Geri Gönderme Merkezlerinde idari gözetim altında tutulan kişilerin, özellikle sağlık hizmetlerine erişimde yaşadıkları sorunlar ve insani olmayan muamele iddiaları karşısında sahip oldukları haklar ve başvurabilecekleri hukuki yollar

Giriş

Bu çalışma, Geri Gönderme Merkezlerinde (GGM) idari gözetim altında tutulan kişilerin, özellikle sağlık hizmetlerine erişimde yaşadıkları sorunlar ve insani olmayan muamele iddiaları karşısında sahip oldukları hakları ve başvurabilecekleri hukuki yolları, sunulan literatür çerçevesinde analiz etmektedir. Çalışma, devletin pozitif yükümlülükleri, tıbbi ihmal kavramı, idarenin sorumluluğu ve mevcut ulusal ile uluslararası başvuru mekanizmalarını ele almaktadır.

1. Geri Gönderme Merkezlerindeki Koşullar ve Sağlık Hakkı

Geri Gönderme Merkezleri, idari gözetim altında tutulan kişilerin temel haklarının güvence altına alınması gereken yerlerdir. Ancak bu merkezlerin fiziki şartların ve sağlık hizmetlerinin yetersizliği dikkat çekmektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Asalya v. Türkiye kararı bu konuda emsal teşkil etmektedir. “Başvurucu yedi günlük tutulma süresi içerisinde, Kumkapı Geri Gönderme Merkezi’nin özellikle tekerlekli sandalye kullanıcıları açısından uygun olmadığı, asansör ve tuvalet gibi temel düzenlemelerin dahi yapılmadığını… asansör bulunmadığından ötürü zemin katta bulunan bir odadaki masanın üzerinde yatmak durumunda bırakıldığı ve bu süre zarfında tedavi imkanlarının da sağlanmadığını belirtmiştir.” Bu karar, GGM’lerdeki fiziki altyapı eksikliklerinin ve sağlık hizmeti sunulmamasının temel bir hak ihlali oluşturduğunu göstermektedir. Buna göre merkezde kalabilecek olan engelli ve özel ihtiyaç sahibi bireyler için gerekli fiziki şartlar ve psikososyal ortam sağlanması, özel ihtiyaç sahibi kişilerin (hamile, hasta, çocuk gibi) durumlarına özen gösterilmesi ve ihtiyaçları sağlanması ve bu kişilerin ihtiyaçlarının giderilmesi devletin özel ihtiyaç sahibi kişilere özen gösterme yükümlülüğünün ihlali anlamına geleceğini ortaya koymaktadır.

2. Devletin Yaşam Hakkı ve Sağlık Hizmetleri Kapsamındaki Pozitif Yükümlülükleri

Devletin, egemenlik alanındaki tüm bireylerin yaşam hakkını koruma yönünde pozitif bir yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu yükümlülük, sadece kasıtlı olarak yaşama son vermekten kaçınmayı değil, aynı zamanda yaşamı tehdit eden risklere karşı makul önlemleri almayı da içerir. Sağlık hizmetlerinin düzenlenmesi ve sunulması bu pozitif yükümlülüğün en önemli unsurlarından biridir. Sözleşme’ye taraf devletlerin yaşama hakkı konusundaki pozitif yükümlülüklerinin bir kolunu da sağlık hizmetlerinin sunulması ve kamu sağlığının sağlanması alanı oluşturmaktadır. Taraf devletler kamu veya özel olması fark etmeksizin sağlık kurumlarında hastaların yaşamlarının korunması amacıyla gerekli düzenlemeleri yapmakla ve makul tedbirleri almakla sorumludur. Bu sorumluluk, GGM gibi doğrudan devletin kontrolü ve sorumluluğu altındaki yerlerde daha da belirginleşir.

3. Tıbbi İhmal, İdarenin Sorumluluğu ve Başvuru Yolları

a. Tıbbi İhmal ve Hizmet Kusuru 

Sağlık personelinin gerekli tıbbi müdahaleyi yapmaması, geç yapması veya tedaviden kaçınması tıbbi ihmal olarak kabul edilir. Tedavi için hastaneye gelen hastaya gerekli teşhis ve tedavileri uygulamakla yükümlüdür. Aksi takdirde hem suç işlemiş hem de uğrattığı zararlar neticesinde idare tazmin sorumluluğu altına girmiş olacaktır. GGM’de tutulan bir kişinin sağlık durumunun kötüleşmesine rağmen tedavi edilmemesi, idarenin “hizmet kusuru” işlediğini gösterir ve bu durum tazminat sorumluluğunu doğurur. Hasta Hakları Yönetmeliği de bu durumu güvence altına alır. Yönetmeliğin 42. maddesine göre, hasta hakları ihlal edilen kişinin her türlü dava, şikâyet ve müracaat hakkı mevcuttur.

b. Ulusal Hukuk Yolları GGM’de sağlık hakkı ihlal edilen kişi, çeşitli hukuki yollara başvurabilir:

İdari Yargı (Tam Yargı Davası): Yaşanan tıbbi ihmal ve bunun sonucunda ortaya çıkan akciğer sorunları gibi maddi ve manevi zararların tazmini için sorumlu idareye (Göç İdaresi Başkanlığı, Sağlık Bakanlığı vb.) karşı idare mahkemesinde tam yargı davası açılabilir. İdarenin sağlık hizmetini organize etmedeki kusuru, bu davanın temelini oluşturur.

Cezai Soruşturma (Suç Duyurusu): Görevli doktor ve personelin hastaya müdahale etmeyerek görevlerini ihmal etmeleri veya kötü muamelede bulunmaları nedeniyle Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulabilir.

Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuru: Yukarıdaki idari ve adli yolların tüketilmesine rağmen sonuç alınamaması durumunda, Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan “yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkı” ile “işkence ve eziyet yasağı”nın ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapılabilir.

Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’na (TİHEK) Başvuru: GGM’deki muamelenin işkence, insanlık dışı veya onur kırıcı muamele yasağını ihlal ettiği iddiasıyla TİHEK’e başvuru yapılabilir. “sağlık ve hasta hakları” konusunun, kuruma yapılan başvurularda en çok ihlal edildiği iddia edilen haklardan biridir ve bu şikayetlerin başında “ceza ve tutukevlerindeki mahkûm ve tutukluların sağlık hakkı ile ilgili talep ve şikâyetleri gelmektedir.

c. Uluslararası Hukuk Yolları (AİHM Başvurusu) İç hukuk yolları tüketildikten sonra, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 3. maddesi (işkence, insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele yasağı) ve 2. maddesi (yaşam hakkı) temelinde AİHM’e başvuru yapılabilir. Tedaviden mahrum bırakılma, AİHS’nin 3. maddesi kapsamında bir ihlal teşkil edebilir. Bu konuda  D. v. Birleşik Krallık kararınıda : “Mahkeme, başvurucunun durumundaki hastalara uygun bir tedavinin verilmediği… geri gönderilmesinin, halihazırda oldukça kısa olan yaşam süresini daha da kısaltacağı, fiziksel ve psikolojik acı ve son derece ızdıraplı bir ölümle karşılaşmasına yol açacağı için insanlık dışı muamele teşkil edeceğinden AİHS md.3’e aykırı olacağına hükmetmiştir.” şeklinde ihlale karar verilmiştir. Bu içtihat, sadece sınır dışı edilme durumunda değil, aynı zamanda idari gözetim altındayken maruz kalınan tedavi yoksunluğunun da insanlık dışı muamele seviyesine ulaşabileceğini göstermektedir.

İnceleme ve Değerlendirme

Yapılan değerlendirmeler, GGM’de tutulan ve hastalanan bir bireyin durumunun, basit bir idari eksiklikten öte, temel hakların ihlali anlamına geldiğini net bir şekilde ortaya koymaktadır. Devletin, kontrolü altındaki bireylere karşı artırılmış bir sorumluluğu vardır. Bu sorumluluk, sadece barınma ve beslenme gibi temel ihtiyaçları değil, aynı zamanda “ulaşılabilir en üst düzeyde fiziksel ve ruhsal sağlık standartlarına sahip olma” hakkını da kapsar.

Geri Gönderme Merkezi’nde tutulurken hastalanan ve yeterli tıbbi bakımdan mahrum bırakılan bir kişi, ulusal ve uluslararası hukukta korunan temel haklara sahiptir. Bu hak ihlalleri karşısında başvurulabilecek hukuki yollar şunlardır:

İdari Yargı: İdarenin hizmet kusuruna dayanarak, maruz kalınan maddi (tedavi masrafları, iş gücü kaybı) ve manevi zararların tazmini için tam yargı davası açılması.

Ceza Hukuku: İlgili sağlık personeli ve idari yetkililer hakkında görevi ihmal veya kötü muamele suçlamalarıyla suç duyurusunda bulunulması.

Anayasa Mahkemesi: Diğer iç hukuk yolları tüketildikten sonra, yaşam hakkı ve işkence yasağının ihlali nedeniyle bireysel başvuru yapılması.

AİHM: Tüm iç hukuk yolları tüketildikten sonra, AİHS’nin 2. ve 3. maddelerinin ihlali iddiasıyla AİHM’e başvurulması.

Devletin, GGM gibi kapalı kurumlarda tuttuğu kişilerin sağlığını koruma yönündeki pozitif yükümlülüğü mutlaktır. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi, idarenin hukuki ve mali sorumluluğunu doğuracağı gibi, ilgili kamu görevlilerinin de cezai sorumluluğuna yol açabilecektir. Bir yazı önerisi.

Neden Tuzla Avukat Desteği Gerekli?

Tuzla Geri Gönderme Merkezi’nde idari gözetim altında tutulan kişilerin yaşadığı hak ihlalleri ve özellikle sağlık hizmetlerine erişim konusundaki sorunlar, uzman bir hukuki destek olmadan çözümlenmesi güç süreçlerdir. İdari yargı, ceza soruşturmaları, Anayasa Mahkemesi bireysel başvurusu ve AİHM başvurusu gibi hukuki yollar karmaşık prosedürler içerir. Bu nedenle, Tuzla’da tecrübeli bir avukat desteği almak, hem başvuruların doğru ve zamanında yapılmasını hem de kişinin haklarının en etkin şekilde korunmasını sağlar. Tuzla avukat desteği, geri gönderme merkezinde tutulan yabancıların maruz kaldığı hak ihlallerine karşı en güçlü yoldur.

Read More

Yabancılar Hakkında Verilen Sınır dışı (deport) ve İdari Gözetim Tedbir Kararı, Süresi ve Karara Karşı Hukuki Yollar

Giriş 

Bu çalışma, 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu (YUKK) çerçevesinde yabancılar hakkında uygulanan idari gözetim tedbirine ilişkin usul ve esasları, sunulan yargı kararları ışığında analiz etmektedir. Çalışma, idari gözetim kararını veren makamı, tedbirin azami süresini, bu karara karşı başvurulabilecek hukuki yolları, itirazları inceleyen yargı merciini ve bu mercilerin karar verme sürelerini derinlemesine incelemektedir. Analiz, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Uyuşmazlık Mahkemesi ve ilk derece mahkemesi kararlarından elde edilen bulgulara dayanmaktadır.

İncelenen yargı kararları doğrultusunda, yabancılar hakkında uygulanan idari gözetim tedbirine ilişkin temel bulgular aşağıda özetlenmiştir:

Kararı Veren Makam: İdari gözetim kararı, YUKK uyarınca Valilik (İl Göç İdaresi Müdürlüğü) tarafından verilir.

İdari Gözetim Süresi: İdari gözetim süresi kural olarak altı ayı geçemez. Ancak, sınır dışı etme işlemlerinin yabancının iş birliği yapmaması veya ülkesiyle ilgili doğru bilgi ya da belgeleri vermemesi gibi nedenlerle tamamlanamaması halinde bu süre en fazla altı ay daha uzatılabilir. Valilik, idari gözetimin devamında zaruret olup olmadığını her ay düzenli olarak değerlendirmekle yükümlüdür.

Karara Karşı Hukuki Yollar: İdari gözetim kararına karşı temel hukuki başvuru yolu, kararın kaldırılması talebiyle Sulh Ceza Hâkimliğine itirazda bulunmaktır. Ayrıca, idari gözetim sona erdikten sonra, haksız tutulma nedeniyle uğranılan zararlar için idari yargıda tam yargı davası açma imkânı bulunmaktadır.

İtirazı İnceleyen Makam: İdari gözetim kararına karşı yapılan itirazları inceleme ve karara bağlama görevi münhasıran Sulh Ceza Hâkimliğine aittir. İdare mahkemelerinin bu konuda bir yetkisi bulunmamaktadır.

İtirazın Sonuçlanma Süresi: Sulh Ceza Hâkimi, yapılan itiraz başvurusunu beş gün içinde sonuçlandırmak zorundadır. Sulh Ceza Hâkimliğinin bu konuda verdiği karar kesindir.

1. Yabancı için İdari Gözetim Kararının Alınması ve Koşulları 

Yargı kararlarına göre, idari gözetim kararı, hakkında sınır dışı etme kararı alınan yabancılar için belirli koşulların varlığı halinde Valilikler tarafından tesis edilen idari bir tedbirdir. Bu koşullar YUKK’un 57. maddesine atıfla şöyle sıralanmıştır:

“Hakkında sınır dışı etme kararı alınanlardan; kaçma ve kaybolma riski bulunan, Türkiye’ye giriş veya çıkış kurallarını ihlal eden, sahte ya da asılsız belge kullanan, kabul edilebilir bir mazereti olmaksızın Türkiye’den çıkmaları için tanınan sürede çıkmayan, kamu düzeni, kamu güvenliği veya kamu sağlığı açısından tehdit oluşturanlar hakkında valilik tarafından idari gözetim kararı alınır.”

Bu karar, idari gözetimin keyfi bir uygulama olmadığını, kanunda sayılan somut gerekçelere dayanması gerektiğini ortaya koymaktadır.

