Anlaşmalı Boşanmada  Maddi ve Manevi Tazminat Taleplerinden Feragat Geçerli Olur Mu? Bu yazı, anlaşmalı boşanma sürecinde tarafların maddi ve manevi tazminat taleplerinden vazgeçip geçemeyeceği, bu vazgeçmenin hukuki bağlayıcılığı ve feragat eden tarafın ileride aynı konuda dava açma hakkının bulunup bulunmadığı sorularını, sunulan çeşitli Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi kararları ışığında analiz etmektedir. İncelenen kararlar, bu konuda yerleşik bir içtihat bulunduğunu göstermekle birlikte, feragatin geçerliliği ve sonuçları açısından dikkat edilmesi gereken önemli detayları ve istisnai durumları da ortaya koymaktadır.

Yargıtay anlaşmalı boşanma sürecinde tarafların maddi ve manevi tazminat taleplerinden karşılıklı veya tek taraflı olarak vazgeçebileceği konusunda hemfikirdir. Bu hukuki işlem, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda (HMK) “feragat” olarak tanımlanmaktadır. Yargı kararlarında altı çizilen temel ilke, usulüne uygun yapılan bir feragatin taraflar için kesin ve bağlayıcı sonuçlar doğurmasıdır.

Yargıtay’ın istikrarlı uygulamasına göre feragat, tek taraflı bir irade beyanı olup geçerliliği karşı tarafın veya mahkemenin onayına bağlı değildir. En önemlisi, HMK’nın 311. maddesi uyarınca feragat, kesin hükmün hukuki sonuçlarını doğurur. Bu durum, birçok kararda şu ifadelerle vurgulanmıştır: “Feragat niteliğinde olup feragatten rücu mümkün değildir.” (Yargıtay 2. HD – 2009/20500) “Feragat, o iradenin açıklandığı anda kesin hükmün sonuçlarını doğurur.” (Yargıtay 2. HD – 2014/19891)

Bu ilkenin doğal sonucu olarak, anlaşmalı boşanma protokolünde veya dava sürecinde tazminat haklarından geçerli bir şekilde feragat eden bir taraf, bu kararından daha sonra dönemez ve aynı taleplerle yeni bir dava açamaz. Mahkemeler, yapılmış olan geçerli bir feragate rağmen açılan tazminat davalarını veya ileri sürülen talepleri reddetmekle yükümlüdür. Nitekim Yargıtay, feragat beyanına rağmen tazminata hükmedilmesini “usul ve yasaya aykırı” bularak bozma nedeni saymaktadır (Yargıtay 2. HD – 2011/7336, Yargıtay 2. HD – 2018/7462).

Anlaşmalı boşanmada Feragatin Geçerlilik Şartları ve İstisnaları

Ana kural feragatin kesin ve bağlayıcı olduğu yönünde olsa da, kararlar feragatin geçerliliği ve kapsamı açısından dikkat edilmesi gereken önemli hususları ortaya koymaktadır. Bu detaylar, feragatin bağlayıcılığını etkileyebilir ve bazı durumlarda tarafa yeniden dava açma hakkı tanıyabilir.

a) Feragat Beyanının Açıklığı ve Kesinliği: Feragatin bağlayıcı olabilmesi için irade beyanının hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde açık, net ve koşulsuz olması gerekir. Genel ve muğlak ifadeler, Yargıtay tarafından feragat olarak yorumlanmamaktadır.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin bir kararında, davacının “hiç bir talebinin olmadığı” yönündeki genel beyanının feragat sayılmayacağı, “kadının bu beyanının feragat kabul edilebilmesi için hangi haktan vazgeçtiğinin açıkça belirtilmesi gerektiği” vurgulanmıştır (2018/2762-2019/801).

