Giriş

Güzellik merkezlerinde yapılan güzellik hizmeti işlemler bazen istenmeyen sonuçlara yol açabilir. Özellikle tüy alma, lazer epilasyon veya cilt bakımı gibi işlemler sırasında ciltte kesikler, yanıklar ya da kalıcı izler oluşması durumunda mağdur olan kişinin hukuki haklarını bilmesi büyük önem taşır. Bu makalede, güzellik merkezinde işlem yaptırırken cildinde kesi oluşan bir kişinin hangi hukuki yollara başvurabileceği ve ödediği ücretin tazminat olarak geri alınıp alınamayacağı ayrıntılı şekilde ele alınmaktadır.

 Sunulan çok sayıda Yargıtay, Bölge Adliye Mahkemesi kararı analiz edilerek, mağdurun hangi davaları açabileceği, bu davalarda hangi hukuki dayanakları kullanabileceği, ispat yükümlülükleri ve en önemlisi, ödediği işlem bedelini ve diğer zararlarını tazminat olarak talep edip edemeyeceği konuları bütüncül bir yaklaşımla ele alınmıştır.

A) Güzellik Hizmetinde Hukuki İlişkinin Tanımlanması ve Görevli Mahkeme

Yargı kararları, güzellik merkezinde sunulan hizmetin hukuki niteliğini iki ana eksende ele almaktadır. Bu ayrım, davanın hangi mahkemede görüleceği açısından kritik öneme sahiptir.

Eser Sözleşmesi Yaklaşımı: Birçok Yargıtay kararı, estetik amaçlı bu tür işlemleri Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenen “eser sözleşmesi” olarak nitelendirmektedir. Bu yaklaşıma göre güzellik merkezi (yüklenici), belirli bir sonucu (estetik görünüm) taahhüt etmektedir. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin bir kararında bu durum şöyle ifade edilmiştir: “Bu tür durumlar ‘TBK’nın 470 (BK. m. 355) ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır’. Bu durumda güzellik merkezi ‘yüklenici’ konumundadır ve ‘yapımını yüklendiği işi, özen borcu gereği olarak fen ve sanat kurallarına, sözleşme hükümlerine, kendisine duyulan güvene ve beklenen amaca uygun şekilde yapmakla ödevlidir.'” (Yargıtay 3. HD, 2015/10634 E.). İşlem sonucunda ciltte kesikler, yanıklar, kalıcı izler oluşması, eserin “ayıplı” (kusurlu) olduğu anlamına gelir.

Tüketici İşlemi Yaklaşımı: Diğer ve daha yaygın olan yaklaşım ise bu ilişkiyi Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında bir tüketici işlemi” olarak görmektir. Güzellik merkezi ticari amaçla hizmet sunan bir “sağlayıcı”, işlemi yaptıran kişi ise “tüketici” konumundadır. Nitekim Yargıtay 13. Hukuk Dairesi bir kararında, ‘4077 Sayılı yasanın 23. maddesi, bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.'” (Yargıtay 13. HD, 2015/36944 E.) diyerek görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğunu netleştirmiştir.

Bu iki yaklaşım birbiriyle çelişmez. Modern hukuk uygulamasında, taraflardan birinin tüketici olduğu eser sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklara da Tüketici Mahkemeleri bakmaktadır. Bu nedenle, cildinde kesikler oluşan kişi, davasını büyük olasılıkla Tüketici Mahkemesi’nde açmalıdır.

B) Başvurulabilecek Hukuksal Yollar ve Tazminat Çeşitleri

Mağdurun başvurabileceği yollar ve talep edebileceği tazminatlar şunlardır:

Hukuk Davası (Tazminat Talebi): Bu en temel ve yaygın yoldur. Kişi, Tüketici Mahkemesi’ne başvurarak şunları talep edebilir:

İşlem Bedelinin İadesi (Maddi Tazminat): İncelenen kararlar, kusurlu hizmet nedeniyle ödenen bedelin iade edilebileceğini açıkça göstermektedir. Bakırköy 10. Tüketici Mahkemesi’nin bir kararında “davacının davalıya ödenen bedelin iadesi isteminin de kabulü gerektiği” (2021/755 E.) belirtilmiştir. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi de “sözleşme bedelinin iadesi” (2021/188 E.) talebini meşru bulmuştur.

Diğer Maddi Tazminatlar: Oluşan kesiklerin tedavisi için yapılan doktor, hastane ve ilaç masrafları gibi tüm giderler bu kapsamda talep edilebilir.

Manevi Tazminat: Ciltteki kesiklerin yol açtığı fiziksel acı, elem, ızdırap, estetik kaygı ve sosyal hayattaki olumsuz etkiler nedeniyle manevi tazminat talep edilebilir. Yargıtay, hatalı ağda sonrası yırtık oluşan bir olayda, “davacının ruh ve beden huzurunun bozulmadığını düşünmek kabil değildir (Yargıtay 13. HD, 2010/13173 E.) diyerek manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğini vurgulamıştır.