2. Yabanı için verilen İdari Gözetim Süresi ve Denetimi 

İdari gözetim süresi, temel olarak altı ay ile sınırlıdır. Ancak çeşitli kararlarda vurgulandığı üzere, bu süre istisnai durumlarda altı ay daha uzatılarak toplamda bir yılı bulabilmektedir (AYM, 22/11/2022; AYM, 2/6/2020). Sürenin kanuni sınırları aşmaması ve keyfiliğe yol açmaması için kanun koyucu, Valiliğe “idari gözetimin devamında zaruret olup olmadığını her ay düzenli olarak değerlendirme” yükümlülüğü getirmiştir (Danıştay 10. Daire, 2020/5704 E.). Bu aylık değerlendirmeler, tedbirin devamlılığının sürekli olarak denetlenmesini amaçlamaktadır.

3. İdari Gözetim Kararına Karşı Başvuru Yolu: Sulh Ceza Hâkimliği 

İncelenen tüm kararlarda, idari gözetim kararına karşı başvurulacak yargı merciinin Sulh Ceza Hâkimliği olduğu konusunda tam bir fikir birliği bulunmaktadır. 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 57. maddesi uyarınca itiraz mercii olarak münhasıran sulh ceza hâkimliklerinin belirlendiği ifade edilmiştir. Bu bağlamda, idare mahkemelerinin idari gözetim kararının hukuka uygunluğunun denetimi konusunda herhangi bir yetkisi bulunmamaktadır.”

İtiraz süreci şu şekilde işlemektedir:

İdari gözetim altına alınan kişi, yasal temsilcisi veya avukatı Sulh Ceza Hâkimliğine başvurabilir.

Bu başvuru, idari gözetim tedbirinin uygulanmasını durdurmaz.

Sulh Ceza Hâkimi, başvuruyu beş gün içinde karara bağlar ve bu karar kesindir.

İdari gözetim şartlarının ortadan kalktığı veya değiştiği iddiasıyla yeniden Sulh Ceza Hâkimliğine başvurulması mümkündür.

4. Hukuki Yolların Etkililiği ve Tazminat Davaları

 Anayasa Mahkemesi, Sulh Ceza Hâkimliğine itiraz yolunu, idari gözetimin hukukiliğinin denetlenmesi açısından kural olarak “etkili bir başvuru yolu” olarak kabul etmektedir (AYM, 17.12.2024). Ancak, bu yolun somut olayda etkili bir şekilde işletilmemesi, hak ihlaline yol açabilmektedir. Nitekim 21.01.2025 tarihli bir kararında Yüksek Mahkeme, hâkimliğin Göç İdaresi’nin yanıltıcı cevabına dayanarak itirazı esastan incelememesini kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlali olarak görmüştür.

İdari gözetim sona erdikten sonra, hukuka aykırı tutulma nedeniyle maddi ve manevi tazminat talepleri için tam yargı davası açılması gerekmektedir. Anayasa Mahkemesi, bu yolun tüketilmeden yapılan bireysel başvuruları “başvuru yollarının tüketilmemesi” nedeniyle kabul edilemez bulmaktadır (AYM, 15/5/2020; AYM, 14/4/2022). Ancak tazminat davalarının hangi yargı kolunda görüleceği konusunda bir belirsizlik göze çarpmaktadır. Uyuşmazlık Mahkemesi, bu tür davaların adli yargıda görülmesi gerektiğine hükmederken (Uyuşmazlık Mah., 2022/293 E.), Anayasa Mahkemesi bazı kararlarında idari yargıyı işaret etmiştir (AYM, 9/6/2020).

5. İdari Gözetime Alternatif Yükümlülükler ve Görev Uyuşmazlığı 

Yargı kararları, idari gözetime alternatif olarak getirilen “belirli adreste ikamet etme” veya “belirli aralıklarla imza atma” gibi yükümlülüklere karşı görevli yargı yeri konusunda bir tartışma olduğunu göstermektedir. Uyuşmazlık Mahkemesi, bu alternatif yükümlülüklerin idari gözetim kararının devamı niteliğinde olduğunu belirterek, bunlara karşı açılacak davaların da adli yargıda (Sulh Ceza Hâkimliği) görülmesi gerektiğine karar vermiştir (Uyuşmazlık Mah., 2023/625 E.). Ancak karara eklenen karşı oylarda, bu yükümlülüklerin idari işlem niteliğinde olduğu ve görevli yargı yerinin idari mahkemeler olması gerektiği savunulmuştur. Bu durum, uygulamanın bu alanında hukuki bir netliğin henüz tam olarak oluşmadığını göstermektedir.

Sonuç 

Yabancılar hakkında uygulanan idari gözetim tedbiri, 6458 sayılı Kanun’da detaylı olarak düzenlenmiş bir hukuki müessesedir. Kararlar, Valilik (İl Göç İdaresi) tarafından verilmekte, süresi 6+6 ay formülüyle sınırlanmakta ve her ay idare tarafından denetlenmektedir. Tedbire karşı temel ve ivedi başvuru yolu, beş gün içinde kesin karar veren Sulh Ceza Hâkimliğidir. Bu yol, Anayasa Mahkemesi tarafından etkili bir denetim mekanizması olarak görülmektedir. İdari gözetimin sona ermesinin ardından doğan tazminat talepleri için ise tam yargı davası yolu açıktır. Bununla birlikte, idari gözetime alternatif yükümlülükler ve tazminat davalarının görüleceği yargı kolu gibi konularda içtihatlar arasında farklılıklar bulunması, bu alanlarda hukuki öngörülebilirliğin artırılması gerektiğini ortaya koymaktadır. Bir yazı önerisi.

Neden Tuzla Avukat Desteği Gerekli? /Tuzla Geri Gönderme Merkezi

İdari gözetim kararlarına karşı hukuki süreçlerin etkin şekilde yürütülebilmesi için avukat desteği kritik bir rol oynamaktadır. Özellikle Tuzla Geri Gönderme Merkezi’nin İstanbul’un Tuzla ilçesinde yer alması, avukatlar açısından önemli avantajlar sunmaktadır. İstanbul’un merkezine ve çevre ilçelere ulaşım imkânlarının genişliği sayesinde, Tuzla’da faaliyet gösteren avukatlar hem idari gözetim altındaki yabancılarla hızlı iletişim kurabilmekte hem de Sulh Ceza Hâkimliklerine yapılacak başvuruları kısa sürede takip edebilmektedir.

Tuzla’da avukat desteği almak, gözetim altındaki kişilerin hak kaybı yaşamadan en kısa sürede itiraz başvurularını yapabilmelerine ve hukuki süreçlerinin hızla ilerlemesine yardımcı olur. Ayrıca, bölgeye hâkim avukatların, Tuzla Geri Gönderme Merkezi’nin işleyişine dair pratik tecrübeleri bulunması, sürecin daha etkin ve güvenli bir şekilde yönetilmesini sağlar.

Bu nedenle, İstanbul, Tuzla avukat, Pendik avukat, Kartal avukat, Maltepe avukat, Gebze avukat, Aydınlı avukat, Orhanlı avukat, Tepeören avukat, Darıca avukat, Bayramoğlu avukat veya Çayırova avukat, Şekerpınar avukat, Güzelyalı avukat Postane avukat ve Akfırat avukat gibi bölgelerde Tuzla’da geri gönderme merkezinde idari gözetim altında bulunan yabancıların avukat desteği almaları, hem hak ihlallerinin önlenmesi hem de kanunda öngörülen sürelerin titizlikle takip edilmesi açısından büyük önem taşımaktadır.

Read More

Geri gönderme merkezinde idari gözetim altında tutulan bir yabancı için sınır dışı (deport) işleminin engellenmesi ve idari gözetimin kaldırılmasına yönelik hukuki yollar nelerdir?

Giriş

Türkiye’de yabancıların sınır dışı edilmesi ve bu süreçte idari gözetim altına alınmaları, temel olarak 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu (YUKK) ve ilgili yönetmeliklerle düzenlenmektedir. Literatür, sınır dışı etme kararının ve idari gözetim kararının iki ayrı idari işlem olduğunu, ancak aralarında sıkı bir bağ bulunduğunu ortaya koymaktadır. İdari gözetim, sınır dışı etme kararının uygulanmasını sağlamak amacıyla başvurulan istisnai bir tedbirdir. Dahası bu iki işlem birbirine bağlıdır. Zira sınır dışı etme kararına bağlı olarak yabancılar idari gözetim altına alınabilir; başka bir ifadeyle, yabancı hakkında sınır dışı etme kararı olmaksızın yalın bir idari gözetim kararı alınabilmesi mümkün değildir. Örneğin Tuzla Geri Gönderme Merkezi’nde tutulan bir yabancı için bu iki işleme karşı başvurulabilecek hukuki yolları, sunulan literatür çerçevesinde incelemektedir.

Bu bağlamda sınır dışı işlemini durdurmak ve idari gözetimi sonlandırmak için birbirinden farklı ancak birbiriyle ilişkili iki temel yargısal yol bulunmaktadır. Bunlar; sınır dışı etme kararına karşı İdare Mahkemesi’nde açılacak iptal davası ve idari gözetim kararına karşı Sulh Ceza Hâkimliği’ne yapılacak itirazdır.

1. Sınır Dışı (Deport) İşleminin Engellenmesine Yönelik Hukuki Yollar

Sınır dışı işleminin nihai olarak engellenmesi, hakkında tesis edilen sınır dışı etme kararının hukuka aykırılığının tespiti ile mümkündür. Bu amaçla başvurulacak temel hukuki yol, idari yargıda iptal davası açmaktır.

İdare Mahkemesinde İptal Davası Açılması: YUKK m. 53/3 uyarınca, sınır dışı etme kararına karşı, kararın tebliğinden itibaren 7 gün içinde yetkili idare mahkemesinde iptal davası açılabilir. Bu davanın en önemli sonucu, dava süresince sınır dışı işleminin kendiliğinden durmasıdır. Dolayısıyla sınır dışı etme kararına karşı idare mahkemesine başvuru yapılması halinde yargılama sonuçlanıncaya kadar yabancı sınır dışı edilmez.

Yürütmenin Durdurulması Talebi: Dava açılması sınır dışı işlemini durdursa da, idari gözetim gibi bağlı işlemleri otomatik olarak sona erdirmeyebilir. Bu nedenle, dava dilekçesinde ayrıca yürütmenin durdurulması talep edilebilir. Yürütmenin durdurulması kararı, işlemin hukuka aykırılığına dair güçlü bir karine oluşturur ve idari gözetimin kaldırılması için önemli bir dayanak teşkil eder. Dava açarken yürütmenin durdurulmasının istenilmesi halinde eğer bariz bir hukuka aykırılık varsa yürütmenin durdurulmasına karar verilmesiyle iptal kararı gibi bir etki ortaya çıkacak, yani bu işlemin en baştan beri hiç tesis edilmemiş gibi sonuç doğacak ve sınır dışı işlemine bağlı diğer işlemlerin uygulanması da son bulabilecektir.

Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuru: İç hukuk yollarının tüketilmesi veya etkisiz olduğunun anlaşılması durumunda Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuru yapılabilir. Özellikle geri gönderileceği ülkede kötü muamele riski (non-refoulement ilkesi) bulunan yabancılar için bu yol önem taşır. AYM, tedbir talebini kabul ederek sınır dışı işlemini durdurabilir. Nitekim bir vakada, “İtiraz edence yapılan bireysel başvuru sınır dışı etme işlemini geçici olarak durdurmuştur.

2. Geri Gönderme Merkezindeki İdari Gözetim İşleminin Kaldırılmasına Yönelik Hukuki Yollar

İdari gözetim, kişi özgürlüğünü doğrudan kısıtlayan bir tedbir olduğundan, bu karara karşı özel ve hızlı bir denetim mekanizması öngörülmüştür.

Sulh Ceza Hâkimliğine İtiraz: İdari gözetim kararına veya süresinin uzatılmasına karşı yabancı veya avukatı, Sulh Ceza Hâkimliği’ne başvurabilir. Bu başvuru, idari gözetimin devamı için gerekli olan şartların (kaçma/kaybolma riski, kamu düzeni tehdidi vb.) mevcut olup olmadığını denetler. İdari gözetim kararına karşı yabancı sulh ceza hâkimliğine başvuru yapabilir. Sulh ceza hâkimliğince idari gözetim kararının hukuka uygun olarak alınmadığının tespit edilmesi durumunda idari gözetim kararının kaldırılması kararı verilecektir.

İdari Gözetimin İdare Tarafından Kaldırılması (Aylık Değerlendirmeler): Valilik, idari gözetim altındaki yabancının durumunu her ay düzenli olarak değerlendirmek zorundadır. Bu değerlendirmelerde, gözetimin devamında zaruret olup olmadığı incelenir. İdari gözetim altında bulunan yabancının durumu özgürlükten yoksun bırakılma tedbirinin devamında zaruret olup olmadığı noktasında her ay değerlendirmeye tabi tutulur.” Gözetimin devamında zaruret görülmeyen haller mevzuatta sayılmıştır:

Sınır dışı etme kararının altı ay içinde yerine getirilemeyeceğinin öngörülmesi.

Yabancının, sınır dışı edilemeyecekler (YUKK m. 55) kapsamına girdiğine dair ciddi emarelerin ortaya çıkması.

Kaçma ve kaybolma riskinin ortadan kalkması.

Yabancının gönüllü geri dönüş desteğine başvurması.

Sınır Dışı Etme Kararının İptalinin Sonucu Olarak Gözetimin Sona Ermesi: İdari gözetim, sınır dışı etme kararının bir sonucudur. Dolayısıyla, asıl işlem olan sınır dışı kararının idare mahkemesince iptal edilmesi, bağlı işlem olan idari gözetim kararını da dayanaksız bırakır ve kaldırılmasını zorunlu kılar. İdare mahkemesi tarafından sınır dışı kararının iptaline karar verilmesi hâlinde idari gözetime temel teşkil eden durum ortadan kalkacağı için idari gözetim sona erecektir.” 