Benzer şekilde, bir başka kararda, feragat beyanının şarta bağlı olması veya belirsizlik içermesi durumunda “kayıtsız ve şartsız olma niteliğinden yoksun” kabul edileceği ve bu nedenle geçerli bir feragat olarak değerlendirilemeyeceği belirtilmiştir (Yargıtay 2. HD – 2022/11414).

b) Anlaşmalı Boşanmanın Çekişmeliye Dönmesi Durumu: Anlaşmalı boşanma protokolü kapsamında yapılan feragat beyanları, boşanmanın “anlaşmalı” olarak sonuçlanması koşuluna bağlıdır. Eğer taraflar duruşmada anlaşamaz ve dava çekişmeli boşanmaya dönerse, başlangıçta yapılan feragat beyanları geçerliliğini yitirir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi bu durumu, “tarafların dava dilekçesindeki boşanmanın mali sonuçlarına ilişkin beyanları bu taleplerinden feragat olarak değerlendirilemez” şeklinde açıklamıştır (2011/2011-2011/22275). Bu durumda mahkemenin, tarafların kusur durumunu ve taleplerini yeniden değerlendirmesi gerekir.

c) Feragatin Kapsamı ve İrade Sakatlığı: Feragat, yalnızca açıkça vazgeçilen hakları kapsar. Örneğin, sadece maddi tazminattan feragat edilmesi, manevi tazminat hakkını ortadan kaldırmaz. Ayrıca, HMK uyarınca feragat kesin hüküm gibi sonuç doğursa da, bu durum mutlak değildir. Feragat beyanının hata, hile veya tehdit gibi iradeyi sakatlayan nedenlerle yapıldığı ispatlanırsa, feragatin iptali için dava açılabilir.

d) “Doğmamış Haktan Feragat Olmaz” İlkesi: Özellikle mal rejiminin tasfiyesine ilişkin alacaklar gibi, boşanma davası sonuçlanmadan ve hak tam olarak doğmadan yapılan genel feragat beyanlarının geçerliliği tartışmalıdır. Yargıtay, “doğmamış haktan feragat olmaz” ilkesini benimsemektedir. Bu ilke, boşanmanın fer’i niteliğindeki tazminatlardan (TMK md. 174) ziyade, mal rejiminden kaynaklanan alacaklar (katılma alacağı vb.) için daha sık gündeme gelmektedir.

Sonuç

Anlaşmalı boşanmada taraflar, boşanma protokolünde veya dava sırasındaki beyanlarıyla maddi ve manevi tazminat taleplerinden vazgeçebilirler. Vazgeçme Bağlayıcıdır. Usulüne uygun olarak, açık, net ve koşulsuz bir şekilde yapılan feragat beyanı, HMK uyarınca kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Bu feragatten geri dönülemez ve tarafları bağlar. Geçerli bir feragat beyanında bulunan taraf, daha sonra aynı hukuki sebebe dayanarak tazminat talebiyle yeni bir dava açamaz. Mahkemeler bu tür davaları “feragat nedeniyle” reddedecektir. Ancak bu kuralın bağlayıcılığı; feragat iradesinin açık ve kesin olmasına, davanın anlaşmalı olarak sonuçlanmasına ve feragat beyanının irade sakatlığı hallerinden ari olmasına bağlıdır. Tarafların, anlaşmalı boşanma protokolü hazırlarken vazgeçtikleri hakların kapsamını net bir şekilde belirlemeleri, gelecekte ortaya çıkabilecek hukuki uyuşmazlıkları önlemek adına kritik öneme sahiptir. Bir makale önerisi.

Neden Uzman Tuzla Avukat Desteği Gerekli?

Anlaşmalı boşanma sürecinde maddi ve manevi tazminat gibi haklardan feragat etmek, telafisi güç sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle tarafların, sürecin her aşamasında hak kaybına uğramamaları için hukuki destek alması son derece önemlidir.

Tuzla avukat, Pendik avukat, Kartal avukat, Maltepe avukat, Gebze avukat, Tepeören avukat, Orhanlı avukat, Aydınlı Avukat ve Çayırova avukat gibi bölgesel olarak aile hukuku ve özellikle kat mülkiyeti, boşanma ve tazminat alanında uzmanlaşmış hukukçulardan profesyonel destek alınması; protokolün doğru düzenlenmesi, geçerli feragatlerin tespiti ve olası uyuşmazlıkların önlenmesi açısından büyük avantaj sağlar.