
Giriş
Bu çalışma, geri gönderme merkezlerinde (GGM) idari gözetim altında tutulan yabancıların hukuki durumuna ilişkin literatür analizini sunmaktadır. Çalışma, idari gözetim süresi ve uzatılması, merkezde tutulan yabancıların temel hakları, idari gözetime alternatif tedbirler ve kararların tebliğ usulü gibi konuları, sunulan akademik ve hukuki kaynaklar temelinde incelemektedir. Çalışma, yasal düzenlemeler ile uygulamada karşılaşılan sorunlar arasındaki farkları ortaya koymayı amaçlamaktadır.
1. Geri Gönderme Merkezinde Tutulma Süresi, Uzatma ve Değerlendirme
Literatür, idari gözetim süresinin Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu (YUKK) kapsamında belirli ve sıkı kurallara bağlandığını göstermektedir.
Azami Süre ve Aylık Değerlendirme: İdari gözetim, kural olarak belirli bir süre için uygulanabilen bir hürriyet kısıtlamasıdır. Sınır dışı işlemleri nedeniyle uygulanan idari gözetim süresi altı ayı geçemez. Bu süre zarfında, valilik tarafından her ay idari gözetimin devamının gerekip gerekmediği re’sen değerlendirilir. İdari gözetimin devam etmesine gerek olmadığını gösteren olguların ortaya çıkması halinde değerlendirme süresi beklenmeden idari gözetim sonlandırılabilir. Bu düzenleme, kişi hürriyetinin korunmasına yönelik önemli bir usuli güvencedir.
Sürenin Uzatılması: İdari gözetim süresinin altı aydan sonra uzatılması istisnai bir durumdur ve yalnızca yabancının kendisinden kaynaklanan nedenlere bağlanmıştır. YUKK’un bu konuda Geri Dönüş Yönergesi’nden daha lehe bir düzenleme içerdiğini vurgulamaktadır: YUKK’a göre, idareden veya yabancının uyruğunda olduğu ülke temsilciliğinden kaynaklanan sebeplerle sınır dışı işlemlerinin tamamlanamaması halinde idari gözetimin altıncı aydan sonra uzatılması mümkün değildir. YUKK sadece yabancının iş birliği yapmamasını ve doğru bilgi ve belgeleri vermemesini uzatma nedeni olarak belirlemiştir. Bu durum, idarenin veya üçüncü ülkelerin gecikmelerinin yabancının aleyhine kullanılamayacağını açıkça ortaya koymaktadır.
Uluslararası Koruma Başvuru Sahipleri İçin Özel Durum: Uluslararası koruma başvurusunda bulunan yabancılar için idari gözetim süresi otuz gün ile sınırlandırılmıştır ve bu sürenin uzatılması mümkün değildir.
2. Geri Gönderme Merkezlerinde Temel Haklar ve Uygulamadaki Sorunlar
YUKK ve ilgili mevzuat, GGM’lerde tutulan yabancılara geniş kapsamlı haklar tanımaktadır. Ancak literatür, yasal düzenlemeler ile uygulama arasında ciddi farklar olduğuna işaret etmektedir.
Yasal Olarak Tanınan Haklar: YUKK’un 59. maddesi, GGM’lerde sağlanacak hizmetleri ve yabancıların sahip olduğu hakları detaylı bir şekilde düzenlemektedir. Bu haklar çeşitli kaynaklarda benzer şekilde sıralanmıştır:
Sağlık Hizmetleri: “Yabancı tarafından bedeli karşılanamayan acil ve temel sağlık hizmetleri ücretsiz verilir.
Avukat ve Yasal Temsilciye Erişim: “Yakınlarına, notere, yasal temsilciye ve avukata erişme ve bunlarla görüşme yapabilme ve telefon hizmetlerine erişim imkânı” sağlanır. Bu hak, avukatlık ücretini karşılama imkanı olmayanlar için Avukatlık Kanunu hükümleri çerçevesinde adli yardım hizmetini de kapsar.
Aile, Ziyaretçi ve Konsoloslukla Görüşme: “Yabancıya; ziyaretçileri, vatandaşı olduğu ülke konsolosluk yetkilisi, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği görevlisiyle görüşebilme imkânı sağlanır.
Özel İhtiyaç Sahipleri ve Çocuklar: Çocukların yüksek yararı gözetilir, aileler ve refakatsiz çocuklar ayrı yerlerde barındırılır ve çocukların eğitim-öğretimden yararlanmaları için tedbirler alınır.
Uygulamada Karşılaşılan Hak İhlalleri: Literatür, yasal güvencelere rağmen uygulamada ciddi sorunlar yaşandığını ortaya koymaktadır. Baroların ve sivil toplum kuruluşlarının raporları bu durumu teyit etmektedir.
Avukata Erişimin Engellenmesi: Barolar Çalıştayı Sonuç Raporu’na göre, “avukatların bilgi edinme ve belge inceleme hakları engellenmekte, müvekkilleri ile gizlilik esasına dayalı görüşme yapamamaktadırlar.
Fiziki ve İnsani Koşullar: GGM’lerin kapasitelerinin üzerinde yabancı barındırdığı, hijyen sorunları yaşandığı ve odaların CPT (Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi) standartlarının altında olduğu belirtilmektedir.
Tercüman Eksikliği ve Diğer Haklar: Tercüman desteğinin yetersizliği, telefon hakkı ve aile ziyaretlerinin kısıtlı olması da uygulamada karşılaşılan diğer önemli sorunlardır.