İdari Gözetim Süresinin Dolması: İdari gözetim süresi kural olarak 6 aydır. Yabancının iş birliği yapmaması veya ülkesi hakkında doğru bilgi vermemesi gibi nedenlerle bu süre en fazla altı ay daha uzatılabilir. Toplamda bir yılı aşan idari gözetim hukuka aykırıdır ve serbest bırakılmayı gerektirir.

İnceleme ve Değerlendirme

Mevzuat, sınır dışı ve idari gözetime karşı hukuki yolların çift kanallı bir yapı sunduğunu göstermektedir. Sınır dışı kararının esasına yönelik denetim İdare Mahkemesi tarafından yapılırken, kişi özgürlüğünü kısıtlayan idari gözetim tedbirinin hukuka uygunluğu Sulh Ceza Hâkimliği tarafından denetlenmektedir.

Önemli bir detay, idari gözetimin istisnai bir tedbir olduğudur. Her sınır dışı kararı otomatik olarak idari gözetimi gerektirmez. İdari gözetim, her sınır dışı etme kararının otomatik sonucu değildir. İdarenin, YUKK m. 57’de sayılan kaçma riski, sahte belge kullanma, kamu düzeni tehdidi gibi somut gerekçeleri ortaya koyması gerekir. Bu gerekçelerin yokluğu, idari gözetim kararının Sulh Ceza Hâkimliği tarafından kaldırılması için yeterli bir sebeptir.

Ayrıca, idari gözetimin amacı cezalandırma değil, sınır dışı işleminin güvenli bir şekilde uygulanmasını sağlamaktır. İdari gözetim, ülkeye yasadışı yollarla giriş yapmak veya ülkede yasadışı şekilde kalmak gerekçesiyle cezai bir önlem veya bir disiplin yaptırımı olarak uygulanamaz. Bu nedenle, sınır dışı edilme ihtimalinin ortadan kalktığı (örneğin, yabancının sınır dışı edilemeyecek kişilerden olduğunun anlaşılması) durumlarda gözetimin devam ettirilmesi hukuka aykırı hale gelir.

Sonuç

Örneğin Tuzla Geri Gönderme Merkezi’nde tutulan bir yabancı için deport işleminin engellenmesi ve idari gözetimin kaldırılması amacıyla başvurulabilecek hukuki yollar özetle şunlardır:

Sınır Dışı Kararını Hedef Alan Yol: Kararın tebliğinden itibaren 7 gün içinde yetkili İdare Mahkemesi’nde iptal davası açılmalıdır. Bu dava, yargılama sonuna kadar sınır dışı işlemini otomatik olarak durdurur. Mahkemenin davayı kabul ederek sınır dışı kararını iptal etmesi, idari gözetimi de hukuki dayanaktan yoksun bırakarak kaldırılmasını sağlar.

İdari Gözetim Kararını Hedef Alan Yol: Sınır dışı davasından bağımsız olarak veya dava devam ederken, idari gözetim kararının kaldırılması için Sulh Ceza Hâkimliği’ne itiraz edilebilir. Bu itirazda, idari gözetim şartlarının oluşmadığı, sürenin aşıldığı veya gözetimin devamında zaruret kalmadığı gibi hususlar ileri sürülebilir.

İdari Başvuru ve Denetim: Valilik tarafından yapılan aylık periyodik değerlendirmeler takip edilmeli ve idari gözetimin devamı için zaruret bulunmadığına ilişkin dilekçelerle idareye başvurulmalıdır.

Bu yollar, yabancının hem sınır dışı edilme riskine karşı hem de kişi özgürlüğünü kısıtlayan idari gözetime karşı haklarını korumasına olanak tanıyan kapsamlı bir hukuki güvence sistemi oluşturmaktadır. Bir makale önerisi.

Tuzla Avukat Desteği Neden Gerekli? | Tuzla Geri Gönderme Merkezi

Tuzla Geri Gönderme Merkezi’nde idari gözetim altında tutulan ve sınır dışı (deport) kararı verilen yabancılar için hukuki süreçler karmaşık ve kısa süreli başvuru sürelerine tabidir. Bu nedenle Tuzla’da görev yapan deneyimli bir avukatın desteği, hak kaybını önlemek ve süreçleri doğru yönetmek açısından kritik önem taşır.

Sınır dışı kararı, YUKK m. 53/3 uyarınca tebliğden itibaren 7 gün içinde İdare Mahkemesi’nde iptal davası açılmasını gerektirir. Bu dava, yargılama sonuçlanana kadar sınır dışı işlemini durdurur. Ayrıca, dava dilekçesinde yürütmenin durdurulması talep edilmesi, idari gözetim kararının kaldırılması için güçlü bir hukuki dayanak oluşturur.

İdari gözetim kararı ise Sulh Ceza Hâkimliği’ne itiraz yoluyla denetlenir. Hâkim, idari gözetimin devamı için gerekli şartların bulunup bulunmadığını inceleyerek, hukuka aykırı durumlarda gözetim kararını kaldırabilir. Ayrıca valilik tarafından yapılan aylık değerlendirmeler de gözetim süresinin devamına ilişkin önemli bir denetim mekanizmasıdır.

Tuzla’da görev yapan bir avukatın Geri Gönderme Merkezi’ne yakınlığı, dilekçelerin hazırlanması, başvuruların hızlı yapılması ve mahkeme süreçlerinin etkin takibi açısından büyük avantaj sağlar. İstanbul Pendik, Kartal, Maltepe, Gebze ve çevresinde yaşayan yabancılar, Tuzla’daki avukat desteği ile hem sınır dışı riskini azaltabilir hem de kişi özgürlüğünü koruma şansını artırabilir.

Read More

Tuzla Geri Gönderme Merkezi’nde Sınır Dışı (Deport) Kararına ve İdari Gözetime Karşı Hukuki Yollar Nelerdir?

Giriş

Bu çalışma, Tuzla Geri Gönderme Merkezi’nde (GGM) idari gözetim altında tutulan ve hakkında sınır dışı etme (deport) kararı alınan bir yabancının, bu işlemlerin durdurulması veya iptali için başvurabileceği hukuki yolları, sunulan yargı kararları analizleri temelinde incelemektedir. Analiz, iki temel hukuki soruna odaklanmaktadır: birincisi, sınır dışı etme kararının iptali; ikincisi ise idari gözetim kararının kaldırılmasıdır. İncelenen kararlar, 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu (YUKK) çerçevesinde şekillenen başvuru usullerini, yetkili ve görevli mahkemeleri, başvuru sürelerini ve Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru öncesinde tüketilmesi gereken yolları ortaya koymaktadır. Yargı kararlarının bütüncül analizinden elde edilen temel bulgular şunlardır:

Sınır Dışı Kararının Engellenmesi: En temel ve etkili yol, sınır dışı etme kararının tebliğinden itibaren yedi gün içinde yetkili İdare Mahkemesi’nde iptal davası açmaktır. Dava açılması, yargılama sonuçlanıncaya kadar sınır dışı işlemini kendiliğinden durdurmaktadır.

İdari Gözetimin Kaldırılması: İdari gözetim kararının kaldırılması için başvurulacak merci Sulh Ceza Hâkimliği’dir. Bu başvuru idari gözetimi otomatik olarak durdurmaz, ancak hâkimlik başvuruyu beş gün içinde karara bağlar.

Hukuka Aykırı Gözetim İçin Tazminat: İdari gözetimin hukuka aykırı olduğu iddiasıyla maddi ve manevi tazminat talep etmek için, gözetim sona erdikten sonra İdari Yargıda tam yargı davası açılması gerekmektedir.

Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuru: Anayasa Mahkemesi’ne başvuru ikincil bir yoldur. Özellikle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlali iddiaları için, Sulh Ceza Hâkimliğine itiraz ve tam yargı davası gibi yolların tüketilmesi zorunludur.

1. Tuzla Geri gönderme merkezi :Sınır Dışı Etme (Deport) Kararına Karşı Hukuki Yollar

Sınır dışı kararının engellenmesi için izlenmesi gereken temel hukuki yol, idari yargıda iptal davası açmaktır.

Dava Açma Süresi ve Yetkili Mahkeme: Çok sayıda karar, bu davanın kararın tebliğinden itibaren yedi gün içinde İdare Mahkemesi’nde açılması gerektiğini vurgulamaktadır (aym-2/2/2022, uyusmazlik-2022/293, ilkDerece-Kocaeli-2022/45). Sürelerin kısa ve hak düşürücü olması nedeniyle titizlikle takip edilmesi kritik öneme sahiptir.

Davanın Sınır Dışı İşlemine Etkisi: İptal davası açılmasının en önemli sonucu, sınır dışı işlemini otomatik olarak durdurmasıdır. YUKK’un 53. maddesine atıf yapan birçok kararda bu durum açıkça belirtilmiştir: “Yabancının rızası saklı kalmak kaydıyla, dava açma süresi içinde veya yargı yoluna başvurulması hâlinde yargılama sonuçlanıncaya kadar yabancı sınır dışı edilmez. (aym-2/2/2022, ilkDerece-İstanbul-2021/383). Bu hüküm, yabancı için hayati bir usuli güvence sağlamaktadır.

Dava Gerekçeleri ve İspat Yükü: Davada, sınır dışı kararının hukuka aykırılığı çeşitli gerekçelerle ileri sürülebilir.

Geri Gönderme Yasağı (Non-refoulement): En temel savunma argümanı, yabancının gönderileceği ülkede işkence, insanlık dışı veya onur kırıcı muameleye maruz kalma riski altında olduğudur (kötü muamele yasağı). Anayasa Mahkemesi, bu iddianın soyut olmaması gerektiğini, başvurucunun “geri gönderileceği ülkede var olduğunu iddia ettiği kötü muamele riskinin ne olduğunu makul şekilde açıklamalı; (varsa) bu iddiayı destekleyen bilgi ve belgeleri sunmalı” gerektiğini belirtmektedir (aym-17/11/2021).

YUKK Madde 55 Kapsamındaki Durumlar: Kanun, ciddi sağlık sorunları, hamilelik, hayati tehlike arz eden hastalıklar için tedavi imkânı bulunmaması gibi durumlarda sınır dışı kararı alınamayacağını düzenlemektedir (ilkDerece-Kocaeli-2022/45, ilkDerece-İstanbul-2021/383). Bu durumların varlığı, kararın iptali için güçlü bir gerekçedir.

Usuli Eksiklikler: Kararın tebliğ sürecindeki usulsüzlükler veya idarenin eksik inceleme yapması gibi usule ilişkin hatalar da iptal sebebi olarak öne sürülebilir (aym-11/7/2023, ilkDerece-İzmir-2020/469).

2. Tuzla Geri Gönderme Merkezi : İdari Gözetim Kararının Kaldırılması ve İlgili Hukuki Yollar

İdari gözetim, bir ceza veya tutuklama olmayıp sınır dışı işlemlerinin yürütülmesi için alınan idari bir tedbirdir. Bu tedbire karşı başvuru yolları adli yargıda düzenlenmiştir.

Sulh Ceza Hâkimliğine İtiraz: İdari gözetim kararının kaldırılması için temel ve doğrudan başvuru yolu Sulh Ceza Hâkimliğine itirazdır. YUKK Madde 57’ye göre, İdari gözetim altına alınan kişi veya yasal temsilcisi ya da avukatı, idari gözetim kararına karşı sulh ceza hâkimine başvurabilir. (uyusmazlik-2022/253, uyusmazlik-2022/293). Bu başvuru idari gözetimi kendiliğinden durdurmaz, ancak hâkimlik dosyayı ivedilikle (beş gün içinde) inceleyerek karar verir ve bu karar kesindir. Ayrıca, gözetim şartlarının ortadan kalktığı veya değiştiği iddiasıyla yeniden başvuru yapmak mümkündür.

Tam Yargı Davası (Tazminat Yolu): Anayasa Mahkemesi kararlarında istikrarlı bir şekilde vurgulandığı üzere, idari gözetimin hukuka aykırı olduğu iddiasıyla uğranılan maddi ve manevi zararların tazmini için tam yargı davası açılması gerekmektedir. Bu dava, kişinin serbest bırakılmasını sağlamaz; amacı, gözetim sona erdikten sonra uğranılan zararın giderilmesidir. AYM, bu yolu tüketmeden yapılan bireysel başvuruları “başvuru yollarının tüketilmemesi” nedeniyle kabul edilemez bulmaktadır. AYM’nin bu konudaki yaklaşımı nettir: “…hukuka aykırı olarak idari bir kararla özgürlüklerinden yoksun bırakılmaları nedeniyle uğradıklarını öne sürdükleri maddi ve manevi zararlarının karşılanması bakımından başarı şansı sunma, yeterli giderim sağlama kapasitesini haiz ve ulaşılabilir olduğu görülen tam yargı davası yolu tüketilmeden yapılan başvuruların incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmadığı sonucuna varmıştır. (aym-29/12/2021, aym-28/1/2021).

Görevli Yargı Yolu Farklılaşması: Genel eğilim, tazminat talepli tam yargı davalarının idari yargıda görülmesi yönünde olsa da, bir Uyuşmazlık Mahkemesi kararında, idari gözetimden kaynaklanan manevi tazminat istemli davalara adli yargı yerinde bakılması gerektiği belirtilmiştir (uyusmazlik-2022/473). Bu durum, tazminat davalarında görevli mahkeme konusunda dikkatli olunması gerektiğini göstermektedir.

Sonuç

Tuzla Geri Gönderme Merkezi’nde tutulan bir yabancı için deport işleminin engellenmesi ve idari gözetimin sonlandırılması amacıyla ikili bir hukuki strateji izlenmelidir:

Sınır dışı kararına karşı, kararın tebliğinden itibaren 7 günlük süre kaçırılmadan İdare Mahkemesi’nde iptal davası açılmalıdır. Bu dava, sınır dışı işlemini yargılama sonuna kadar durduracaktır.

İdari gözetim kararına karşı, derhal Sulh Ceza Hâkimliği’ne itiraz edilerek serbest bırakılma talep edilmelidir.

