Adil yargılanma hakkı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesi kapsamında korunan temel bir haktır. Bu hakkın ayrılmaz bir parçası ise “makul sürede yargılanma” ilkesidir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), bu ilkeyi ihlal eden durumlarda devletleri sorumlu tutmakta ve önemli içtihatlar geliştirmektedir.

AİHM’in yerleşik içtihadına göre, bir davanın karmaşık olması, yargılamanın aşırı şekilde uzamasını otomatik olarak haklı çıkarmaz. Mahkeme, davanın teknik veya hukuki olarak zorlayıcı olmasını dikkate almakla birlikte, yargı makamlarının özensiz, yetersiz ve ihmalkâr tutumları nedeniyle yaşanan gecikmeleri kabul etmemektedir. Yani karmaşıklığı tek başına gerekçe olarak kabul etmemektedir.

Örneğin AİHM, “Adiletta ve Diğerleri/İtalya (1991)”, “Akdemir ve Evin/Türkiye (2015)”, “Süleyman Ege/Türkiye (2013)”, “Kudra/Hırvatistan (2012)” ve “Oyal/Türkiye (2010)” kararlarında, davanın karmaşıklığı gerekçesinin makul sürenin aşılmasını açıklamakta yetersiz kaldığını açıkça belirtmiştir.

Yargılama makamları, karmaşık olduğunu kabul ettikleri bir davada bile dosyanın uzun süre işlem görmeden beklemesine neden oluyorsa, bu durum yargı organlarının özensizliği olarak değerlendirilir. Yani, sadece dava karmaşık diye aylarca veya yıllarca işlem yapılmaması, makul süre ilkesinin açık ihlali anlamına gelir.

AİHM’e göre, yargılama süresindeki gecikmelerin açıklanabilmesi için; Dava karmaşıklığı ile yargı sürecindeki gecikme arasında gerçek bir bağ bulunmalı, Mahkemelerin süreci etkin ve dikkatli şekilde yönetmiş olması gerekir.Bu unsurlar yoksa, karmaşıklık savunması geçersizdir ve başvurucunun adil yargılanma hakkı ihlal edilmiş sayılır.


Bireysel Başvurularda Neden Uzman Avukat Desteği Gerekli?

Yargılamanın makul sürede sonuçlanmaması, bireysel başvuruya konu edilebilecek önemli ihlallerden biridir. Ancak bu ihlalin Anayasa Mahkemesi veya AİHM önünde kabul edilebilmesi için: Somut verilerle desteklenmiş bir zaman çizelgesi, Gecikmenin dava karmaşıklığıyla açıklanamayacağını ortaya koyan hukuki analiz, Yargı mercilerinin ihmalini gösteren belgeler gibi teknik detaylar hukuki uzmanlık gerektirir.

Uzman bir avukat; Süreci baştan sona analiz eder, AİHM ve AYM içtihatlarına uygun dilekçeler hazırlar, Hak ihlalini etkili biçimde ortaya koyar. Aksi halde, haklı olduğunuz bir durumda bile başvurunuz “yetersiz delil” veya “şekli eksiklik” nedeniyle reddedilebilir. Bu da telafisi imkânsız bir hak kaybına neden olabilir. Bu nedenle, makul sürede yargılanma hakkı gibi teknik konularda bireysel başvuru yapmadan önce alanında uzman bir avukattan hukuki destek almak, başvurunun başarı şansını ciddi oranda artırır.