3. Geri Gönderme Merkezinden Serbest Bırakılma ve Alternatif Tedbirler
İdari gözetim, son çare (ultima ratio) ilkesi gereği uygulanması gereken bir tedbirdir. Bu nedenle kanun, idari gözetime alternatif yükümlülükler öngörmektedir.
Serbest Bırakılma ve Alternatifler: İdari gözetim, Göç İdaresi veya Sulh Ceza Hakimliği kararıyla sona erdirilebilir. İdare “sığınmacılara belirli bir adreste ikamet etme ya da bildirimde bulunma gibi yükümlülükler getirerek serbest bırakma kararı verebilmektedir. Uygulamadaki bazı alternatif tedbirler, kefalet veya teminatla serbest bırakma, bildirim yükümlülüğü, belli bir yerde ikamet etme yükümlülüğü, denetim eşliğinde salıverilme, elektronik izleme ve ev hapsidir. Bu tedbirlerin idari gözetime kıyasla “daha az maliyetli ve daha insancıl olduğu, insan haklarına daha uygun olduğu” tespit edilmiştir.
4. Kararların Tebliği, Dil ve Usuli Güvenceler
Sınır dışı etme ve idari gözetime ilişkin kararların usulüne uygun tebliği, yabancının savunma ve etkili başvuru hakkını kullanabilmesi için hayati önem taşımaktadır.
Tebliğ Usulü ve İçeriği: YUKK m. 53/2 uyarınca, sınır dışı etme kararı gerekçeleriyle birlikte yabancıya, yasal temsilcisine veya avukatına tebliğ edilmelidir. Tebligatta, “yabancıların karara karşı itiraz haklarını nasıl kullanabilecekleri ve bu süreçteki diğer yasal hak ve yükümlülükleri de belirtilir. Tebliğin usulüne uygun yapılmaması halinde dava açma süresi başlamaz.
Anlaşılır Dilde Bildirim Zorunluluğu: En kritik güvencelerden biri, bilgilendirmenin yabancının anladığı bir dilde yapılmasıdır. Bu zorunluluk, AİHS m. 5/2’de de yer almaktadır. Karar sonucu, gerekçeleri, itiraz ve süresine dair tebliğ edilen belgenin bir örneği yabancıya verilmemekte ve hatta bu hususlar anladığı bir dilden tebliğ edilmemektedir.
Usulsüz Tebliğin Sonuçları: Tebliğ işleminin şekli bir formalite olmadığı, içeriğin anlaşılmasını sağlayan bir araç olduğu vurgulanmaktadır. Abdolkhani ve Karimnia/Türkiye davasında AİHM’in, “şahısların niçin gözaltına alındıklarının kendilerine bildirilmediğini ileri sürerek AİHS’in beşinci maddesinin dördüncü fıkrasının ihlal edildiğine hükmetmesinde, anladıkları dilde bilgilendirilmemiş olmaları başlıca etkendirBenzer şekilde, Danıştay da sözlü olarak yapılan bir sınır dışı bildirimini hukuka aykırı bulmuştur.

Sonuç
Sunulan literatür, Türkiye’nin yabancılar hukukunda idari gözetime ilişkin YUKK ile birlikte kapsamlı yasal güvenceler getirdiğini göstermektedir. İdari gözetim süresi azami 6 ay ile sınırlandırılmış, uzatılması sıkı koşullara bağlanmış ve her ay düzenli olarak gözden geçirilmesi zorunlu kılınmıştır. GGM’lerde tutulan yabancılara avukata erişim, sağlık, aileyle görüşme gibi temel haklar tanınmıştır. Ayrıca, idari gözetime alternatif, daha insancıl tedbirler de mevcuttur.
Ancak, yasal çerçeve ile uygulama arasında ciddi bir uçurum olduğu da literatürdeki ortak bulgudur. Özellikle avukata erişimin fiilen engellenmesi, GGM’lerdeki kötü fiziki koşullar, tercüman eksikliği ve kararların usulüne uygun ve anlaşılır bir dilde tebliğ edilmemesi gibi sorunlar, yabancıların adil yargılanma ve etkili başvuru haklarını kullanmalarını önemli ölçüde zorlaştırmaktadır. Bu durum, AİHM içtihatlarında da tespit edildiği üzere, temel hak ihlallerine yol açmaktadır. Dolayısıyla, mevcut yasal güvencelerin hayata geçirilmesi için uygulamadaki eksikliklerin giderilmesi ve denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi kritik bir öneme sahiptir. Bir yazı önerisi.
Neden Uzman Avukat Desteği Gerekli?
Geri gönderme merkezlerinde (özellikle Tuzla Geri Gönderme Merkezi ve İstanbul’daki diğer merkezlerde) tutulan yabancıların haklarını etkin şekilde kullanabilmeleri için sürecin hukuka uygun yürütülmesi hayati önem taşır. Ancak uygulamada karşılaşılan hak ihlalleri, usulsüz tebliğler ve avukata erişim engelleri, yabancıların tek başına hak arama imkanlarını ciddi şekilde sınırlandırmaktadır. Bu nedenle, alanında deneyimli bir avukatın desteği, hem idari gözetim süresinin takibi hem de itiraz ve dava süreçlerinde yabancının lehine en güçlü şekilde hareket edilmesini sağlar.
Özellikle İstanbul ve çevresindeki geri gönderme merkezlerinde yaşanan sorunlar dikkate alındığında, uzman avukat desteği almak, yabancıların özgürlük ve güvenlik haklarının korunması açısından kritik bir güvence oluşturmaktadır.