Bu yollara ek olarak, idari gözetim sona erdikten sonra, hukuka aykırılık iddiasıyla uğranılan zararların tazmini için tam yargı davası açılması, hem olası bir hak kaybını gidermek hem de Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yolunu açık tutmak açısından zorunludur. Avukatların, her bir hukuki işlem için öngörülen farklı yargı kollarını, kısa başvuru sürelerini ve Anayasa Mahkemesi’nin “başvuru yollarının tüketilmesi” ilkesine ilişkin katı içtihadını göz önünde bulundurarak hareket etmesi, sürecin başarıyla yönetilmesi için esastır. Bir yazı önerisi.

Tuzla Geri Gönderme Merkezi : Tuzla Avukat Desteği Neden Gerekli?

Tuzla Geri Gönderme Merkezi’nde tutulan yabancılar açısından hukuki süreçlerin etkin şekilde yürütülmesi, hem kısa süreli başvuru sürelerinin kaçırılmaması hem de doğru mercilere doğru usulle başvurulması bakımından kritik öneme sahiptir.

Bu noktada Tuzla’da görev yapan ve yabancılar hukuku alanında uzmanlaşmış bir avukatın desteği ciddi avantajlar sağlar:

Coğrafi Yakınlık Avantajı: Geri Gönderme Merkezi’nin Tuzla’da bulunması, avukatın merkeze hızlıca ulaşabilmesine, müvekkiliyle yüz yüze görüşerek gerekli belgeleri zamanında temin edebilmesine imkân tanır. Bu da özellikle 7 günlük dava açma süresi gibi hak düşürücü sürelerin güvenli şekilde kullanılmasını sağlar.

Yerel Tecrübe: Tuzla’daki mahkemelerde (İdare Mahkemesi, Sulh Ceza Hâkimliği) yürüyen dosyalarda daha önce deneyim sahibi olan bir avukat, hem yerel uygulamaları hem de hâkimliklerin içtihat eğilimlerini bilmesi sayesinde daha stratejik savunma yapabilir.

Hızlı Müdahale İmkânı: İdari gözetim kararının kaldırılması için Sulh Ceza Hâkimliği’ne yapılacak başvurularda, avukatın merkeze yakın olması dilekçelerin hazırlanması, duruşma günlerinde takip ve acil gelişmelere müdahalede büyük kolaylık sağlar.

Anayasa Mahkemesi’ne Başvuru Hazırlığı: Başvuru yollarının tüketilmesi ilkesine dikkat edilmesi gerektiğinden, uzman bir avukat hem idari hem adli yargı süreçlerini eşgüdümlü şekilde yürüterek bireysel başvuru yolunun açık kalmasını sağlar.

Sonuç olarak, Tuzla Geri Gönderme Merkezi’nde idari gözetim altında tutulan yabancılar için, Tuzla’da yerleşik ve yabancılar hukuku alanında uzman bir avukatla çalışmak, ayrıca İstanbul Pendik avukat, Kartal avukat, Maltepe avukat, Gebze avukat, Orhanlı avukat, Tepeören avukat, Darıca avukat, Bayramoğlu avukat veya Çayırova avukat bölgelerinde hem zaman yönetimi hem de hukuki strateji bakımından büyük avantaj sağlamaktadır. Bu destek, sınır dışı edilme riskinin azaltılması ve kişi hürriyeti ile güvenliği hakkının korunması açısından hayati önem taşır.

Read More

Yurtdışında yaşayan biri Türkiye’de dava açabilir mi?

Giriş

Bu yazı, “Yurtdışında yaşayan birinin Türkiye’de dava açıp açamayacağı” sorusunu, sunulan Yargıtay, Bölge Adliye Mahkemesi ve İlk Derece Mahkemesi kararları ışığında analiz etmek amacıyla hazırlanmıştır. İncelenen kararlar, bu sorunun yanıtının kesin bir “evet” olduğunu, ancak bu hakkın kullanımının davanın türüne, tarafların vatandaşlık durumuna ve Türkiye ile olan bağlarına göre değişen usul ve yetki kurallarına tabi olduğunu göstermektedir. Yazı, bu konudaki temel yasal dayanakları, yetkili mahkemenin nasıl belirlendiğini, farklı dava türleri için öngörülen özel durumları ve uygulamadaki önemli detayları ortaya koymaktadır.

İncelenen tüm yargı kararları, yurtdışında yaşayan bir kişinin Türkiye’de dava açmasının mümkün olduğu konusunda hemfikirdir. Bu hakkın yasal çerçevesi ve uygulanışına dair temel bulgular şunlardır:

Temel Yasal Dayanak: MÖHUK Madde 41 

Neredeyse tüm kararlarda atıf yapılan temel düzenleme, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un (MÖHUK) 41. maddesidir. Bu madde, özellikle yurtdışında yaşayan Türk vatandaşlarının “kişi hâlleri” (nüfus kaydının düzeltilmesi, vesayet, vb.) davaları için bir yetki hiyerarşisi belirlemektedir. Yargıtay 5. Hukuk Dairesi’nin 2023/8479 E. sayılı kararında da vurgulandığı gibi bu kural şu şekildedir:“Türk vatandaşlarının kişi hâllerine ilişkin davaları, yabancı ülke mahkemelerinde açılmadığı veya açılamadığı takdirde Türkiye’de yer itibariyle yetkili mahkemede, bulunmaması hâlinde ilgilinin sâkin olduğu yer, Türkiye’de sâkin değilse Türkiye’deki son yerleşim yeri mahkemesinde, o da bulunmadığı takdirde Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden birinde görülür.”

Genel Yetki ve “Mutad Mesken” Kavramı

 Kişi hâlleri dışındaki davalarda, Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisi, iç hukukun genel yetki kurallarına göre belirlenir (MÖHUK m. 40). Bu noktada, Türkiye’de resmi bir yerleşim yeri olmayan ancak düzenli olarak kaldığı bir adresi (“mutad mesken”) bulunan kişiler için bu adresin bulunduğu yer mahkemesi yetkili olabilmektedir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin 2022/2347 E. sayılı kararı, “Türkiye’de yerleşim yeri bulunmayanlar hakkında genel yetkili mahkeme davalının Türkiye’de mutad meskeninin bulunduğu yer mahkemesidir” diyerek bu ilkeyi açıkça belirtmiştir.

Tanıma ve Tenfiz Davaları 

Yurtdışında yaşayan kişiler, yabancı bir mahkemeden aldıkları kararın Türkiye’de icra edilmesi için “tanıma ve tenfiz” davası açabilirler. Bu, kişinin doğrudan yeni bir dava açması yerine, mevcut bir kararı Türkiye’de geçerli kılmasıdır. MÖHUK’un 51. maddesi uyarınca bu davalarda yetki, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin (davalının) Türkiye’deki yerleşim yeri, yoksa sakin olduğu yer, o da yoksa Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerindedir (Yargıtay 5. Hukuk Dairesi, 2024/10633 E.).

Yabancılar ve Mavi Kartlılar 

Bu hak sadece Türk vatandaşlarına özgü değildir. Mavi Kartlılar Kütüğüne kayıtlı olup Türk vatandaşlığını kaybeden kişiler, “Türk vatandaşlarına tanınan haklardan aynen yararlanmaya devam edecekleri” için dava açma hakkına sahiptir (Yargıtay 20. Hukuk Dairesi, 2020/429 E.). Yabancı uyruklu kişiler de Türkiye’de dava açabilirler, ancak mahkemenin yetkili olması ve bazı durumlarda (uluslararası anlaşmalarla muafiyet yoksa) teminat göstermeleri gerekebilir (İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2022/808 E.).

Farklı Dava Türlerine Göre Değerlendirme

Yurtdışında yaşayan birinin dava açma hakkı genel olarak mevcut olsa da, yetkili mahkemenin belirlenmesi ve uygulanacak özel kurallar davanın konusuna göre farklılık gösterir.

Kişi Hâlleri Davaları (Nüfus, Vesayet vb.): Bu tür davalar, MÖHUK m. 41’in en sık uygulandığı alandır. Kararlar, nüfus kaydının düzeltilmesi (Yargıtay 5. Hukuk Dairesi, 2023/10303 E.) veya kısıtlı adayı için vesayet (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, 2014/19503 E.) gibi davalarda, kişinin Türkiye’deki son yerleşim yeri veya sakin olduğu yerin tespitinin önemini vurgulamaktadır.

Miras Davaları: Miras davalarında yetki, MÖHUK m. 41’den farklı olarak, 43. maddede özel olarak düzenlenmiştir. Yargıtay 20. Hukuk Dairesi’nin 2019/1831 E. sayılı kararında belirtildiği gibi:“Mirasa ilişkin davalar ölenin Türkiye’deki son yerleşim yerindeki mahkemesinde, son yerleşim yerinin Türkiye’de olmaması halinde terekeye dahil malların bulunduğu yer mahkemesinde görülür.” Bu kural, miras bırakanın (muris) Türkiye ile olan bağlantısını esas alır.

Boşanma Davaları: Boşanma davalarında yetki, MÖHUK’un genel düzenlemesinden ziyade Türk Medeni Kanunu’nun 168. maddesine göre belirlenir. Bu maddeye göre yetkili mahkeme, “eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir” (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2008/8999 E.).

Haksız Fiil Davaları: İnternet üzerinden kişilik haklarına saldırı gibi haksız fiillerde, davacıya seçimlik bir hak tanınmıştır. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2015/3017 E. sayılı kararında, zarar görenin (davacının), haksız fiilin işlendiği yer, zararın meydana geldiği yer veya kendi yerleşim yeri mahkemesinde dava açabileceği belirtilmiştir. Bu durum, yurtdışında yaşayan birinin, Türkiye’de zarara uğradığını iddia ederek dava açmasını kolaylaştırır.

İcra ve İflas Hukukuna İlişkin Özel Durumlar: Bazı dava türleri özel usul şartları gerektirebilir. Örneğin, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2019/305 E. sayılı kararına göre, ihalenin feshi davası açan borçlunun “yurt içinde bir adres göstermek koşuluyla” dava açabileceği belirtilmiştir. Bu, kanunun kötü niyetli taleplerin önüne geçmek için getirdiği özel bir zorunluluktur.

Sonuç

İncelenen yargı kararları bütünüyle değerlendirildiğinde, yurtdışında yaşayan bir kişinin Türkiye’de dava açmasının hukuken mümkün olduğu net bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Türk hukuku, vatandaşlarının ve belirli koşullar altında yabancıların, yurtdışında ikamet etseler dahi Türkiye’deki mahkemelere erişimini güvence altına almıştır.

Bu hakkın kullanılmasında kilit nokta, yetkili mahkemenin doğru tespit edilmesidir. Bu tespit;

Türk vatandaşlarının kişi hâlleri davalarında MÖHUK m. 41’deki hiyerarşiye,

Miras davalarında MÖHUK m. 43’e,

Boşanma davalarında TMK m. 168’e,

Diğer davalarda ise iç hukukun genel (HMK m. 6, 9) ve özel (HMK m. 10, 16) yetki kurallarına göre yapılmaktadır.

Kişinin Türkiye’deki “son yerleşim yeri”, “sakin olduğu yer” veya “mutad meskeni” gibi bağları, yetkili mahkemenin belirlenmesinde kritik rol oynamaktadır. Bu bağlantıların hiçbiri yoksa, MÖHUK, son çare olarak Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerini yetkili kılmaktadır. Dolayısıyla, yurtdışında yaşayan bir birey, dava konusuna uygun yasal düzenlemeleri takip ederek Türk mahkemelerinde hak arama imkanına sahiptir. Bir yazı önerisi.

Neden Tuzla Avukat Desteği Gerekli?

Yurtdışında yaşayan kişilerin Türkiye’de dava açması hukuken mümkündür; ancak bu süreç, davanın türüne göre değişen yetki kuralları, özel usuller ve teknik detaylar içerir. Örneğin, kişi hâlleri davalarında son yerleşim yeri tespiti, miras davalarında terekenin bulunduğu yer, boşanma davalarında eşlerin son birlikte yaşadığı adres gibi kriterler davanın yönünü doğrudan etkiler.

Ayrıca tanıma-tenfiz gibi özel dava türlerinde usul hataları, davanın reddine yol açabilir. Türkiye’de mutad mesken, sakinlik, yerleşim yeri gibi kavramların doğru yorumlanması da uzmanlık gerektirir.

Tüm bu teknik süreçlerde Tuzla’da yer alan uzman bir avukat, davanın doğru mahkemede açılmasını sağlar, gerekli belgeleri eksiksiz hazırlar ve süreci hızlandırır. Özellikle yurtdışında ikamet eden bireyler için bir yerel avukatın desteği, hem zaman kaybını önler hem de hak kaybı riskini en aza indirir. Bu nedenle, İstanbul, Tuzla avukat, Pendik avukat, Maltepe avukat, Kartal avukat, Gebze avukat, Aydınlı avukat ve Orhanlı avukat, Tepeören Avukat, Darıca Avukat, Bayramoğlu avukat, Çayırova avukat gibi yerlerde hukuki sürecin sağlıklı ilerlemesi ve hakların etkin şekilde korunması için Tuzla uzman avukat desteği büyük önem taşır.

