaşan işçi ve işverenlerin; Tuzla, Pendik, Kartal, Maltepe, Kadıköy, Ataşehir, Ümraniye, Gebze, Dilovası, Çayırova ve İstanbul genelinde hizmet veren 2M Hukuk Avukatlık Bürosu gibi iş hukuku alanında deneyimli bir ekiple çalışması hak kayıplarının önlenmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Uzman avukat desteği; doğru delil stratejisinin kurulmasını, Yargıtay içtihatlarının dosyaya uygun şekilde uygulanmasını ve uyuşmazlığın en hızlı ve etkin biçimde çözüme kavuşmasını sağlar.