Ceza Hukuku Yolu (Şikayet): Meydana gelen yaralanma, Türk Ceza Kanunu kapsamında Taksirle Yaralama” suçunu oluşturabilir. Kişi, işlemi yapan personel ve sorumlu yöneticiler hakkında savcılığa şikayette bulunabilir. Ancak ceza hukuku yolu daha meşakkatlidir. Bazı kararlarda, Adli Tıp Kurumu’nun yaralanmayı “herhangi bir tıbbi kusur ya da ihmale izafe edilemeyen klinik tablonun doğal bir seyri olarak nitelendirildiği” (Yargıtay 12. CD, 2019/9780 E.) ve bu nedenle sanıkların beraat ettiği görülmektedir. Buna karşın, başka bir ceza davasında yaralanmanın lazer epilasyon aleti kullanım ve uygulama hatasından kaynaklandığı” (Yargıtay 12. CD, 2016/11766 E.) tespit edilerek sorumlular kusurlu bulunmuştur. Dolayısıyla ceza davasının sonucu, ihmalin net bir şekilde ispatlanıp ispatlanamadığına bağlıdır.

C) Davanın Kazanılmasındaki Kilit Unsurlar

Bir tazminat davasının başarıya ulaşması için aşağıdaki hususların kanıtlanması kritik öneme sahiptir:

Kusurun Varlığı: Davanın temelini, güzellik merkezinin veya çalışanının kusurlu (hatalı, özensiz, ihmalkâr) davrandığının ispatı oluşturur. İşlemin standartlara aykırı yapılması, hijyen kurallarına uyulmaması, yanlış cihaz veya teknik kullanılması gibi durumlar kusur teşkil eder.

Bilirkişi Raporu: Mahkemeler, bu tür teknik konularda karar vermeden önce mutlaka uzman bilirkişi raporu almaktadır. Rapor, genellikle dermatoloji ve güzellik uzmanlarından oluşan bir heyet tarafından hazırlanır. Yargıtay’ın vurguladığı gibi, mahkeme “Güzellik Uzmanı ile Dermatoloji uzmanının da bulunduğu bilirkişi heyeti oluşturularak, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine açık, ayrıntılı ve gerekçeli rapor tanzim edilmesini” (Yargıtay 13. HD, 2015/5821 E.) istemelidir. Davanın kaderi büyük ölçüde bu rapora bağlıdır.

Aydınlatma Yükümlülüğünün İhlali: Güzellik merkezinin, işlem öncesinde olası riskler ve komplikasyonlar hakkında müşteriyi bilgilendirmesi ve “aydınlatılmış onam” alması bir zorunluluktur. Yargıtay bu hususu şöyle belirtir: “...uygulama öncesi muhtemelen hasıl olabilecek sonuç ve komplikasyonlar hakkında iş sahibini bilgilendirmesi bir zorunluluktur.” (Yargıtay 3. HD, 2015/10634 E.). Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi, merkezin sorumluluğunu ağırlaştıran bir faktördür.

Sonuç

Güzellik merkezinde bir işlem sırasında cildinde kesikler, yanıklar veya kalıcı izler oluşan kişi, çok yönlü hukuki haklara sahiptir. İncelenen yargı kararları, bu kişinin Tüketici Mahkemesi’ne başvurarak hem ödediği işlem bedelinin iadesini hem de tedavi masrafları gibi diğer maddi zararlarını ve çektiği acı için manevi tazminat talep edebileceğini net bir şekilde ortaya koymaktadır.

Bu sürecin başarısı, güzellik merkezinin kusurlu hizmet verdiğinin, özellikle de alanında uzman bilirkişilerden alınacak raporlarla ispatlanmasına bağlıdır. Merkezin işlem öncesi riskler hakkında yeterli bilgilendirme yapmamış olması da davacının elini güçlendirecektir. Olayın niteliğine göre taksirle yaralama suçundan dolayı ayrıca bir ceza şikayetinde bulunmak da mümkündür. Sonuç olarak, hukuki süreç doğru adımlarla yönetildiği takdirde, mağdurun uğradığı zararın tazmin edilmesi ve ödediği ücreti geri alması kuvvetle muhtemeldir.

Neden Uzman Tuzla Avukat Desteği Gereklidir?

Güzellik merkezinde hatalı işlem sonucu oluşan yanık, kesik, iz gibi zararlarda tazminat süreci, teknik bilgi, sağlık hukuku bilgisi ve Yargıtay kararlarının yorumlanmasını gerektirir. Dava sürecinde bilirkişi raporları, tanık beyanları, hastane belgeleri ve sözleşme incelenmesi gibi birçok detay önem kazanır.

Bu nedenle mağdurların, Tuzla avukat, Pendik avukat, Kartal avukat, Maltepe avukat, Gebze avukat, Tepeören avukat, Orhanlı avukat, Aydınlı avukat ve Çayırova avukat gibi bölgesel ve tüketici hukuku alanında deneyimli avukatlardan destek alması, hem maddi hem de manevi hak kayıplarının önüne geçmek açısından çok önemlidir.

Uzman bir Tuzla avukat; hangi mahkemede dava açılacağını, nasıl delil toplanması gerektiğini, hangi Yargıtay kararlarının örnek gösterilebileceğini bilir ve tazminat miktarının artırılması için stratejik katkı sağlar.