Read More

كيفية الحصول على تصريح إقامة قصيرة الأمد في تركيا للأجانب: متطلبات التقديم والوثائق اللازمة

المحامية، مريم غناي

1. ما هو تصريح الإقامة قصيرة الأمد؟

تعريف: تصريح الإقامة قصيرة الأمد هو نوع من تصاريح الإقامة التي تُمنح للأجانب المتواجدين في تركيا لأغراض مؤقتة محددة. يُمنح التصريح بشكل عام لمدة تصل إلى سنتين، وفي بعض الحالات، مثل المستثمرين ومواطني جمهورية شمال قبرص التركية، قد تمتد المدة إلى خمس سنوات. يهدف هذا التصريح لتنظيم إقامة الأجانب لأغراض مثل البحث العلمي، الاتصال بالأعمال، السياحة، التعليم، والعلاج الطبي. (القانون رقم 6458، المادة 31 بشأن الأجانب والحماية الدولية)
موقع التقديم ومدة الإقامة: يجب تقديم الطلبات داخل تركيا إلى محافظات المقاطعات، بينما تُقدم الطلبات من الخارج إلى القنصليات التركية المعنية. يجب إتمام الطلبات داخل تركيا قبل انتهاء فترة الإقامة القانونية للأجنبي بمدة لا تقل عن 60 يومًا قبل انتهاء تصريح الإقامة. (اللائحة التنفيذية للقانون رقم 6458، المادة 21/1-5)
المدة: يُمنح هذا التصريح عادة لمدة تصل إلى سنتين، وقد يمتد إلى خمس سنوات في بعض الحالات (مثل مواطني جمهورية شمال قبرص التركية والمستثمرين). بالإضافة إلى ذلك، يتم منح تصاريح الإقامة للمشاركين في دورات اللغة التركية لمدة الدورة، ويمكن تجديدها مرتين كحد أقصى. (اللائحة التنفيذية، المادة 28/2 والمادة 28/13)
الأساس القانوني: يتم تنظيم تصريح الإقامة هذا بموجب المواد 31-33 من القانون رقم 6458 بشأن الأجانب والحماية الدولية، والمادتين 28 و29 من اللائحة التنفيذية. (القانون رقم 6458، المواد 31-33؛ اللائحة التنفيذية، المواد 28-29)
الغرض: يهدف هذا التصريح إلى تنظيم الإطار القانوني لدخول وإقامة وحقوق الأجانب في تركيا لأغراض مؤقتة، وحماية النظام والأمن العامين، ودعم عملية الاندماج. (القانون رقم 6458، المواد 31-33)

2. الأشخاص المؤهلون للحصول على تصريح إقامة قصيرة الأمد والأغراض

البحث العلمي (القانون رقم 6458، المادة 31/1-أ؛ اللائحة التنفيذية، المادة 28/2): يتم منح هذا التصريح للأجانب الذين سيجرون بحثًا علميًا في تركيا. للأنشطة البحثية التي تتطلب إذنًا مثل الحفريات الأثرية، يلزم الحصول على تصريح من وزارة الثقافة والسياحة أو الجامعات ذات الصلة. أما البحث الذي لا يتطلب إذنًا، فيكفي تقديم تصريح.
مالكو العقارات (القانون رقم 6458، المادة 31/1-ب؛ اللائحة التنفيذية، المادة 28/3): الأجانب الذين يمتلكون عقارًا سكنيًا في تركيا يمكنهم التقدم للحصول على تصريح إقامة لاستخدام ممتلكاتهم. يمكن لأفراد العائلة أيضًا التقديم للحصول على نفس التصريح. يجب أن يكون العقار مناسبًا للأغراض السكنية، ولا يُمنح التصريح للعقارات غير السكنية.
الاتصالات التجارية أو ريادة الأعمال (القانون رقم 6458، المادة 31/1-ج؛ اللائحة التنفيذية، المادة 28/4): يتم منح هذا التصريح للأجانب الذين يعتزمون إقامة اتصالات تجارية أو بدء أعمال في تركيا. يجب أن تتضمن الطلبات خطاب دعوة من الشركاء التجاريين. للإقامة التي تزيد عن ثلاثة أشهر، يلزم تقديم شهادة تأسيس عمل.
التدريب أثناء الخدمة (القانون رقم 6458، المادة 31/1-چ؛ اللائحة التنفيذية، المادة 28/5): يمكن للأجانب الذين يتلقون تدريبًا أثناء الخدمة في منظمة في تركيا التقدم للحصول على تصريح إقامة صالح لمدة التدريب. يجب تقديم وثائق توضح محتوى ومدة التدريب.
برامج التعليم أو التبادل (القانون رقم 6458، المادة 31/1-د؛ اللائحة التنفيذية، المادة 28/6): يمكن للأجانب المشاركين في برامج التبادل الدولي للطلاب (مثل إيراسموس) الحصول على تصريح إقامة صالح لمدة دراستهم في تركيا. الطلاب الذين أكملوا إجراءات التأمين الخاص بهم معفيون من متطلبات التأمين الصحي.
الأغراض السياحية (القانون رقم 6458، المادة 31/1-ه؛ اللائحة التنفيذية، المادة 28/7): يمكن للأجانب الذين يزورون تركيا لأغراض سياحية التقدم للحصول على تصريح إقامة بتقديم وثائق تشرح تفاصيل إقامتهم المخطط لها، الإقامة، والمعلومات ذات الصلة.
العلاج الطبي (القانون رقم 6458، المادة 31/1-ف؛ اللائحة التنفيذية، المادة 28/11): يمكن للأجانب الذين يتلقون العلاج في مستشفيات عامة أو خاصة في تركيا التقدم للحصول على تصريح إقامة صالح لمدة العلاج. يُطلب من الأجانب الذين يتحملون نفقات العلاج بأنفسهم الحصول على تأمين صحي.
الإقامة بناءً على قرارات قضائية أو إدارية (القانون رقم 6458، المادة 31/1-غ؛ اللائحة التنفيذية، المادة 28/12): يتم منح هذا التصريح للأجانب الذين يُطلب منهم الإقامة في تركيا بسبب قرارات قضائية أو إدارية. تُحدد مدة الإقامة وفقًا لهذه القرارات.
الأغراض الأخرى (القانون رقم 6458، المادة 31/1-ح-ي؛ اللائحة التنفيذية، المواد 28/13-14): يتوفر هذا التصريح أيضًا للأجانب المشاركين في برامج التعليم، التدريب، أو الدورات التي تنظمها المؤسسات العامة، والأشخاص المشاركين في دورات اللغة التركية المعتمدة من وزارة التعليم الوطني، والخريجين الذين أكملوا تعليمهم العالي في تركيا.

3. متطلبات التقديم للحصول على تصريح إقامة قصيرة الأمد

التقديم والوثائق (القانون رقم 6458، المادة 32/1-أ؛ اللائحة التنفيذية، المادة 28): يجب تقديم الطلبات داخل تركيا إلى المحافظات، بينما تُقدم الطلبات من الخارج إلى القنصليات ذات الصلة. تحدد المديرية العامة الوثائق المطلوبة التي يجب توفيرها بالكامل من قبل المتقدم. يجب على المتقدمين تقديم وثائق تظهر مدة الإقامة المخطط لها وترتيبات الإقامة. (اللائحة التنفيذية، المادة 21/1)
الوضع القانوني (القانون رقم 6458، المادة 32/1-ب): يجب ألا يشكل الأجنبي تهديدًا للنظام العام والأمن. قد يُطلب سجلات جنائية. (القانون رقم 6458، المادة 32/1-ب؛ اللائحة التنفيذية، المادة 21/6)
متطلبات الإقامة (القانون رقم 6458، المادة 32/1-ج): يجب تقديم وثائق تُثبت مكان الإقامة المناسب مثل حجوزات الفنادق، عقود الإيجار، أو سندات الملكية. (اللائحة التنفيذية، المادة 22/7)
تصريح العنوان (القانون رقم 6458، المادة 32/1-د): يجب على المتقدمين تسجيل العنوان الذي سيقيمون فيه في تركيا في نظام التسجيل عند الحصول على تصريح الإقامة. (اللائحة التنفيذية، المادة 22/8)
التأمين الصحي (اللائحة التنفيذية، المادة 28/10): يجب على الأجانب الحصول على تأمين صحي صالح في تركيا. (اللائحة التنفيذية، المادة 22/13-14)

4. عملية التقديم والوثائق اللازمة

التقديم الإلكتروني وتوقيت التقديم (اللائحة التنفيذية، المادة 21/1، 5): يجب تقديم الطلبات من الداخل إلى المحافظات، أما الطلبات من الخارج فتُقدم عبر النظام الإلكتروني إلى القنصليات. يجب تقديم الطلبات قبل انتهاء مدة الإقامة بما لا يقل عن 60 يومًا.
وثائق التقديم: يجب على المتقدمين تقديم استمارة التقديم، جواز السفر أو وثيقة سفر معادلة، صورة بيومترية، إثبات كافٍ للوسائل المالية، تأمين صحي، وإثبات دفع الرسوم المطلوبة. (القانون رقم 6458، المادة 33؛ اللائحة التنفيذية، المادة 21/1-5)

5. أسباب رفض، إلغاء، وعدم تجديد تصريح الإقامة

أسباب الرفض (القانون رقم 6458، المادة 32): يُرفض الطلب إذا كانت الوثائق غير كاملة أو لم تُستوفى المتطلبات. يمكن إلغاء التصريح في حال إساءة الاستخدام أو إذا كان الأجنبي يشكل تهديدًا للنظام العام. (القانون رقم 6458، المادة 32/1)
حالات الإلغاء: يُلغى التصريح إذا تم ترحيل الأجنبي أو فُرض عليه حظر دخول. قد يُطلب تقارير صحية إضافية لبعض التهديدات الصحية العامة. (اللائحة التنفيذية، المادة 22/4-5)
شروط عدم التجديد: لا يتم تجديد التصريح إذا زال سبب الإقامة في تركيا. يجب تقديم طلبات التجديد قبل انتهاء التصريح بـ 60 يومًا. (القانون رقم 6458، المادة 33/1؛ اللائحة التنفيذية، المادة 21/6-8)

6. عملية تجديد تصريح الإقامة قصيرة الأمد

مدة التجديد: يمكن تمديد التصريح لمدة تصل إلى سنتين في كل مرة، ويجب تقديم طلبات التجديد قبل انتهاء الصلاحية بـ 60 يومًا على الأقل. يجب تقديم تأمين صحي صالح وإثبات كافٍ للوسائل المالية. (القانون رقم 6458، المادة 31/2؛ اللائحة التنفيذية، المادة 21/6)
الوثائق المطلوبة: يجب تقديم تأمين صحي صالح، معلومات العنوان، استمارة الطلب، وجواز السفر، كما في التقديم الأولي. (اللائحة التنفيذية، المادة 23)

7. الحقوق القانونية في حالة الرفض أو الإلغاء

حق الاستئناف وتقديم دعوى (القانون رقم 6458، المواد 80-82): الأجانب الذين يتم رفض تصاريحهم أو إلغاؤها يحق لهم تقديم استئناف إلى المديرية العامة خلال 60 يومًا. إذا بقي القرار سلبيًا، يمكن رفع دعوى في المحكمة الإدارية.
الإجراءات الإدارية: في حال وجود نقص في عملية الاستئناف، يُعطى الأجنبي 30 يومًا لاستكمالها. يتم الانتهاء من الطلبات خلال 90 يومًا. (اللائحة التنفيذية، المادة 22/1-2)

8. رفض طلبات التجديد والإجراءات القانونية

أسباب الرفض (القانون رقم 6458، المادة 33): قد تُرفض طلبات التجديد بسبب نقص الوثائق أو الأخطاء الإجرائية. (القانون رقم 6458، المادة 33/1)
حق الاستئناف وتقديم دعوى: في حال الرفض، يمكن رفع دعوى خلال 60 يومًا. يُسمح للأجنبي بالبقاء في تركيا أثناء عملية الاستئناف ويظل الطلب قيد الانتظار حتى يتم الوصول إلى قرار نهائي. (القانون رقم 6458، المواد 80-82)

9. الانتقال من تصريح الإقامة قصيرة الأمد إلى أنواع أخرى من تصاريح الإقامة

متطلبات الانتقال: يجب على الأجانب استيفاء متطلبات نوع الإقامة الجديد الذي يرغبون في الانتقال إليه. يمكن للأشخاص الذين ينتقلون إلى تصاريح إقامة الأسرة التقديم على أساس الزواج أو وجود أطفال. (القانون رقم 6458، المادة 34؛ اللائحة التنفيذية، المادة 23/2-3)
التقديم وتقديم الوثائق: تُقدم الطلبات عبر النظام الإلكتروني، وتُسلم الوثائق إلى المديرية الإقليمية لإدارة الهجرة. (اللائحة التنفيذية، المادة 23/1)

10. تكاليف طلب وتجديد تصريح الإقامة قصيرة الأمد

التكاليف (اللائحة التنفيذية، الملحق 4): تتراوح التكلفة الإجمالية لطلبات تجديد تصريح الإقامة قصيرة الأمد بين حوالي 10,000 و12,000 ليرة تركية لعام 2024. يشمل هذا المبلغ رسوم بطاقة تصريح الإقامة (565.00 ليرة تركية)، رسوم التصريح (1,040 ليرة تركية)، رسوم تأشيرة دخول مرة واحدة (5,476.00 ليرة تركية)، ورسوم الترجمة والتصديق (بمعدل 1,800 ليرة تركية)، وتكاليف التأمين الصحي التي تتراوح بين 1,000 و4,000 ليرة تركية حسب عمر المتقدم. خلال الشهر الأول، تكون الرسوم اليومية لتصريح الإقامة 381.90 ليرة تركية، مع الحد الأقصى للرسوم عند 1,962.60 ليرة تركية.

دفع الرسوم: يجب دفع رسوم التصريح ورسوم البطاقة إلى البنوك المعينة، وتقديم الإيصالات مع الطلب. (اللائحة التنفيذية، المادة 21/9، المادة 23/4)

ملاحظة هامة: يتطلب الحصول على تصريح إقامة قصيرة الأمد الالتزام بمتطلبات قانونية محددة واهتمامًا دقيقًا بالتفاصيل. لذا يُنصح الأجانب الذين يسعون للحصول على تصريح إقامة قصيرة الأمد في تركيا بالعمل مع مستشار أو محام متخصص في هذا المجال لضمان سلاسة عملية التقديم وتجنب فقدان حقوقهم المحتملة. معلومات الاتصال لدعم قانوني متخصص.contact

Read More

How to Obtain a Short-Term Residence Permit in Turkey for Foreigners: Application Requirements and Necessary Documents

Attorney, Meryem Günay

1.What is a Short-Term Residence Permit?

Definition: A Short-Term Residence Permit is a type of residence permit issued to foreigners who are in Turkey for specific temporary purposes. The permit is generally issued for up to two years; however, in certain cases, such as for investors and TRNC citizens, the period may extend up to five years. This permit is intended for foreigners residing temporarily for purposes such as scientific research, business connections, tourism, education, and medical treatment. (Law No. 6458, Article 31 on Foreigners and International Protection)
Application Location and Duration: Applications made within Turkey should be submitted to the provincial governorates, while applications made from abroad should be submitted to the relevant Turkish consulates. Domestic applications must be made before the foreigner’s legal stay period expires. Applications must be completed at least 60 days before the expiration of the residence permit. (Implementation Regulation of Law No. 6458, Article 21/1-5)
Duration: Normally, this permit is issued for up to two years, but it may extend to five years in certain cases (e.g., for TRNC citizens and investors). Additionally, those participating in Turkish language courses are granted a residence permit for the duration of the course and may renew it up to twice. (Implementation Regulation, Article 28/2 and Article 28/13)
Legal Basis: This residence permit is regulated under Articles 31-33 of the Law No. 6458 on Foreigners and International Protection, and Articles 28 and 29 of the Implementation Regulation. (Law No. 6458, Articles 31-33; Implementation Regulation, Articles 28-29)
Purpose: It aims to regulate the legal framework for foreigners’ entry, stay, and residence rights in Turkey for temporary purposes and to protect public order and security while supporting the integration process. (Law No. 6458, Articles 31-33)

2.Persons Eligible for a Short-Term Residence Permit and Purposes
Scientific Research (Law No. 6458, Article 31/1-a; Implementation Regulation, Article 28/2): This permit is issued to foreigners who will conduct scientific research in Turkey. For research activities requiring permission, such as archaeological excavations, an authorization from the Ministry of Culture and Tourism or relevant universities is necessary. For research not subject to permission, a declaration is sufficient.
Property Owners (Law No. 6458, Article 31/1-b; Implementation Regulation, Article 28/3): Foreigners who own residential property in Turkey may apply for a residence permit to utilize their property. Family members can also apply for the same permit. The property must be suitable for residential purposes, and the permit is not granted for properties that are not residential in nature.
Business Connections or Entrepreneurship (Law No. 6458, Article 31/1-c; Implementation Regulation, Article 28/4): This permit is issued to foreigners who intend to establish business connections or start a business in Turkey. Applications must include an invitation letter from business partners. For stays exceeding three months, a business establishment certificate is required.
In-Service Training (Law No. 6458, Article 31/1-ç; Implementation Regulation, Article 28/5): Foreigners receiving in-service training at an organization in Turkey may apply for a residence permit valid for the duration of the training. Documents indicating the content and duration of the training must be provided.
Educational or Exchange Programs (Law No. 6458, Article 31/1-d; Implementation Regulation, Article 28/6): Foreigners participating in international student exchange programs (e.g., Erasmus) may receive a residence permit valid for the duration of their studies in Turkey. Students who have completed their insurance procedures are exempt from the health insurance requirement.
Tourism Purposes (Law No. 6458, Article 31/1-e; Implementation Regulation, Article 28/7): Foreigners visiting Turkey for tourism purposes may apply for a residence permit by presenting documents detailing their planned stay, accommodation, and other relevant information.
Medical Treatment (Law No. 6458, Article 31/1-f; Implementation Regulation, Article 28/11): Foreigners receiving treatment at public or private hospitals in Turkey may apply for a residence permit valid for the treatment period. Foreigners covering their own medical expenses are required to have health insurance.
Staying Due to Judicial or Administrative Decisions (Law No. 6458, Article 31/1-g; Implementation Regulation, Article 28/12): This permit is issued to foreigners who are required to stay in Turkey due to judicial or administrative decisions. The duration of the stay is determined in accordance with these decisions.
Other Purposes (Law No. 6458, Article 31/1-h-j; Implementation Regulation, Article 28/13-14): This permit is also available to foreigners participating in educational, internship, or course programs organized by public institutions, those attending Turkish language courses approved by the Ministry of National Education, and graduates who have completed higher education in Turkey.

3.Application Requirements for Short-Term Residence Permit
Application and Documents (Law No. 6458, Article 32/1-a; Implementation Regulation, Article 28): Domestic applications must be submitted to the governorates, while applications made from abroad must be submitted to the relevant consulates. The Directorate General specifies the required documents, which must be fully provided by the applicant. Applicants must present documents showing the duration of their intended stay and accommodation arrangements. (Implementation Regulation, Article 21/1)
Legal Standing (Law No. 6458, Article 32/1-b): Foreigners must not pose a threat to public order and security. Criminal records may be requested. (Law No. 6458, Article 32/1-b; Implementation Regulation, Article 21/6)
Accommodation Requirement (Law No. 6458, Article 32/1-c): Suitable accommodation must be provided and proven by documents such as hotel reservations, lease agreements, or title deeds. (Implementation Regulation, Article 22/7)
Address Declaration (Law No. 6458, Article 32/1-d): It is mandatory to declare the address in Turkey where the applicant will stay, and upon receiving the residence permit, they must register with the address registration system. (Implementation Regulation, Article 22/8)
Health Insurance (Implementation Regulation, Article 28/10): Foreigners must have valid health insurance in Turkey. For those without insurance in Turkey, a private health insurance policy with annual renewal is required. (Implementation Regulation, Article 22/13-14)

4.Application Process and Necessary Documents
E-Residence and Application Timing (Implementation Regulation, Article 21/1, 5): Domestic applications should be submitted to the governorates, while foreign applications should be submitted to consulates through the e-residence system. Applications must be completed at least 60 days before the residence period expires.
Documents for Application: Applicants must submit an application form, passport or equivalent travel document, biometric photo, proof of financial means, health insurance, and proof of payment for required fees. (Law No. 6458, Article 33; Implementation Regulation, Article 21/1-5)

5.Reasons for Rejection, Cancellation, and Non-Renewal of Residence Permit
Rejection Reasons (Law No. 6458, Article 32): Applications will be rejected if the documents are incomplete or requirements are not met. The permit may be canceled if it is misused or if the foreigner poses a threat to public order. (Law No. 6458, Article 32/1)
Cancellation Conditions: Residence permits may be canceled if the foreigner is subject to deportation or entry bans. For certain public health threats, additional health reports may be required. (Implementation Regulation, Article 22/4-5)
Non-Renewal Conditions: Short-term residence permits are not renewed if the reason for residence in Turkey no longer exists. Applications for renewal must be made at least 60 days before the permit expires. (Law No. 6458, Article 33/1; Implementation Regulation, Article 21/6-8)

6.Renewal Process for Short-Term Residence Permit
Renewal Duration: The permit may be extended for up to two years each time, with renewal applications made at least 60 days before expiration. Valid health insurance and proof of sufficient financial means must be submitted. (Law No. 6458, Article 31/2; Implementation Regulation, Article 21/6)
Required Documents: For renewal, valid health insurance, address information, the application form, and the passport, similar to those submitted in the initial application, must be provided. (Implementation Regulation, Article 23)

7.Legal Rights in Case of Rejection or Cancellation
Right to Appeal and File a Lawsuit (Law No. 6458, Articles 80-82): Foreigners whose permits are rejected or canceled have the right to appeal to the Directorate General within 60 days. If the decision remains negative, a lawsuit may be filed in the administrative court.
Administrative Procedures: If there are any deficiencies in the appeal process, the foreigner is given 30 days to resolve them. Applications are finalized within 90 days. (Implementation Regulation, Article 22/1-2)

8.Rejection of Renewal Applications and Legal Process
Rejection Reasons (Law No. 6458, Article 33): Renewal applications may be rejected due to incomplete documentation or procedural errors. (Law No. 6458, Article 33/1)

Right to Appeal and File a Lawsuit: In cases of rejection, a lawsuit may be filed within 60 days. During the appeal process, the foreigner is permitted to stay in Turkey, and the application remains pending until a final decision is reached. (Law No. 6458, Articles 80-82)

9.Transition from Short-Term to Other Types of Residence Permits
Transition Requirements: Foreigners must meet the requirements of the new residence type they wish to transition to. Those transitioning to family residence permits may apply based on marriage or having children. (Law No. 6458, Article 34; Implementation Regulation, Article 23/2-3)
Application and Submission of Documents: Applications are made through the e-residence system, and documents are submitted to the Provincial Directorate of Migration Management. (Implementation Regulation, Article 23/1)

10.Costs for Short-Term Residence Permit Application and Renewal
Costs (Implementation Regulation, Annex 4): The total cost for short-term residence permit applications and renewals varies between approximately 10,000 TL and 12,000 TL for 2024. This amount includes the residence permit card fee (565.00 TL), the residence permit fee (1,040 TL), single-entry visa fee (5,476.00 TL), notary and translation fees (average 1,800 TL), and health insurance costs, which range between 1,000 TL and 4,000 TL, depending on the applicant’s age. For the first month, the residence permit fee is 381.90 TL daily, with the maximum charge capped at 1,962.60 TL.

Fee Payment: The residence permit fee and card payment must be made to designated banks, with receipts submitted with the application. (Implementation Regulation, Article 21/9, Article 23/4)

Keywords: foreigner, short-term residence permit, lawyer, attorney, Tuzla, Istanbul

Important Reminder: The application process for a short-term residence permit involves specific legal requirements and attention to detail. Therefore, it is recommended that foreigners seeking a short-term residence permit in Turkey work with a consultant or lawyer specializing in this field to ensure a smoother application process and avoid potential loss of rights.CONTACT Information for Expert Legal Support.

Read More

Yabancıların Türkiye’de Kısa Dönem İkamet İzni Nasıl Alınır: Başvuru Şartları ve Gerekli Belgeler

1. Kısa Dönem İkamet İzni Nedir?

Tanım: Kısa Dönem İkamet İzni, Türkiye’de geçici amaçlarla belirli süreli olarak bulunan yabancılara verilen bir ikamet izni türüdür. İzin, genel olarak en fazla iki yıl süreyle düzenlenir. Ancak, yatırımcılar ve KKTC vatandaşları gibi bazı özel durumlar için izin süresi beş yıla kadar çıkabilir. Bu ikamet izni; bilimsel araştırma, iş bağlantısı, turistik ziyaret, eğitim, tedavi gibi geçici amaçlarla kalacak olan yabancılara yöneliktir. (6458 sayılı YUKK, m. 31)

Başvuru Yeri ve Süresi: Yurt içinden yapılacak başvurular, valiliklere iletilirken yurt dışından yapılan başvurular, ilgili Türk konsolosluklarına iletilir. Yurt içindeki başvurular, yabancının yasal süresi dolmadan yapılmalıdır. Başvuruların, ikamet süresi sona ermeden en az 60 gün önce tamamlanması gerekmektedir. (YUKK Uygulama Yönetmeliği, m. 21/1-5)

Süre: Normalde en fazla iki yıl süreyle verilen bu izin, bazı özel durumlarda (örneğin KKTC vatandaşları ve yatırımcılar) beş yıla kadar verilebilir. Ayrıca Türkçe kurslarına katılanlar için kurs süresi kadar ikamet izni verilir ve en fazla iki defa uzatılabilir. (YUKK Uygulama Yönetmeliği, m. 28/2, m. 28/13)

Yasal Dayanak: Bu ikamet izni, 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 31-33. maddeleri ile YUKK Uygulama Yönetmeliği’nin 28 ve 29. maddelerinde düzenlenmiştir. (YUKK m. 31-33; Yönetmelik m. 28-29)

Amaç: Türkiye’ye geçici amaçlarla gelen yabancıların yasal çerçevede ülkeye giriş, kalış ve ikamet haklarını düzenlemeyi, kamu düzenini ve güvenliğini koruyarak uyum sürecini desteklemeyi hedefler. (YUKK m. 31-33)

2. Kısa Dönem İkamet İzni Verilebilecek Kişiler ve Amaçları

Bilimsel Araştırma (YUKK m. 31/1-a; Uygulama Yönetmeliği m. 28/2): Türkiye’de bilimsel araştırma yapacak yabancılara verilir. Arkeolojik kazı çalışmaları gibi izin gerektiren araştırmalar için Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan veya ilgili üniversitelerden izin belgesi alınmalıdır. İzne tabi olmayan araştırmalarda ise beyan sunulması yeterlidir.

Taşınmaz Sahipleri (YUKK m. 31/1-b; Uygulama Yönetmeliği m. 28/3): Türkiye’de konut niteliğinde taşınmaz mülk sahibi olan yabancılar, bu mülklerini kullanmak üzere ikamet izni başvurusu yapabilir. Aile bireyleri de aynı izne başvurabilir. Mülkün konut olarak kullanılabilecek nitelikte olması şarttır. Konut niteliği taşımayan taşınmazlar için bu izin verilemez.

Ticari Bağlantı veya İş Kurma (YUKK m. 31/1-c; Uygulama Yönetmeliği m. 28/4): Türkiye’de iş kurma veya ticari bağlantılar kurmak amacıyla gelen yabancılara verilir. Ticari ortaklardan alınacak davet mektubu gibi belgelerle başvuru yapılmalıdır. Üç ayı aşan kalış durumunda, iş yeri açılış belgesi sunulması zorunludur.

Hizmet İçi Eğitim (YUKK m. 31/1-ç; Uygulama Yönetmeliği m. 28/5): Türkiye’deki bir kurum veya kuruluşta hizmet içi eğitim alacak yabancılar, eğitim süresi boyunca geçerli olacak şekilde ikamet izni alabilir. Eğitim içeriğini ve süresini gösterir belgeler sunulmalıdır.

Eğitim veya Değişim Programları (YUKK m. 31/1-d; Uygulama Yönetmeliği m. 28/6): Türkiye’de uluslararası anlaşmalar doğrultusunda öğrenci değişim programlarına (örneğin Erasmus) katılacak yabancılar, eğitim süresi boyunca ikamet izni alabilir. Sigorta işlemlerini tamamlayan öğrenciler için sağlık sigortası aranmaz.

Turistik Amaçlar (YUKK m. 31/1-e; Uygulama Yönetmeliği m. 28/7): Turistik ziyaret amacıyla Türkiye’ye gelen yabancılar, kalacakları süre, konaklama planı ve diğer detayları içeren belgelerle ikamet izni başvurusu yapabilir.

Tedavi (YUKK m. 31/1-f; Uygulama Yönetmeliği m. 28/11): Kamu veya özel hastanelerde tedavi görecek yabancılara verilir. Tedavi süresi boyunca geçerli bir ikamet izni alınabilir. Tedavi masraflarını kendisi karşılayan yabancılardan sağlık sigortası istenir.

Adli veya İdari Karara Bağlı Kalış (YUKK m. 31/1-g; Uygulama Yönetmeliği m. 28/12): Türkiye’de adli veya idari bir karar nedeniyle kalması gereken yabancılar için verilir. Kalma süresi, adli veya idari kararın gerekleri doğrultusunda belirlenir.

Diğer Amaçlar (YUKK m. 31/1-h-j; Uygulama Yönetmeliği m. 28/13-14): Kamu kurumları aracılığıyla eğitim, staj veya kurs programlarına katılacak olanlar, MEB onaylı Türkçe kurslarına katılanlar ve Türkiye’de yükseköğrenimlerini tamamlayan mezunlar için de kısa dönem ikamet izni verilebilir.

3. Kısa Dönem İkamet İzni Başvuru Şartları

Başvuru ve Belgeler (YUKK m. 32/1-a; Uygulama Yönetmeliği m. 28): Başvuruların, valilik veya yurt dışından yapıldığında konsolosluklara yapılması esastır. Gerekli belgeler Genel Müdürlük tarafından belirlenir ve başvuru sahibi bu belgeleri eksiksiz sunmalıdır. Başvuru sahiplerinin, geçerli bir ikamet izni başvurusu için kalacakları süreyi ve konaklama yerlerini gösterir belgeleri hazırlamaları gerekir. (Yönetmelik m. 21/1)

Yasal Durum (YUKK m. 32/1-b): Yabancıların, kamu düzeni ve güvenliğini tehdit etmemesi gerekir. Adli sicil kaydı talep edilirse sunulmalıdır. (YUKK m. 32/1-b; Yönetmelik m. 21/6)

Konaklama Şartı (YUKK m. 32/1-c): Genel sağlık ve güvenlik şartlarına uygun konaklama sağlanması zorunludur. Otel rezervasyonları, kira sözleşmeleri veya tapu belgeleri gibi belgelerle konaklama kanıtlanmalıdır. (Yönetmelik m. 22/7)

Adres Beyanı (YUKK m. 32/1-d): Türkiye’de kalınacak adresin beyanı zorunludur ve ikamet izni alındıktan sonra adres kayıt sistemine kayıt yapılmalıdır. Yabancı, sabit bir adres veya konaklama adresini belirtmelidir. (Yönetmelik m. 22/8)

Sağlık Sigortası (Uygulama Yönetmeliği m. 28/10): Türkiye’de geçerli bir sağlık sigortasına sahip olunması gereklidir. Türkiye’de sağlık sigortası bulunmayanlardan, yıl sonu yenilemek üzere bir yıllık özel sağlık sigortası aranır. (Yönetmelik m. 22/13-14)

4. Başvuru Süreci ve Gerekli Belgeler

E-İkamet ve Başvuru Süresi (YUKK Uygulama Yönetmeliği, m. 21/1, 5): Yurt içinden başvurularda valiliklere, yurt dışından başvurularda konsolosluklara yapılan başvurular e-ikamet sistemi üzerinden alınır. Başvuru süresi, vize süresini 10 güne kadar aşmış yabancılar için de geçerlidir. Başvurunun, ikamet süresi sona ermeden en az 60 gün önce yapılması zorunludur.

Başvuruda Sunulacak Belgeler: Başvuru formu, pasaport veya pasaport yerine geçen belge, biyometrik fotoğraf, mali yeterliliği gösterir beyan, sağlık sigortası ve harç bedelinin ödendiğine dair belge gibi belgeler sunulmalıdır. (YUKK m. 33; Uygulama Yönetmeliği m. 21/1-5)

5. İkamet İzninin Red, İptal ve Uzatma Yapılmama Nedenleri

Red Nedenleri (YUKK m. 32): Başvuru için gereken belgeler eksik veya koşullar sağlanmamışsa başvuru reddedilir. İzin, amacına aykırı kullanım veya kamu düzenine tehdit hallerinde iptal edilir. (YUKK m. 32/1)

İptal Durumları: Yabancı hakkında sınır dışı edilme veya Türkiye’ye giriş yasağı varsa ikamet izni iptal edilir. Kamu sağlığını tehdit eden hastalıklar varsa ek sağlık raporu istenebilir. (Yönetmelik m. 22/4-5)

Uzatılmama Koşulları: Kısa dönem ikamet izni, yabancının ülkede kalmasının gerekliliğini ortadan kaldıran durumlarda uzatılmaz. İkamet süresi sona ermeden en az 60 gün önce başvuru yapılması gerekir. (YUKK m. 33/1; Yönetmelik m. 21/6-8)

6. Kısa Dönem İkamet İzni Uzatma İşlemi

Uzatma Süresi: İzin, her defasında iki yıla kadar uzatılabilir. Uzatma başvuruları en geç 60 gün önce yapılmalıdır. Uzatmalarda, geçerli sağlık sigortası ve mali yeterliliği kanıtlayan belgeler sunulmalıdır. (YUKK m. 31/2; Yönetmelik m. 21/6)

Gerekli Belgeler: Uzatmada, geçerli sağlık sigortası, adres bilgisi, başvuru formu ve pasaport gibi önceki başvuru belgeleri tekrar sunulur. (Yönetmelik m. 23)

7. Red ve İptal Durumunda Hukuki Haklar

İtiraz ve Dava Açma Hakkı (YUKK m. 80-82): İkamet izni reddedilen veya iptal edilen yabancılar, 60 gün içinde Göç İdaresi’ne itiraz edebilir. Göç İdaresi olumsuz karar verirse, idare mahkemesinde dava açılabilir.

İdari Süreçler: İtiraz sürecinde herhangi bir eksiklik varsa yabancıya 30 gün süre tanınır. Başvuru 90 gün içinde sonuçlandırılır. (Yönetmelik m. 22/1-2)

8. Uzatma Başvurularının Reddi ve Hukuki Süreç

Red Nedenleri (YUKK m. 33): Uzatma başvuruları, gerekli belgelerin eksikliği veya usule uygun yapılmaması gibi nedenlerle reddedilir. Göç İdaresi reddetme hakkına sahiptir. (YUKK m. 33/1)

İtiraz ve Dava Süreci: Ret durumunda 60 gün içinde dava açılabilir. İtiraz sürecinde yabancının Türkiye’de kalması sağlanır ve başvuru sonuçlanıncaya kadar bekletilir. (YUKK m. 80-82)

9. Kısa Dönem İkamet İzninden Diğer İkamet Türlerine Geçiş

Geçiş Koşulları: Yabancının, geçmek istediği yeni ikamet türünün gerektirdiği şartları karşılaması gerekir. Aile ikamet iznine geçiş yapacaklar, evlilik veya çocuk üzerinden başvuru yapabilir. (YUKK m. 34; Yönetmelik m. 23/2-3)

Başvuru ve Belgelerin Teslimi: Başvurular, e-ikamet sistemi üzerinden yapılır. Belgeler İl Göç İdaresine sunulmalıdır. (Yönetmelik m. 23/1)

10. Kısa Dönem İkamet İzni Başvuru ve Uzatma Maliyetleri

Maliyet : Kısa dönem ikamet izni başvuru ve uzatma işlemlerinde harç bedeli, sağlık sigortası ve noter ücretleri bulunur. Başvuru sırasında tahakkuk eden harçlar, 492 sayılı Harçlar Kanunu’na göre belirlenir. 2024 yılı itibariyle kısa dönem ikamet izni başvuru ve uzatma işlemleri için ödenmesi gereken toplam maliyet, başvuru yapılan yabancı için yaklaşık olarak 10.000 TL ile 12.000 TL arasında değişmektedir. Bu maliyet, ikamet izni kart ücreti olan 565,00 TL, ikamet izni harç ücreti 1.040 TL, tek giriş vize harcı 5.476,00 TL, noter ve tercüme işlemleri için ortalama 1.800 TL ve sağlık sigortası için ödenecek olan 1.000 TL – 4.000 TL arasında değişen tutarlardan oluşmaktadır. Ayrıca, ikamet tezkere ücreti olarak ilk ay için her gün 381,90 TL harç uygulanır ve bu harç, ilk ay için en az 381,90 TL ve en fazla 1.962,60 TL tutarında olabilir. İlk aydan sonraki aylar için ise ay kesirleri tam ay olarak dikkate alınarak hesaplama yapılır. Bu kalemler, başvuru sürecinde belirlenen harçlar olup, Göç İdaresi tarafından başvuruda istenen belgelerle birlikte sunulmalıdır.

Harcın Ödenmesi: İkamet izni harcı ve kart bedeli, başvuru sırasında belirtilen bankalara yatırılmalı ve makbuz belgelerle birlikte teslim edilmelidir. (Yönetmelik m. 21/9, m. 23/4)

Avukatlık Ücreti: Başvuru sürecinde hukuki destek alınması halinde, avukatlık ücretleri de toplam maliyete eklenebilir

.Anahtar kelimeler : yabancı, kısa süreli ikamet izni, 2mhukuk, avukat, Tuzla, İstanbul

ÖNEMLİ HATIRLATMA: Kısa dönem ikamet izni başvuru süreci, belirli yasal gereklilikler ve dikkat edilmesi gereken detaylar içeren bir süreçtir. Bu nedenle, Türkiye’de kısa süreli ikamet izni almak isteyen yabancıların, süreci alanında uzman bir danışman veya avukat eşliğinde yürütmeleri önerilir.

 

Read More

Evlilik Yoluyla Türk Vatandaşlığı Nasıl Alınır? Başvuru Şartları ve Usulü Nedir?

Evlilik yoluyla Türk vatandaşlığı kazanmak isteyen yabancıların, belirli şartları sağlaması ve gerekli belgeleri eksiksiz olarak sunması gerekmektedir. Bu süreç, evliliğin samimi olduğunu ve başvuran kişinin Türkiye için bir güvenlik riski oluşturmadığını kanıtlamaya yönelik ayrıntılı bir başvuru ve inceleme sürecini içerir.

1. Başvuru Şartları

Evlilik yoluyla Türk vatandaşlığı başvurusu yapacak yabancıların yerine getirmesi gereken temel koşullar şunlardır:

En Az Üç Yıl Evlilik: Türk vatandaşı bir eşle evli olan yabancı uyruklu kişiler, en az üç yıl süren ve halen devam eden bir evlilik birliği içinde bulunmalıdır. Evlilik birlikteliğinin yalnızca vatandaşlık amacıyla değil, gerçek bir aile birliği amacı taşıması gereklidir. Aksi takdirde, sahte evlilikler veya sahte amaçlarla yapılan birliktelikler tespit edilirse başvuru reddedilir.

Aile Birliği ve Evlilik Birliği: Eşlerin evlilik birliğini koruması ve aile yaşamını sürdürmesi önemlidir. Evlilik birliğini bozan veya toplum tarafından hoş karşılanmayan davranışlar (örneğin, yasa dışı faaliyetler) başvurunun olumsuz sonuçlanmasına neden olabilir.

Kamu Güvenliğine Uygunluk: Başvuru yapan yabancının, kamu güvenliği ve toplumsal düzen açısından herhangi bir tehdit oluşturmaması gerekmektedir. Özellikle terör, casusluk veya organize suç gibi faaliyetlerle ilişkili olan kişilerin başvuruları kabul edilmez. Millî güvenlik ve kamu düzeni açısından yapılacak detaylı incelemeler başvuru sürecinin önemli bir parçasıdır.

2. Gerekli Belgeler

Başvurunun değerlendirilmesi için aşağıdaki belgelerin eksiksiz olarak sunulması gereklidir:

Başvuru Formu: VAT-6 formu olarak bilinen bu form, başvurunun resmi sürecini başlatır.

Pasaport veya Vatansızlık Belgesi: Kişinin kimlik bilgilerini kanıtlayan bu belgeler başvuruda sunulmalıdır.

Evlilik Cüzdanı ve Nüfus Kayıt Örneği: Türk vatandaşı eşe ait nüfus kayıt örneği ve evlilik cüzdanının fotokopisi gereklidir.

Adli Sicil Kaydı: Başvuranın sabıka kaydının olmaması, başvurunun kabul edilme olasılığını artırır.

İkamet İzni ve Biyometrik Fotoğraf: Türkiye’de ikamet edenler için ikamet izni ve son altı ay içinde çekilmiş biyometrik fotoğraflar talep edilir​(

3. Randevu Alma ve Belgelerin İncelenmesi

Başvurular Türkiye’de Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Müdürlüğü’ne, yurt dışında ise konsolosluklara yapılır. Randevu alınarak gerekli belgeler teslim edilir.

Belgelerin İncelenmesi: Başvurunun kabul edilmesi için belgelerin eksiksiz olması önemlidir. Eksik belge durumunda başvuru işleme alınmaz.

4. Mülakat Aşaması

Evlilik yoluyla Türk vatandaşlığı başvurusunda bulunan yabancı uyruklu kişi ve Türk vatandaşı eşi, başvuru sürecinde İl Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Müdürlüğü’nde oluşturulan bir komisyon tarafından mülakata tabi tutulur. Bu mülakatın temel amacı, evliliğin samimi olup olmadığını ve gerçek bir aile birliği oluşturulup oluşturulmadığını değerlendirmektir. Mülakat aşaması, başvurunun en kritik ve kapsamlı değerlendirme adımlarından biridir.

Komisyon, başvuran çiftin yaşam tarzları, ortak kararları, günlük rutinleri ve evlilik sürecine dair bilgi edinmek amacıyla sorular yöneltir. Bu süreçte, evliliğin yalnızca vatandaşlık kazanma amacı taşıyıp taşımadığı detaylı şekilde incelenir. Mülakatın sonucunda, çiftin verdiği yanıtların tutarlılığı ve samimiyeti değerlendirildikten sonra bir kanaat oluşturulur. Bu aşamada, komisyon tarafından olumlu bir görüş bildirilirse, başvuru İçişleri Bakanlığı’na gönderilir ve nihai karar Bakanlık tarafından verilir.

5. Güvenlik ve Kamu Düzeni Kriterleri

Başvuru sahibinin Türkiye için milli güvenlik veya kamu düzenine bir tehdit teşkil etmediği belgelenmelidir. Bu çerçevede, başvuran kişinin terör faaliyetleri, insan kaçakçılığı ya da casusluk gibi yasa dışı eylemlerle bağlantısı olmamalıdır. Bu tür faaliyetlerde yer alan kişiler vatandaşlık başvurusu yapamaz​.

Evlilik yoluyla Türk vatandaşlığı başvurusunda bulunan yabancıların başvurularının değerlendirilmesi sürecinde, başvuru sahibinin halihazırda devam eden bir yargılama veya soruşturma süreci olup olmadığı dikkatle incelenir. Türk Vatandaşlığı Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik’in 28. ve 29. maddelerine göre, başvuru sırasında yargılaması devam eden veya bir soruşturma altında olan kişilerin başvuruları kabul edilmeyebilir. Bu durum, başvuru sahibinin kamu düzeni ve milli güvenlik açısından risk taşıyıp taşımadığının tespiti açısından önemlidir.

Başvuru sürecinde, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Milli İstihbarat Teşkilatı tarafından başvuran kişinin adli sicili ve mevcut soruşturmaları incelenir. Eğer kişi, herhangi bir suçtan dolayı yargılanıyorsa veya terör faaliyetleri, insan kaçakçılığı gibi kamu düzenini tehdit edebilecek suçlarla bağlantısı bulunuyorsa, başvuru süreci bu durumdan doğrudan etkilenir. Böyle bir durumda, İl Emniyet Müdürlüğü’nün hazırlayacağı rapor, İçişleri Bakanlığı’na iletilir ve başvuru hakkında nihai karar verilir. Özellikle milli güvenliği tehdit eden suçlarla ilişkili kişiler, vatandaşlık başvurusu yapma hakkını kaybederler​(

Bu incelemelerde, başvuru sahibinin kişisel geçmişi, adli sicil kayıtları ve yargı süreci detaylı bir şekilde gözden geçirilir. Başvuru sahibinin, bu tür incelemeleri destekleyici ek bilgi veya belge sunabilmesi halinde, durumunun değerlendirilmesi için dosyasına eklenebilir. Ancak devam eden bir yargılama veya suç soruşturması durumu, başvurunun reddi ile sonuçlanabilir ve başvuru sahibinin Türk vatandaşlığını kazanması engellenebilir. Bu nedenle, başvuru öncesinde varsa mevcut yargı durumunun çözümlenmiş olması önem arz eder.

6. Evlilik Yoluyla Türk Vatandaşlığı Başvurusunun Reddine Karşı İptal Davası

Evlilik yoluyla Türk vatandaşlığına başvuran kişiler, başvuru süreçlerinde çeşitli nedenlerden ötürü ret kararıyla karşılaşabilirler. Bu ret nedenleri, başvuru sırasında öngörülen koşulların sağlanmaması, istenilen belgelerin eksik veya hatalı olması, verilen süre içinde eksikliklerin giderilmemesi veya mülakat sürecinin olumsuz sonuçlanması gibi durumları içermektedir. Ret kararı verildiğinde, bu karar başvuru sahibine veya vekiline resmi olarak tebliğ edilir.

Başvuru sahibinin ret kararına karşı çeşitli hukuki hakları bulunmaktadır. Öncelikle, ret kararının tebliğinden itibaren 60 gün içinde, kararın yeniden değerlendirilmesi amacıyla yetkili makama itirazda bulunulabilir. İtiraz sürecinde, dilekçe ile başvuru yapılır ve ret kararının gerekçelerine itiraz edilerek, yeniden incelenmesi talep edilir.

Ret kararına karşı doğrudan iptal davası açma hakkı da bulunmaktadır. Bu durumda, idare mahkemesine başvurularak kararın iptal edilmesi talep edilebilir. İptal davasında, ret gerekçelerinin hukuka uygun olmadığı ve başvuru sahibinin Türk vatandaşlığına hak kazanması gerektiği ileri sürülür. Her iki durumda da, dilekçeler titizlikle hazırlanmalı ve itiraz gerekçeleri net bir şekilde belirtilmelidir.

Sonuç ve Değerlendirme

Evlilik yoluyla Türk vatandaşlığı kazanmak isteyenlerin, başvuru sürecinde doğru ve eksiksiz bilgi sunması kritik öneme sahiptir. Özellikle güvenlik kriterleri, başvuranların milli güvenlik veya kamu düzeni açısından bir risk taşıyıp taşımadığının tespiti için detaylı bir incelemeye tabidir. Başvurunun olumlu sonuçlanabilmesi için başvuru sahiplerinin tüm şartları yerine getirmesi gerekmekte olup, bu süreçte hukuki destek almak faydalı olacaktır​.

Anahtar kelimeler: Evlilik yoluyla vatandaşlık, yabancı, Türk vatandaşlığı, avukat, Tuzla, İstanbul

ÖNEMLİ HATIRLATMA: Evlilik yoluyla Türk vatandaşlığı kazanma süreci, belirli yasal şartlar ve detaylar içeren, hassas bir süreçtir. Bu nedenle, evlilik yoluyla Türk vatandaşlığı kazanmak isteyenlerin bu süreci alanında uzman bir danışman eşliğinde yürütmeleri, başvurunun daha sorunsuz ilerlemesini ve olası hak kayıplarının önlenmesini sağlayacaktır.

Read More

كيفية الحصول على الجنسية التركية عن طريق الزواج؟ الشروط والإجراءات

يجب على الأجانب الذين يرغبون في الحصول على الجنسية التركية عن طريق الزواج استيفاء متطلبات معينة وتقديم الوثائق اللازمة بشكل كامل. تتضمن هذه العملية تقديم طلب تفصيلي وإجراء مراجعة لإثبات أن الزواج حقيقي وأن المتقدم لا يشكل خطرًا أمنيًا على تركيا.

1. شروط التقديم

يجب على الأجانب المتقدمين للحصول على الجنسية التركية عن طريق الزواج استيفاء الشروط الأساسية التالية:

الزواج لمدة لا تقل عن ثلاث سنوات: يجب أن يكون الأجانب المتزوجين من مواطن تركي في زواج مستمر لمدة لا تقل عن ثلاث سنوات. يجب أن يكون الهدف من الزواج تكوين وحدة عائلية حقيقية، وليس فقط من أجل الحصول على الجنسية. في حالة اكتشاف زواج أو علاقة بأهداف غير حقيقية، سيتم رفض الطلب.

وحدة الأسرة والزواج: من المهم أن يحافظ الزوجان على وحدة الزواج والحياة الأسرية. قد تؤدي التصرفات التي تنتهك وحدة الزواج أو السلوكيات التي تُعتبر غير لائقة من قبل المجتمع (مثل الأنشطة غير القانونية) إلى نتيجة سلبية في عملية التقديم.

التوافق مع الأمن العام: يجب ألا يشكل المتقدم الأجنبي تهديدًا للأمن العام أو النظام الاجتماعي. لن يتم قبول طلبات الأفراد المرتبطين بأنشطة مثل الإرهاب أو التجسس أو الجريمة المنظمة. تشكل المراجعة الشاملة لأغراض الأمن القومي والنظام العام جزءًا أساسيًا من عملية التقديم.

2. الوثائق المطلوبة

يجب تقديم الوثائق التالية بشكل كامل لتقييم الطلب:

استمارة التقديم: المعروفة بنموذج VAT-6، وهي الوثيقة التي تبدأ عملية التقديم الرسمية.

جواز السفر أو شهادة عدم الجنسية: هذه الوثائق ضرورية للتحقق من هوية المتقدم.

شهادة الزواج ونسخة من السجل السكاني: يجب تقديم نسخة من شهادة الزواج ونسخة من السجل السكاني للزوج التركي.

السجل الجنائي: يزيد السجل الجنائي النظيف من احتمال قبول الطلب.

تصريح الإقامة والصور البيومترية: بالنسبة للمقيمين في تركيا، يجب تقديم تصريح إقامة وصور بيومترية تم التقاطها خلال الأشهر الستة الأخيرة.

3. تحديد موعد ومراجعة الوثائق

تُقدّم الطلبات إلى مديرية الأحوال المدنية وشؤون المواطنة في تركيا أو إلى القنصليات في الخارج. تُقدَّم الوثائق اللازمة خلال الموعد.

مراجعة الوثائق: من الضروري أن تكون الوثائق كاملة لقبول الطلب. لن يتم معالجة الطلبات غير المكتملة.

4. مرحلة المقابلة

في عملية التقديم للحصول على الجنسية التركية عن طريق الزواج، يخضع المتقدم الأجنبي وزوجه التركي لمقابلة مع لجنة من مديرية الأحوال المدنية وشؤون المواطنة في المحافظة. الهدف الرئيسي من هذه المقابلة هو تقييم مدى صدق الزواج وتحديد ما إذا كانت هناك وحدة عائلية حقيقية. تعتبر مرحلة المقابلة إحدى الخطوات التقييمية الأكثر أهمية وشمولية في عملية التقديم.

تطرح اللجنة أسئلة لفهم نمط حياة الزوجين وقراراتهما المشتركة وروتينهما اليومي وجوانب زواجهما. تقوم هذه العملية بفحص دقيق لمعرفة ما إذا كان الزواج يهدف فقط للحصول على الجنسية. بعد تقييم اتساق وصحة إجابات الزوجين، تتوصل اللجنة إلى قرار. إذا تم تقديم رأي إيجابي، يتم إرسال الطلب إلى وزارة الداخلية التي تتخذ القرار النهائي.

5. معايير الأمن والنظام العام

يجب ألا يشكل المتقدم تهديدًا للأمن القومي أو النظام العام في تركيا. ويجب ألا يكون للمتقدم صلات بأنشطة مثل الإرهاب أو الاتجار بالبشر أو التجسس. الأشخاص المتورطون في مثل هذه الأنشطة غير مؤهلين للتقدم بطلب للحصول على الجنسية.

خلال هذه العملية، يقوم قسم الشرطة والمنظمة الوطنية للاستخبارات بفحص السجل الجنائي للمتقدم والتحقيقات الجارية. إذا كان المتقدم يخضع حاليًا للمحاكمة أو التحقيق في أي جريمة، يؤثر ذلك مباشرةً على عملية التقديم. في هذه الحالة، يتم تقديم تقرير أعده قسم شرطة المحافظة إلى وزارة الداخلية التي تتخذ القرار النهائي. الأشخاص المرتبطون بجرائم تهدد الأمن القومي يفقدون حقهم في التقديم للحصول على الجنسية.

تقوم هذه المراجعات بفحص دقيق للتاريخ الشخصي للمتقدم، والسجلات الجنائية، والإجراءات القانونية. إذا قدم المتقدم معلومات أو وثائق إضافية لدعم هذه المراجعات، فيمكن تضمينها في ملف طلبه. ومع ذلك، في حالة وجود محاكمة جارية أو تحقيق جنائي، قد يتم رفض الطلب، مما يمنع المتقدم من الحصول على الجنسية التركية. لذلك، من المهم حل أي قضايا قانونية قبل التقديم.

6. تقديم دعوى قضائية ضد رفض طلب الجنسية عن طريق الزواج

قد يواجه الأشخاص الذين يتقدمون للحصول على الجنسية التركية عن طريق الزواج رفضًا لأسباب مختلفة أثناء عملية التقديم. تشمل هذه الأسباب عدم استيفاء الشروط المطلوبة، تقديم وثائق غير كاملة أو غير صحيحة، عدم تصحيح النواقص في الوقت المحدد، أو نتيجة غير مواتية للمقابلة. عندما يتم اتخاذ قرار بالرفض، يتم إبلاغ المتقدم أو ممثله رسميًا.

يتمتع المتقدم بحقوق قانونية معينة للطعن في قرار الرفض. أولاً، يمكنهم التقدم إلى الجهة المختصة لإعادة النظر في غضون 60 يومًا من إخطار قرار الرفض. خلال عملية الاستئناف، يتم تقديم التماس للطعن في أسباب الرفض وطلب إعادة التقييم.

كما يحق لهم رفع دعوى إلغاء ضد قرار الرفض مباشرةً. في هذه الحالة، يمكن للمتقدم التوجه إلى المحكمة الإدارية لطلب إلغاء القرار. في دعوى الإلغاء، يتم الدفع بأن أسباب الرفض غير متوافقة مع القانون، ويُدعى أن المتقدم يجب أن يستحق الجنسية التركية. في كلتا الحالتين، يجب إعداد الالتماسات بعناية وتحديد أسباب الاعتراض بوضوح.

الخاتمة والتقييم

بالنسبة لأولئك الذين يرغبون في الحصول على الجنسية التركية عن طريق الزواج، فإن تقديم معلومات دقيقة وكاملة أثناء عملية التقديم أمر بالغ الأهمية. تتضمن معايير الأمان، على وجه الخصوص، مراجعة تفصيلية لتحديد ما إذا كان المتقدمون يشكلون خطرًا على الأمن القومي أو النظام العام. يجب أن يستوفي المتقدمون جميع المتطلبات للحصول على نتيجة إيجابية. يمكن أن تكون المساعدة القانونية مفيدة طوال هذه العملية.

كلمات مفتاحية: الجنسية عن طريق الزواج، أجنبي، الجنسية التركية، محامي، توزلا، إسطنبول

تذكير هام: تعتبر عملية الحصول على الجنسية التركية عن طريق الزواج إجراءً حساسًا يحتوي على متطلبات قانونية محددة وتفاصيل. لذلك، يُنصح أولئك الذين يسعون للحصول على الجنسية التركية عن طريق الزواج بإجراء هذه العملية بمساعدة مستشار خبير، لضمان سير عملية التقديم بشكل أكثر سلاسة ومنع فقدان الحقوق المحتملة. يمكنكم التواصل للحصول على الدعم القانوني عبر الرسائل أو الاتصال الهاتفي.

Read More